Evde Kaybolan Eşyaların Kaybolma Hikayelerine Göre Bir Sınıflandırma
asla hiçbir yere kaybolmayan eşyalardır bunlar aslında. [bkz. annelerin el kitabı / kayıp eşya manifestosu / kural 2: "evin içinde duran şey nereye kaybolacak allasen!"] (meraklısı için kural 1: nereye koyduysan ordadır / nerde çıkardıysan ordadır / nereye bıraktıysan ordadır)
aslında hiçbir yere kaybolmayan bu eşyalar üçe ayrılır:
1) "anneler tarafından bulunmak üzere bir köşeye saklananlar"
annenizle aranızı bozmak üzere işbirliği etmiş eşyalardan oluşan bu kümenin elemanları kayıp eşyaların en tehlikelileridir. genelde en acil ihtiyacınız oldukları zamanlarda önceden belirledikleri köşelerine sinen bu hınzır eşyalar, yegâne silâhınız olan annenizi üzerlerine salmanızla ortaya çıkıverirler. bu eşyalarla ilgili olarak şöyle diyaloglar yaşamanız olasıdır:
+ anne nerde benim kırmızı şalım?
+ yorma beni annem, hatırlamıyorum işte! bi de sen baksana..
- nasıl bakıyosun anlamıyorum ki! oraya gelir de o şalı bulursam boynundan kalorifer borusuna bağlarım ama seni!
+ yaa valla her yere baktım be annem!
... (annenin olaya el atmasıyla şalın bulunması arasında bir dakika bile geçmez.)
- (şalı gözünüze sokaraktan) aramayı bilmiyosun ki..
+ yaa ben bakmıştım oraya..
- hay ben senin benzediğin damara!..
2) "ihtiyaç duyulmadıkları herhangi bir zamanda başka bir şey aranırken bulunmak üzere bir köşeye saklananlar"
belki de bir hafta boyunca her bir yere 10'ar defa bakmanıza rağmen bulamadığınız bu cins eşyalar, örneğin aradan geçen üç aylık bir zaman dilimi sonunda, alâkasız başka bir şeyi aramaya yeltenirken elinizi attığınız ilk yerden çıkıverirler. tam da bu eşyalar için kayıp eşya manifestosu der ki: "kayıp eşya madencisi bir eşyayı ararken başka bir eşya bulduysa, o noktada aramayı sonlandırması farzdır. zira bir gün içerisinde birden fazla kayıp eşya bulmak, benim diyen evliyalara bile nasip olmamıştır."
3) "alâkasız bir zamanda akla düşüp aranmak üzere bir köşeye saklananlar"
bu grubu oluşturan eşyalar sadece sinir bozmak üzere aklınıza düşüveren, fi tarihinden beri ortalarda görünmemeleri kuvvetle muhtemel eşyalardır. bulundukları vaki olmadığı gibi, bulunamamalarından kaynaklı herhangi bir kayıp da mevzubahis değildir. bu eşyalarla ilgili olarak şöyle diyaloglar yaşamanız olasıdır:
+ anne hani benim bi bebeklik battaniyem vardı. sarı çiçekli.. hep ona sarılıp uyurmuşum hani.
- ee?
+ nerde o şimdi?
- napıcaksın şimdi bebeklik battaniyeni kızım?
+ bilmem aklıma geldi. nereye saklamıştık onu?
- delirtme beni gece gece. otur oturduğun yerde!
+ verdin yine dimi birine? kesin verdin battaniyemi..
- başlatma bebekliğinden de battaniyenden de! git bi çay koy.
bitirirken
her üç durumda da -evinizin içinde bir kara delik bulunma olasılığı yoksa- eşyalarınızın sizin bilinciniz dışında bir yerlere saklanmalarının mümkün olmadığını unutmayın. yine de suçu kayıp eşyalara atmak, 'aramaya inanmak'tan her daim daha keyiflidir, her yiğidin harcıdır efendim.