Evrimin, Tahmin Etmediğiniz Kadar Önemli Aşamalarından Biri: Ateşin Bulunuşu

Ateşin bulunuşunun önemi nedir? Hangi çağda gerçekleşmiştir? Yemekleri pişirmekten, çevresinde oturup sosyalleşirken dilimizin gelişmesini sağlamasına kadar pek çok faydası olan bu olayı inceliyoruz.
Evrimin, Tahmin Etmediğiniz Kadar Önemli Aşamalarından Biri: Ateşin Bulunuşu
iStock

Nedir olay?

takriben 900.000 yıl önce gerçekleştiği tahmin edilen "ateşin kontrollü kullanımı", evrimin önemli aşamalarından biri. ateş, vahşi hayvanlardan korunmanın yanı sıra, pişmiş et yemeye başlama ve bu sayede sindirimi kolaylaşan etlerden daha fazla kalori alarak büyüyen homo sapiens beyninin besin ihtiyacını daha kolay karşılayabilme gibi önemli bir avantaj da sağlıyor.

Ne zaman oldu bu?

yaklaşık 700.000 yıl önce homo erectus'un ateşi yakabildiği ve kontrol ettiği bilinir. ateş yırtıcı hayvanlara karşı koruma sağlıyordu, ilk hominidlerin yaptığı gibi eti çiğ yemeyip pişirmeye başladılar. geceleri ve kışları sağladığı ısıyla, insanların yeni yerleri keşfetmelerini mümkün kıldı.

ateş, homo sapiens'in evrimsel sürecinde büyük etkiye sahiptir

bilinmeyen bir sebepten ötürü, bugünkü insanların ataları olan canlıların beyni daha fonksiyonel çalışıyor ve daha fazla enerji tüketiyordu. bilindiği üzere insan beyni dinlenme halinde vücutta tüketilen enerjinin yüzde 35'ini tek başına tüketir ve bu diğer canlılar arasındaki en yüksek orandır.

tabii ki bu bir seçim meselesidir. insan evrimi daha fonksiyonel çalışan bir beyni seçerek ve enerjisini buraya yönlendirerek önce güçlü kaslarından vazgeçti. fiziksel gücü şempanze kuzenlerine göre çok sınırlı kaldı. bir şempanze homo sapiens'i asla sözlü bir tartışmada yenemezdi ancak tek bir hamleyle kemiklerini kırabilirdi.

ama bu yeterli değildi ve ikinci aşamada uzun bağırsak yollarımız kısaldı. burada ise ateş devreye girdi. dört ayak yerine ayağa kalkarak iki ayak iki el kullanmaya başlayan homo sapiens'in önce kalçaları daraldı ve dolayısıyla bağırsak yolları bir miktar kısaldı. ateşin de devreye girmesi, yemeklerin pişirilip daha kolay sindirilmesini ve uzun bağırsak yollarından kurtulmayı sağladı. tüm bunlar sonucunda insan beyninin hızlı evrimsel gelişimindeki enerji sorunu ortadan kalktı.

sonuç olarak ateşin icadı beynimizin evrimsel olarak bugünkü hale gelmesinde ve bizi biz yapan değerleri oluşturmamızda büyük rol oynadı.

bazı insan türleri 800 bin yıl önceden beri ateşi zaman zaman kullanıyordu

yine aşağı yukarı 300 bin yıl önce (bkz: homo erectus), neandertaller ve (bkz: homo sapiens)'in ataları da ateşi günlük olarak kullanıyordu. insanlar, nihayet güvenilir bir ısı ve ışık kaynağına ve aynı zamanda etraflarında gezinen aslanlara karşı ölümcül bir silaha kavuşmuşlardı. kısa süre içerisinde insanlar, komşularına karşı bu silahı bilerek kullanmış olabilirler. ateş dikkatli kullanıldığında sık bitki örtülerini av hayvanlarıyla dolu bir çayıra çevirebilir. ayrıca ateş söndükten sonra taş devri girişimcileri hala tüten kalıntılar arasında gezerek tütsülenmiş hayvanları, kabuklu yemişleri ve kökleri toplayabiliyorlardı. ama ateşin en büyük katkısı "pişirmekti".

insanların normalde sindiremedikleri buğday, pirinç ve patates gibi yiyecekler "pişirebilme becerisi" sayesinde şu anda besin zincirimizin temelini oluşturuyor. ateş, besinlerin kimyasını değiştirmekle kalmadı, onların biyolojisini de değiştirdi. pişirmek, gıdalarda bulunan parazit ve mikropları yok ettiği gibi insanların eskiden beri çok sevdikleri; meyve, kabuklu yemiş, böcek ve leşler pişirildiğinde daha çabuk sindirilebiliyordu. şempanzeler günde 5 saatlerini çiğ besinleri çiğnemeye harcarken, insanların pişmiş besinleri yemeleri için bir saat yeterli oluyordu.

kaynak: hayvanlardan tanrılara sapiens – insan türünün kısa bir tarihi

Son söz

ateşin bulunuşu kış günü birdenbire aklıma düştü... benim merak ettiğim ateşin bulunuşundan ziyade ateş yokken insanların nasıl ısındığı. yahu şu an evlerimizde dahi doğalgaz, elektrik, odun-kömür gibi araçlarla ısınmıyor olsak soğuktan helak olup gideriz. oysa zamanında insanlar mağaralarda, çadırlarda, ağaç kovuklarında üstlerine kat kat hayvan kürkü geçirerek doğaya karşı amansız bir savaş veriyordu. salt donup gitmeden insan ırkının bugünlere gelmiş olması büyük mucize vallahi... üşüyorum...