Eyfel Dışında Paris Çevresinde Görülmesi Gereken Yerler

Fransa'da nerelere gitmeli? Paris'te gezilecek yerler neresi? Bu ve daha fazlası için size Eyfel Kulesi dışında alternatif olabilecek yerleri sunduk.

van gogh'un yaşadığı bölge olan auvers sur oise

paris'e 35 km uzaklıkta ve paris'e gelen turistlerin uğraması gereken bir kasaba. rer trenlerinin chatelet les halles istasyonunda inip buradan 95-07 numaralı butry otobüsüne binerek gidebilirsiniz. vincent van gogh 20 mayıs 1890'da doktoru ve arkadaşı olan paul ferdinand gachet'e ve kardeşi theo'ya yakın olmak için buraya taşındı. bu kasabayı sevmesinin bir sebebi de kendi ülkesi hollanda'ya olan benzerliği. ama buraya yerleştikten iki ay sonra 27 temmuz 1890'da kendisini vurmuş ve 29 temmuz 1890'da ölmüş. buraya geldiğiniz zaman maison de van gogh hemen dikkat çekiyor. evin alt katında ise auberge ravoux restoranı bulunuyor. 


son günlerini geçirdiği odasını gördükten sonra van gogh'n hayatının anlatıldığı kısa bir film izledikten sonra ev turu tamamlanıyor. evden çıkıp sola doğru devam ederseniz dar merdivenlerden yukarı çıkarak van gogh'un ünlü l'eglise d'auvers tablosundaki eglise notre dame'ı görebilirsiniz. kilisenin arkasındaki dar yoldan devam edip başak tarlalarını geçtikten sonra vincent van gogh ve kardeşi theo'nun yan yana yattığı mezarlığa ulaşabilirsiniz. bazı sevenleri tarafından başaklar bırakılmış olan mezarlığa ziyaret sırasında ayçiçeği götürmek kendisini mutlu edebilir. mezarları mezarlığın en arkada duvar kenarındadır. bu kasabadaki turu parc van gogh'da ağaçlar altında pastane ve marketten alınan yiyeceklerinizi tüketerek bitirebilirsiniz.

birçok ünlü yazarın yaşadığı bölge olan latin quarter

paris'te birçok ünlü yazar ve ressamın yaşadığı bir bölge burası. yürüyerek gezmeyi sevenler için 7 km'lik ve yaklaşık 3 saat süren bir yolculuk bekliyor. bu gezinin başlangıç noktası 10 numaralı metro hattı üzerinde bulunan cardinal lemoine istasyonu. istasyondan çıktığınız zaman rue du cardinal lemoine üzerinde solda 71 numaralı bina irlandalı yazar james joyce'un bir dönem yaşadığı evi görebilirsiniz. james joyce ulysses kitabını burada tamamlamıştır. aynı yol üzerinde biraz daha ilerleyip sağda 74 numaralı binanın üçüncü katında 1922 - 1923 yıllarında ernest hemingway'in yaşadığı yeri görebilirsiniz. bu sokağın bir arka sokağı olan rue descartes 39 numarada da hemingway bir süre yaşamış. hemingway'in kitabında anlattığı sokaklarda yürürken rue clotilde'de eglise st etienne du mont'u görürsünüz. bu kiliseye gitmemizi yolda bizimle konuşmak isteyen parisli yaşlı bir teyze tavsiye etmişti. içinde oturup kilisenin serinliğinden yararlanabilirsiniz. 

buradan çıkıp seine kıyısını takip eden yolda birçok ünlü yazar ve şairin gittiği kitapçı, bar ve kafeler bulunur. rue des grands augustins'ten sola döndüğünüz zaman solda 7 numaralı binada pablo picasso'nun stüdyosu görürsünüz. 1936 - 1955 yılları arasında burada yaşamış ve guernica'yı 1937 yılında burada tamamlamıştır. st germain bulvarına inip sağa doğru devam ederseniz sağda 11. yüzyılda yapılmış olan eglise st germain des pres'i görürsünüz. ayrıca bu çevrede birçok güzel kafe ve restoranlar olduğundan bu uzun turda mola vermek için iyi bir noktadır. les deux magots, cafe de flore jean paul sartre, simone de beauvoir gibi ünlülerin takıldığı kafelermiş. ayrıca oscar wilde'in 1900 yılında menejitten olduğu l'hotel(o zamanki ismi hotel d'alsace) bu bölgede rue des beaux arts üzerinde 13 numaradadır. rue jacob 44 numarada bulunan hotel d'angleterre ise hemingway'in paris'te ilk gecesini geçirdiği oteldir. tam olarak tarih ve oda numarası da belirtilmiş. 20 aralık 1921 oda no 14. rue bonaparte'dan güneye doğru yürümeye devam ederseniz jardin du luxembourg'a ulaşırsınız. sokaklarda paris havası alıp araştırmacı gözlerle gezerken montparnasse bulvarı üzerindeki la rotonde, le dome, select, dingo bar gibi yerlerde yemek yiyip birşeyler içerek bu 7 km lik geziyi tamamlamanın keyfini çıkartabilirsiniz. burası 4 numaralı metro hattının geçtiği vavin istasyonu yakınlarındadır.

burada yaşayan ünlüler dışında en çok moulin rouge ile bilinen montmartre

uzun süre boyunca paris'in un ihtiyacını karşılayan değirmenlerin olduğu bir kasabaymış. 1860 yılında paris'e dahil edilmesiyle cazibesi ve ucuzluğu ile birçok ressam ve yazarın buraya yerleşmesine sebep olmuş. buradaki tura 2 numaralı metro hattı üzerinde bulunan blanche istasyonundan başlayabilirsiniz. istasyondan çıkar çıkmaz sizi kocaman kırmızı bir değirmen karşılıyor. kendisi efsanevi moulin rouge. 


moulin rouge'u solunuza alıp ilerlerken solda rue lepic'e girin. bu yol üzerinde sağda 54 numaralı binanın üçüncü katı theo van gogh'a aitmiş ve vincent van gogh 1886 - 1888 yılları arasında burada yaşamış. bu bölgedeki mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir diğeri yer basılıque du sacre coeur. sokaklarda yürüyerek tepeye tırmanmanın tadına varmak lazım. eğer ben tembelim o güzelliğe ulaşmak için yürüyemem derseniz yine 2 numaralı metronun anvers istasyonunda inip fünikiler ile buraya çıkabilirsiniz. kilisenin merdivenlerinde oturup paris'i seyrederek dinlenebilirsiniz. aşağıya inerken place du tertre'ye uğrayabilirsiniz. bol miktarda turist olan bir bölgedir. tepeden inmeye devam ederken rue poulbot üzerinde salvador dalı'nın üçyüzden fazla eserinin sergilendiği müzeyi ziyaret edebilirsiniz. ilginç heykeller ve kendi tasarladığı dudak şeklinde koltuğunda bulunduğu mobilyaları görebilirsiniz.

ve rönesans döneminden kalma birçok binanın bulunduğu marais


iv. henry'nin place des vosges'i yaptırması ve aristokratların buraya yerleşmesiyle değer kazanmaya başlamış. binaların birçoğu rönesans döneminden kalmış. 2 km'lik ve yaklaşık 1.5 saat süren bir gezi programı yapılabilir. yürüyüşe başlama noktası 2 numaralı sarı metro hattının st paul istasyonu. rue des nonnains d'hyeres'den güneye inip solda rue de hotel de ville ile rue du figuier köşesinde marais'in en eski malikanesi olan hotel de sens'i göreceksiniz. malikanelere hotel diyorlar. bu bina 1475'de inşa edilmiş. rue st paul'den kuzeye giderken solda eglise st paul bulunmakta. 1641 yılında reform karşıtları zamanında tamamlanmış. biraz daha kuzeyde rue malher'i geçtikten sonra rue pavee üzerinde sağda hotel lamoignon bulunur. 1585 ile 1612 yılları arasında ıı. henry'nin kızı düşes diane de france için inşa edilmiş.

Hôtel d'Angoulême Lamoignon

daha kuzeyde rue de thorigny üzerinde solda hotel aubert de fontenay bulunur. burası aynı zamanda musee picasso olarak bilinir. buradan geriye dönüp rue du parc royal üzerinde solda sırasıyla üç tane daha malikane bulunur. hotel de croisille, hotel de vigny ve pembe tuğlalı hotel duret de chevry. 

Hotel Duret de Chevry

1620 yılında inşa edilen bu üç bina şu anda arşiv ve kütüphane olarak kullanılıyor. güneyde rue des françs bourgeois takip edilerek place des vosges'e ulaşılır. buranın güney köşesinde 6 numaralı bina olan hotel de rohan guemenee 19. yüzyılın ilk yarısında victor hugo'nun yaşadığı binadır ve günümüzde maison de victor hugo olarak bilinir.


place des vosges'in diğer kapısından çıkıp rue st antoine'e gelince 62 numarada hotel de sully var. bu malikane 1624 yılında yapılmış. 250 metre ileride başlangıç noktası olan st paul metro istasyonuna ulaşılabilir.

Eyfel Kulesi'ni Yıkılmaktan Kurtaran Alman General: Dietrich Von Choltitz