Fakir Bir Çiftçi Çocuğu Olarak Doğan Francisco Pizarro'nun Güney Amerika'ya Hükmetme Öyküsü
inka altınları barbaros hayrettin'e karşı
1474 yılında fakir bir çiftçi annenin oğlu olarak ispanya’da, gayrimeşru şekilde, dünyaya gelen francisco pizarro, hayatın kendisine biçtiği bu kaderi reddeder ve o dönemde avrupalılarca yeni dünya olarak adlandırılan güney yarım küre’yi keşif için daha genç yaşlardan tüm şartlarını zorlamaya başlar.
bu macera tutkusu ile 10 kasım 1509 yılında, güney amerika sahillerinde bir koloni kurmak için yola çıkacak olan alonso de ojeda’nın ekibine katılır. ojeda ve pizarro, tarihler 20 ocak 1510’u gösterdiğinde, kendilerini, günümüz kolombiya’sının uraba körfezindeki san sebastian bölgesinde bulurlar, ancak, kolombiya’nın bataklıklarla dolu coğrafyası, tropikal iklim ve salgın hastalıklar, 300 kişinin sayısını hızla azaltır. ojeda, hem zamanla baş gösteren gıda sıkıntısını çözmek, hem mürettebat, hem de tıbbi destek bulmak için ekipten ayrılır ve komutayı pizarro’ya bırakır. ojeda, elli gün içinde yardım gelmediği takdirde pizzaro’ya, elindeki tüm imkanları kullanarak hispaniola’ya (haiti ve dominik cumhuriyeti'nin bulunduğu ada) ulaşmasını söyler. pizarro, geriye kalan 70 kişi ile elinden geldiğince dayanır, ancak tam umudunu kesip hispaniola’ya doğru yola çıkacakken, alonso de ojeda’nın astı olan martin fernandez de enciso’nun yardımı ulaşır.
zamanında kristof kolomb’un keşiflerinden etkilenerek coğrafi keşiflere yelken açan ve kazandıklarıyla hispaniola adasında çiftçilik yapan vasco nunez de balboa, geriye ödeyemediği borçları yüzünden adadan sürülünce, çareyi, pizarro’ya yardıma gitmekte olan enciso’nun gemisine kaçak binmekte bulur. enciso, balboa’yı fark eder ancak namını ve saygınlığını bildiğinden (zira kendisi sekiz yıl bölgede cirit atmıştır) ses edemez. coğrafi bilgisinden ve duruşundan dolayı, balboa’nın karizması gemi yardıma gidene kadar gün be gün artar, hatta mürettebat enciso’nun emirlerine karşı gelmeye bile başlar.
san sebastian’a varınca, durumun vehametini gören balboa, koloninin (gerek toprak verimliliği , gerek ise yerel halkın direncinin mütemadiyen daha zayıf olacağı düşüncesiyle) uraba’nın batısında, darien’de kurulması gerektiğini söyler. enciso, pizarro ve balboa, ojeda’nın ekibinden geride kalanlar ile darien’e doğru yola çıkar. ekip, darien’e vardığında enciso’nun mürettebatı kendisine karşı ayaklanır ve balboa’yı yeni lider tayin eder.
darien’e ulaştıklarında, balboa’nın bir hususta yanıldığı ortaya çıkar, zira 500 kadar yerli, şef cemaco’nun önderliğinde ispanyollar ile savaşa hazırdı. çok sayıda düşmandan ilk etapta çekinen ispanyollar , bakire meryem’in bir tezahürü olan “virgin de la antigua”ya dua eder ve savaşta başarılı olmaları durumunda, bu koloniye onun ismini vereceklerini adak adarlar. ispanyollar zor da olsa savaşı kazanır, balboa sözünü tutar ve eylül 1510’de kurulan koloniye “santa maría la antigua del darıén” adını verir. bu koloni, amerika anakarasında kurulan ilk kalıcı kolonidir.
pizarro, balboa ile işbirliğine devam eder ve ilerleyen yıllarda beraberce panama kıstağı’nı (isthmus of panama) geçerler, ve pasifik okyanusuna ulaşan ilk avrupalılar olurlar. gördüğünü bir iç deniz zanneden balboa, buraya güney denizi anlamına gelen “mar del sur” adını verir. (elbette bundan yıllar sonra, macellan, amerika kıtasının en güneyinde yer alan ve ilerde kendisiyle aynı adı taşıyacak burnu geçtikten sonra, gemisinin durağan bir şekilde seyretmesinden dolayı, buraya, hem ispanyolca, hem de portekizce’de “sakin” anlamına gelen “mar pacifico” diyecek, ve dünya yüzölçümünün üçte birinin isim babası olacaktı.)
eylül 1513’teki okyanus keşfinin ardından bir süre daha bu bölgede kalan balboa ile pizarro 1514 yılının başlarında darien’e geri döner ve bu keşfini ispanya kralı ferdinand’a anlatan bir mektup yazar. bu başarısından dolayı ferdinand kendisini panama ve coiba eyaletlerine vali olarak atar, ancak bu uzun sürmez, zira balboa'nın ispanya'daki düşmanları onu hainlikle suçlar ve tüm valilik yetkilerini, 1514 ortalarında darien’e gelen pedro arias da silva’ya (bilinen adıyla pedrarias) bırakır.
vali pedrarias, ilk icraatlerinden biri olarak balboa’yı, belediye başkanı gaspar de espinoza’ya tutuklatır ve hakkında soruşturma başlatır. balboa, enciso'nun sürgüne gönderilmesinden ve kaşif diego de nicuesa’nın da 1511’deki ölümünden sorumlu tutulur, ancak balboa bu suçlamalardan beraat eder.
ikili arasındaki sular hiçbir zaman durulmaz, pedrarias, balboa’nın süksesini ve başarılarını kıskanır ve kendisini pasifize etmek için kızıyla bile evlendirir (ancak bu evlilik vekaletle gerçekleşir, zira, pedrarias'ın kızı ispanya'dadır) ancak bu dostluk en fazla iki sene sürer. balboa yine bir keşifteyken, pedrarias kendisine bir mektup yazar ve apar topar onu darien’e çağırır. bu esnada, balboa’nun eski kadim dostu pizarro ile anlaşan pedrarias, balboa’yı geri dönüş yolunda hazırlıksız şekilde kıstırır ve güney denizinde başka bir devlet kuracağı suçlamasıyla tutuklatır. apar topar mahkemeye çıkartılan balboa'ya idam cezası verilir. balboa, dört adamı ile birlikte ocak 1519'da idam edilir.
bugün panama, iki okyanus arasında önemli bir ticaret yolu olmasında büyük rol oynayan balboa’ya şükranlarını, adını birçok caddeye, sokağa ve para birimine (bkz: panama balboası) vererek sunmaktadır. ayrıca ay’da bulunan bir krater de, balboa adıyla anılmaktadır.
ancak asıl hikaye bundan sonra başlar
sessiz, sakin ve düşündüğünü hiç belli etmeyen bir imaj çizen pizarro elbette bu başarısının (!) karşılığını alır ve 1519 yılında pedrarias tarafından panama şehrine hakim (alcalde) olarak atanır (ancak daha sonra, bu şehirde de yükselecek ve belediye başkanı olacaktır).
daha fazla güç ve zenginlik isteyen pizarro, 1524 yılında, güney amerika’nın keşfi için, rahip hernando de luque ve diego de almagro ile bir ortaklık kurar. hatta bu ortaklığa “empresa del levante” adını bile verirler. bu ortaklıkta, pizarro; askerlere komuta edecek, almagro; asker ve gıda temininden sorumlu olacak, rahip luque ise finansal destek sağlayacaktır. kasım 1524’te ilk keşif ekibi yola çıkar. pizarro, malzemelerinin azalmasıyla inci adasında ikmal için durur. kendilerine yardım eden-yemek veren dost yerlilerin altınlarını çalarak, keşiflerine devam ederler ve ilk seferinde ancak ekvador'a kadar ilerleyebilirler, bu geri dönüş esnasında, biru nehrinden esinlenerek, gördükleri güney topraklarına "peru" adını verirler.
pedrarias, pizarro'nun keşiflerine devam etmesine izin vermez. pizarro bunun üstüne 1528 yılında, güney amerika'dan ayrılarak, ispanya'ya döner ve burada 5. charles'a peru'nun daha fazla araştırılması ve keşfedilmesi için bir dilekçe verir. pizarro'nun heyecanından ve tecrübelerinden etkilenen 5. charles, pizarro'ya izin vermekle kalmaz, aynı zamanda onu (panama'nın güneyinde yer alan) yeni kastilya eyaletine vali ve kaptan olarak atar.
pizarro, 1530 yılında panama'ya döner ve 1531 yılının ocak ayında peru'ya yelken açar. 180 mürettebat ve 37 at ile peru sınırlarına ulaşan pizarro, günümüzde (ekvador sınırına oldukça yakın olan) san miguel de piura'da kamp kurar.
pizarro, dönemin inka hükümdarı atahualpa ile bir görüşme talep eder. uzun süre direnen atahualpa, toplantıdan önce bir ajanını ispanyolları keşif için gönderir ve 180 kadar asker ile sayıları yüz bile etmeyen atlardan oluşan ordudan korkulacak bir şey olmadığını düşünür ve 80.000 kişilik ordusu ile cajamarca'da pizarro'yu beklemeye başlar. pizarro, cajamarca'nın hemen yakınındaki bir tepede ordusuyla kamp kuran atahualpa'yı pusuya düşürür. ispanyollar sadece bir saat içinde 5.000 inka askerini katleder. inka ordusunun büyük bir kısmı orada ölürken, bir kısmı da panik içinde kaçar. bu esnada tek bir ispanyol askeri bile ölmez.
pizarro, atahualpa'yı hristiyanlığı kabul etmesi için tutsak eder. atahualpa kabul etmez ve ispanyollar ile inkalar arasında yıllar sürecek olan savaş başlamış olur. 1533 yılına gelindiğinde, ispanyollar bu süre zarfında hem inka ordusunu, hem de inka uygarlığını neredeyse yok eder. pizarro, atahualpa'yı yakılarak ölüme mahkum eder. atahualpa, yakılmamak için tutsak edildiği oda kadar altın ve odanın iki katı kadar gümüş teklif eder, çünkü inkalar, "eğer beden yakılırsa, ruhun ölümden sonra yaşamadığına" inanmaktaydılar. ispanyollar, ancak hristiyanlığı seçerse bunun mümkün olacağını söylerler, atahualpa bunun üstüne hristiyan olur, vaftiz edilir ve francisco atahualpa adını alır. isteği üzerine de 26 temmuz 1533'de boğularak öldürülür.
ispanyollar başkent cuzco'ya kadar ilerler. cuzco'yu yağmalayan pizarro ve adamları, son kalan inkaları da öldürür (az bir kısmını ise köleleştirir). 1200 yılından bu yana, bölgede egemenlik süren inka imparatorluğu sona erer.
tüm peru'yu ve inka medeniyetini yağmalayarak, çok yüklü bir ganimete sahip olan pizarro, altınların bir kısmını 5. charles'a gönderir. bu altınlar, 1538 yılında barbaros hayrettin paşa ile andrea doria arasında geçecek olan ve osmanlı'nın bir adet dahi gemi kaybetmeyeceği preveze deniz savaşını finanse etmede kullanılır.
francisco pizarro, bir zamanlar beraber keşfe çıktığı, yol arkadaşlığı yaptığı diego de almagro ile iktidar savaşına girer ve 1538 yılında onu cuzco'da öldürtür.
bundan üç sene sonra, almagro'nun oğlu 2. diego de almagro, beraberindeki 20 adam ile birlikte pizarro'nun sarayını basar ve pizarro'yu kılıçtan geçirerek babasının intikamını alır.
pizarro, sömürgeciliğin kanlı tarihinin baş aktörlerinden biri olur.
ispanyol zulmünden korunmak isteyen son inka'lar, 1450 yılında inşa edilen, ancak yüz yıl kadar kullanılmayan machu picchu'ya sığınarak buradaki varlıklarını 1572'ye kadar devam ettirir.