Fazla Takip Edemeyenler İçin: Euroleague'de Olup Bitenlerin Şu Ana Kadarki Özeti

Euroleague 2019-2020 sezonu 3 Ekim'de başladı. İlk haftaları kaçıran ve yeterince takip edemeyenler için aşağıdaki özet arayı kapatmaya yardımcı olacaktır.
Fazla Takip Edemeyenler İçin: Euroleague'de Olup Bitenlerin Şu Ana Kadarki Özeti


Önden güncel puan durumunu verelim (17 Şubat 2020)

euroleague'de çift maç haftasının ilk maçlarında beklenenin dışında olan pek bir şey olmadı

anadolu efes ilk maçında deplasmanda asvel'i yenerken aslında hem zorlandı hem de zorlanmadı. asvel'in seviyesi efes'e denk değil ama potansiyeli inanılmaz. efes cephesinde shane larkin'i tekme tokat dövdüler. efes buna dikkat etmeli, daha fazla başına gelecek bu shane'in. shane'i döverek sindirmeye geri adım attırmaya çalışıyorlar da shane pek oralı değil. onu döverek korkutamıyorsun. ama sakatlık riski var haliyle. maçın sonunda lomazs çok sakat bir hareket yaptı ve larkin çok kötü düştü. aslında shane larkin'in de suçu var buralarda, biraz kendini çekmesi ve riski azaltması gerekiyor. micic şu anda lig'de en değerli oyuncular arasında ilk 5'te. eğer bir takım kuruyor olsam ya mirotic ya da micic'in etrafına kurarım. bu maçta da mükemmel oynadı. asıl dikkat çeken sertaç'ın performansı. dunston yokken mükemmel oynuyor. son 5 maçta 15 sayı ortalaması var sertaç'ın, maşallah diyelim.

fenerbahçe beko acı veriyor. izlemesi gerçekten çok zor. ne bileyim çok güçlü birinin sakat kalması gibi. jamie lannister'in elini kaybetmesi gibi. dağ gibi adamın hastalıktan çökmesi gibi gözümüzün önünde bir anda eridi gitti. şu anda açık ara euroleague'in en kötü takımı. kızıl yıldız'dan, zenit'ten daha kötü basketbol oynuyorlar. barcelona maçında skora aldanmayın, 26 sayı fark barcelona'nın insafı ile oldu. çok rahat 50 sayı fark atabilirdi barcelona. üzerine konuşmak bile üzücü. vesely ne yapmaya çalışıyor belli değil. öyle instagram'dan "ay çok üzücü, kötü oynadık" diye paylaşım yapmakla olmuyor, pr çalışması yerine adam gibi basketbol oyna. sahadaki/hatta ligdeki en kötü oyuncu şu anda. bu adam 3 milyon dolara yakın para alıyor. obra'nın "lütfen biraz savunma yapar mısınız rica ediyorum" molası mükemmeldi. küfür etmesinden bile daha hakaret içerikliydi. sadece boxscore'a bakın. derrick williams'ın, vesely'nin, ali muhammed'in istatistiklerine bakın. fenerbahçe takım olarak 2/10 serbest atış attı. üçlük yüzdesi, ribauntlar her şey felaket. maçı izlemediyseniz özetini bile izlemeyin, boşu boşuna canınız sıkılmasın. şimdi yarın asvel maçı var. asvel'i de yenebilecek gibi durmuyorlar. asvel çok atletik ve sert bir takım, açıkçası bir galibiyet beklemiyorum asvel deplasmanından.


barcelona hakkında pek söylenecek bir şey yok. çok sert savunma yapıyorlar. hücumda nasıl olsa skor bulurlar diye savunmaya odaklanmışlar. döve döve maç oynuyorlar.

cska patlamalar ve düşüşler yaşamaya devam edecek. mike james mike james'liğini yapıyor. asıl sıkıntı darrun hilliard'ta. onun performansı düşük. şu aralar strelnieks form buldu ama yetmedi. mike james'in yanında strelnieks ve hilliard'ın iyi oyunu şart cska için.

baskonia perosovic'i göndermenin eşiğinde. bu maç nefes aldırmıştır ama ne kadar onu orada tutar bilinmez. baskonia'nın kadrosu kötü değil ama o kadar da iyi değil. pierria henry ilk defa bu seviyede ve ana oyun kurucuları jason granger sakat. luca vildoza'da geçen seneden uzak olunca her şey shengelia'nın sırtına kaldı. bir tık daha iyi olabilirler.

alba berlin yine mükemmel bir oyunla kızıl yıldız'ı geçti. 97'li schneider 13 dk, 2000'li mattiseck 21 dk. süre buldu. giedraitis bu sene iyice ayrıştı çekirdekten. 2 senelik daha kontratı var ama yine de seneye ellerinde tutmaları bence imkansız, alba buyout alır. gerçi onun başka bir takımda bu kadar etkin olacağını düşünmüyorum.


kızıl yıldız su kaynatmaya başladı. bu aba liginden gelen takımlar hep aynı. takım tutunamayınca su kaynatmaya başlıyor ve oyuncuları yollamaya çalışıyorlar. bu daha çok maliyet düşürmek için yapılıyor. zaten playoff yapamayacakları belli, ellerinde oyunculardan kurtulmaya çalışıyorlar. gist, derrick brown ve lorenzo brown'ı göndermeyi düşünüyorlarmış. coach'u zaten yolladılar.

zalgiris'te işler istenildiği gibi gitmiyor. gerçi geçen sene de gitmiyordu. sezon sonunu efsane oynadılar. şimdi de pek iyi gitmiyor. açıkçası bu seneki takımları geçen seneden daha kötü. beklentiler karşılığını vermedi. alex perez ile kontrat iptali görüşüyorlar. alex perez zalgiris'te hiç etkili olamadı, hiç uyum sağlayamadı. bu tip şeyler olabiliyor, bu alex perez'in berbat bir oyuncu olduğunu falan göstermez. galiba galatasaray doğa sigorta'ya gelecek. sezon başında galatasaray ile anlaşmıştı ama zalgiris araya girince elden kaçtı. galatasaray/alex perez/zalgiris için win/win/win senaryosu olur. ama ilginç olan alex perez yerine kc rivers'ın dedikodusu dönmesi. kc rivers daha çok forvet oynuyor. eğer bu dedikodu doğruysa şu demek; saras alex perez olmadan da guard rotasyonundan memnun ama forvetten memnun değil. zalgiris'te o bölgede grigonis ve ulanovas var. grigonis'in geçen seneye göre daha iyi istatistikleri var ama ulanovas bir fark yaratamamış gibi. 2'lik yüzdesi 47%'den 35%'e düşmüş. pg'yi thomas walkup/lekavicius ile kapatıp 2/3 numarayı derinleştirmek istiyor olabilir. ya da sadece dedikodudur bilemiyoruz. diğer dedikodular rasta vechta'dan steve vasturia. zalgiris'te nigel hayes seviye atlayamayan bir diğer oyuncu oldu, üçlük yüzdesi 33%, geçen sene galatasaray'da 43%'tu. ama saraş ona güveniyor demek ki. thomas walkup'ın istatistikleri ciddi gelişim içinde, 8.8 sayı/4 4ib/4.2 asist ile oynuyor. sayı ortalamasını 11'e çekebilirse gayet sağlam bir performans, çünkü savunmada ayı gibi güçlü ve inatçı. pana maçında yine maçı kafa kafaya götürdüler ama direnemediler, ellerinde maç kopartacak oyuncu sayısı az.

pana bu maçı 1 sayı ile kazandı, geçen maçı da 1 sayı ile kaybetmişlerdi. bu sene 4 maçları 1 sayı ile bitti ve birini kazandılar. eğer ikisini kazansalardı pedoulakis durabilirdi. pana bence bütçesine göre gayet iyi oynuyor. calathes'in bir asisti var maçta, tek kelime ile efsane. bu adam kadar iyi pasör dünya tarihinde az bulunur. şutu olsa cidden hall of famer olacak adam. bu arada şutu yok diyoruz bu maçta 5/7 üçlük attı. bu sene maç başına ortalama 3 üçlük kullanıp 43%'le üçlük atıyor. geçen sene 27% idi. gelgelelim 46% ile serbest atış atıyor, şaka gibi.


ve bunları yazarken pitino pana'da haberleri gelmeye başladı. pedoulakis'e haksızlık yapıldığı kesin ama pitino'yu tekrar sahnede görmek güzel. eurohoops'un haberi bu arada. şimdi pana'yı izlemek çok daha zevkli olacak. geçen seneki takım elinde, üzerine freddette ve wes johnson eklemesi var. bir de keith langford rice ile değiştirildi. bence bu takıma kesinlikle seviye atlatacak.

milano maccabi'yi zorlanarak geçti. sergio rodriguez takımı hücumda tek başına sürüklüyor gibi. ona en çok destek veren 40 yaşındaki scola. milano çok iyi gidiyor ama bir ipin üstünde diyebiliriz. geçen haftalarda riskli ama kaliteli uzun rotasyonundan bahsetmiştim. şimdi gudaitis yok, elde scola/biligha/tarczewski/aaron white var. eğer aaron white zalgiris'teki gibi oynamaya başlasa yine sorun yok ama böyle oynayacaksa ciddi sorun var. scola yorulduğu/sakatlandığı an rotasyon dibe vuruyor. acilen aaron white'i toparlayıp yükseltmeleri lazım.

maccabi için çok anormal bir mağlubiyet değil. herkes deplasmanda milano'ya yenilebilir. scottie wilbekin kendine gelmiş.


bayern evinde dengesiz/şuursuz olympiakos'u yenmiş. pek haber değeri yok aslında. olympiakos'un ligdeki yegane misyonu sürpriz yaratmak. cska'yı yendiler mesela. orada takılan takımların canı yanacak. geçen hafta da zalgiris'ı yendiler ve ciddi anlamda canlarını yaktılar. her hafta birileri skor yapıyor bu maçta da wade baldwin 19 sayı yapmış. kimin ne yaptığı belli değil takımda.

bayern'de greg monroe fazla kasıyor gibi. 7/17 ikilik kullanmış bu maçta. bayern sanki monroe'ya bunu taahhüt etmiş gibi getirirken. bu kadar fazla şut kullanması iyi değil. 10 civarı şut kullansın tamam da 17 saçma. bayern'in acilen tj bray'ın dönmesine ihtiyacı var. gerçi onu da euroleague'de hiç görmedik. geçen sene alman liginde döktürüyordu ama euroleague'de ne yapacak belli değil.

Greg Monroe

real khimki'nin içinden geçti. haliyle gerçek takımla iyi oyuncular topluluğu arasında ciddi farklar var. khimki'de hiç direnç göstermemiş. bir de sezonun ikinci yarısında görmek lazım khimki'yi. trey thompkins'i tekrar rotasyona katmış real, keşke katmasaydı da usman garuba daha çok oynasaydı.

vasatlar maçında valencia zenit'i zor da olsa geçti. ikisi de vasat'ın sözlük tanımı olduğu için yenişemediler, kafa kafaya gitti maç. yalnız takımlar sıkıcı diye maçlarına hiç bakmıyoruz ama valencia'da jordan lloyd adlı topçu 19/32 (59%!!!) ile üçlük atıyor. takibe alalım bakalım.

euroleague her hafta kıran kırana ilerliyor. ilk 2-3 maç biraz gevşekti ama şu anda her maç playoff maçı sertliğinde gidiyor. bundan sonrası da cadı kazanı.

Güncelleme (15 Ocak 2020): 19. hafta itibarıyla olanlar ve olacaklar

- 19. haftada artık düğüm çözüm noktasına doğru ilerliyoruz. filmlerdeki hikayenin belli olduğu heyecanın ve gerilimin arttığı döneme geldik. maçların aynı saatte oynanması sıkıntı. iki maça aynı anda bakacağım diye ikisini de doğru düzgün izleyemedim ama bunu kulüpler özellikle tercih ediyor. herkes kendi prime time'ında oynamak istiyor. şu anda hiçbir kulübün global takipçisi yok, bu yüzden farklı saatte oynamanın da pek anlamı kalmıyor.

- anadolu efes-milano ile başlayalım. yani başlayalım da ne diyelim... dunston gitti bir şey değişmedi, üstüne micic oynamıyor, takım temposu yine yerinde. moerman sene başından beri yok, hiç sıkıntı değil. shane larkin'e bir şey olmadıkça takıma da bir şey olmayacak gibi. biz larkin'in kendini kollaması gerekiyor dedikçe o inadına saçma işlere kalkışıyor. ikinci kez kafa üstü çakıldı. yani az buz değil en yukardan kafa üstü çakılıyor. bırak ribaundu shane, napıyorsun allah aşkına? ya şampiyonluğu falan geçtim, insaniyet namına kendini öldüreceksin. singleton çok formda, savunmada hücumda içeride dışarıda çok iyi oynuyor. açıkçası bu maçı çok takip edemedim, maç başladığında zaten efes yenilmeyeceğini gösterdi. anadolu efes maşallah, salonu sürekli fullüyor. ortalama 13 bin kişiye falan oynuyor. şu maça gelen ünlüleri sosyal medyada paylaşsalar, daha fazla ünlü şahsı, özellikle genç jenerasyona hitap eden kişileri maça getirseler marketing açısından çok iyi olacak. atıyorum ben fero'nun bir paylaşımı, yaptığınız bütün marketingden daha etkili.

- milano disiplinini kaybetmek üzere, play-off potasından bile çıkabilirler. kızılyıldız valencia daha disiplinli geliyorlar. messina hocamın acilen marşa basıp 4-5 galibiyet alması lazım. shelvin mack tamamen rotasyon dışı, belki sakat bilmiyorum. aaron white'da ispanya'ya gidiyor. bu ikisinin çok önemli roller alması gerekiyordu, yollandılar. keifer sykes'in getirilmesi aslında messina'nın bir şeyler fark ettiğini gösteriyor. şu anda ligde bu tip oyuncular fark yaratıyor; cska mike james ile, maccabi wilbekin ile ve tabii ki efes de shane larkin ile. o da hızlı, potaya giden ve iyi şutör guard arıyordur herhalde. nba'de bu tip kısaların dökümünü çıkarmak lazım.

- fenerbahçe beko asvel'i yavaş yavaş, yıprata yıprata savunma ile yendi. savunma ile yenmesi çoook önemli, eğer sezonun ilk yarısını izlediyseniz. vesely fiziksel olarak iyi durumda gözüküyor. yine elleri kolları her yerde, yine rakibi delirtiyor. adrian payne'e sinir krizi geçirtiyordu. sloukas formda, rotasyon full. artık yelkenleri rüzgarla doldurmanın vakti geldi. derrick williams "showtime fenerbahçe"ye çeviriyor maçı. tek istirhamım williams'ın çok az backdoor cut yapması. daha fazla oralarda dolansa sanki oyunu daha fazla açacak. bu arada asvel öyle pota altında ezilecek takım değil. ribaundlarda 34-26 fenerbahçe üstünlüğü var. bu maçta herkes buradaydı, nba scoutları theo maledon'u izlemeye geldiler. pianigiani, tony parker, repesa... hepsi istanbul'a gelmiş. tabi çift maç haftasında asvel iki türk takımıyla oynayacak, efes-milano ve fenerbahçe-barcelona maçları var, istanbul için basketbol haftası. her şey iyi güzel ama fenerbahçe maçında 7800 kişi var. umarım barcelona maçı sold out'tur. bu arada fenerbahçe'nin sosyal medyasını kim yönetiyor bilmiyorum ama galiba 8-5 çalışan bir memur. efes sosyal medyada hareketli bir şeyler yapmaya çalışıyor ama fenerbahçe hesapları sadece skor paylaşıyor. bu çağ öyle bir çağ değil. sosyal etkileşim kovalamanız gerekiyor, tabi fenerbahçe ismi ile yüzbinlerce takipçi elde ediyorsunuz ama onların büyük çoğunluğu fenerbahçe basket'i değil fenerbahçe ismini takip ediyor. basketbolsever olgusunu oluşturmak için fenerbahçe basket olarak taraftarla etkileşime girmelisiniz. örneğin haftasonu itü maçında kıvanç tatlıtuğ salondaydı. muhtemelen euroleague maçlarına da geliyor. lakers maçlarında jack nicholson'ı, kardashian'ı kim gelirse onu gösterirler. bu hem gelen hem takım için önemli. lütfen şu takıma ciddi bir sosyal medya uzmanı ve hatta halkla ilişkiler uzmanı ve hatta marketing uzmanı alın. elinizdeki ürünü düzgün pazarlayamazsanız gelirleriniz zaten düşük kalır.

- cska-real madrid maçını izleyemedim, sadece özetlere baktım. skora bakarsak cska maçı kilitlemiş. itoudis hocama saygılar... harikalar yaratıyor. gm'ler en iyi koç olarak sfairopoulos'u seçmiş ama itoudis'in yaptıkları hiç az buz iş değil. strelnieks sakat, hackett sakat, clyburn sezonu kapatmış aam cska barcelona ile aynı galibiyet sayısına sahip. kaldı ki ron baker ve koufos'ta hiç beklentileri karşılayamadı. cska'nın bütçesi hala çok yüksek ama ellerinde o bütçeye yakışır takım yok. bu sene şampiyon olamazlar ama seneye bir rötuş atarak şampiyonluğun en büyük adayı olacaklar.

- real madrid kısa rotasyonunda sadece facu campazzo'ya bakıyor. onun da ana skorer olması imkansız, tamam spektaküler bir oyuncu ama hep söylediğimiz gibi ellerindeki skokrer guard rotasyonu erezyona uğramış bir rotasyon. önümüzdeki sene fark yaratacak bir adama ihtiyaçları var. bu maçta llull 0 sayı, casseaur 3 sayı, laprovittola 8 sayı, caroll 2 sayı atmış. en çok sayı atan guard campazzo. real madrid hala rotasyonu ile 18 takımın 14'ünden üstün gelir ama final four'da hatta playoff'ta işler o kadar kolay olmayabilir. karşılarına formda bir fenerbahçe gelirse işler değişir.

- valencia sakin sakin yukarı doğru çıkıyor. khimki iyice dağıldı. son 11 maçın 9'unu kaybettiler, 4 maç üst üste kaybettiler. yine playoff dışına doğru sürükleniyor. khimki seneye euroleague'de olur mu bilmiyorum. zenit kesin olmayacak ama khimki için de çanlar çalıyor. takım ismi çok iyi ama ortada takım yok, savunma yok. hücumda uyum yok. taraftar yok, tv geliri yok. valencia ise makul ve uyumlu takım kurmanın ödülünü alıyor. hala takım çok sıradan, açıp maçını izlemem. lloyd berbat oynamış, marinkoviç'te berbat oynamış, dubljevic oynamamış. resmen dedelerle khimki'yi yenmişler, san emeterio, doornekamp, van rossom, colom ile galibiyet alıyorlar. khimki utansın.

- olympiakos evinde alba'ya evinde yenildi. bartzoukas'ın bu takıma yapabileceği bir şey yok. bu sezonu bitirmeye çalışacak. alba berlin'de ritm buldu mu çok sinir bozucu bir takım. şut sokmaya başladıklarında herkesi yenebiliyorlar, çünkü şut atmakta hiç tereddüt etmiyorlar. giedraitis seneye nereye gidecek acaba? belki efes'e gelir anderson yerine.

- ve haftanın maçı. barcelona'yı bundan bir ay önce uyarmıştık hehe. barcelona art arda çok zorlu maçlara çıkacak, stres testinden geçecekler mi göreceğiz dedik. sırasıyla, baskonia, efes, lig'de bilbao ve son olarak maccabi'ye yenildiler. yarın fenerbahçe beko ile oynayacaklar. maccabi maçında da ne oynadıklarını anlamak zor. tamam savunma yapıyorlar. çok iyi savunma ile 92 sayı mı yiyorsun? takımın motivasyonu düşmüş durumda. hücum anlamında tamamen doğaçlama oynuyorlar. pesiç sene sonunu görürse tamamen ahde vefa olarak görecek. yine eurosteps'te pesic'in çok iyi koç olduğunu, saygısızlığı hak etmediğini söylediler, şu anda bu pesiç'i efes veya fenerbahçe'nin başına getirir misin? hatta alba berlin veya zalgiris'in başına getirir misin? pesiç'in koçluk yapabileceği iki takım var biri khimki, diğeri de bayern münih. barcelona seviyesinde bir takımı yönetmekten yıllar yıllar uzakta. bazen tanjeviç beşiyle oynuyor. deve gibi adamları sahaya sürüyor. şu andaki dünyadaki basketbol trendinin tamamen aksi yönde hareketler. oyun ne kadar hareketleniyorsa pesiç o kadar yavaşlatmaya çalışıyor. oyun kısaların oyununa dönerken pesiç uzun oyunu oynamaya çalışıyor.

maccabi'de mivtachim'de çok fena bir takım. çok akıcı, tempolu, enerjisi en üst seviyede takım. playoff'ta karşıma istemem. othello hunter'i tekrar tekrar çok beğeniyorum. tyler dorsey ve wilbekin ile hep delici kalıyorlar sahada, aslında efes'in geçen sene başladığı oyuna onlar bu sene tam olarak dahil oldular. maccabi her sene bu oyunu oynamak istiyordu ama beceremiyorlardı. bu sene oyun aklını getiren oyuncular gelince her şey yerine oturdu. casspi ve tarık black şu anda yok. onlar da geldiğinde nerelere gideceklerini göreceğiz. keşke avdija bu sene nba'e gitmese, 2 yıl daha maccabi'de kalsa. avdija gidecekse bender gelsin o zaman.

Güncelleme (18 Ocak 2020)

20. haftayı da shane larkin farkıyla izledik. son zamanların en dominant performansını veriyor, allah nazardan beladan saklasın.

- anadolu efes-asvel maçının ilk düdüğüyle beraber efes asvel'i rencide etmeye başladı. yani galibiyet o kadar netti ki ilk yarıda bir ara doğuş/buğrahan/beaubois/peters/moerman oynuyordu. bu arada ergin ataman bu beşleri arada deniyor. bu tip kısa 5 peters/moerman'la pek olmuyor gibi, moerman/singleton veya peters/singleton daha iyi duruyor. buğrahan'ın girip net oynaması sevindirici. şut atmaktan hiç tedirgin olmuyor, helal olsun. şu rolünü netleştirse euroleague'de sürekli dakika alır. bu maçı 6s/2r/6a ile oynadı. sertaç'ta keza 13s/6r oynadı. ve shane larkin, yine 29 s/6r/7a ile oynadı. üst üste üçüncü kez hafta mvp'si. bu euroleague tarihinde bir ilk. ayrıca bu ayın mvp'si de muhtemelen o olacak. bu sene içinde ikinci kez olmuş olacak. bu sene sonunda nba'den kontrat alacak mı acaba? tahminim artık birileri ona istediği kontratı verecek maalesef. bir de larkin o kadar istekli ki onu korumak da sıkıntı. şu anda larkin avrupa'da efsane yazmak için oynuyor. bu yüzden sürelerini kısmak veya maçta pasif oynamasını isteyemezsiniz bile. oyun stili de riskli bir oyun, sürekli vücudunu topla savunmacısı arasına koyuyor. bundan önceki iki maçta iki metreden kafa üstü çakıldı. her maçta tedirgin oluyorum.

shane larkin için "nba'de kontrat bulamamış burada şov yapıyor" gibi yorumlar okuyorum. shane larkin nba'de kontrat bulamamış değil, istediği kontratı ve rolü bulamamış bir oyuncu. istediği şey takımın ilk 2 opsiyonundan biri olmak, yani 25 dakikanın üzerinde sahada kalmak. sadece o da değil, hücum serbestisi istiyor. daha serbest rolde oynamak istiyor. anadolu efes'te asıl fark yarattığı kısım bu oldu zaten, doğaçlama olarak hücum edebilmek. nba'de bu özgürlüğün verildiği oyuncu sayısı fazla değil, süperstarlara veriliyor. shane larkin o seviyede mi, bence fiziksel olarak değil. ayrıca nba'de saha daha büyük olduğu için ve atletik yetenekleri üst seviyede olduğu için, o ilk adım avantajını çok iyi kullanamayabiliyordu. avrupa'da ilk adımda adamı geçince pota geliyor zaten ama nba'de mesafe daha uzun yakalanma ve blok yeme ihtimali artıyor. ayrıca undersized olması sürekli mismatch yaratıyor. yine avrupa'da sahanın kısa olması mismatch'i yardımla kapatmayı kolaylaştırıyor. peki bu larkin'i de vasıfsız bir sporcu mu yapıyor? bu şekilde bakarsak nba'de 10 milyon dolar kontratı reddetmiş mirotic'ten daha iyi ve dominant. nba'de oynayıp oynamamasının çok mu önemi var. yani şener şen oscar almadı diye kötü mü?

ve tabii ki nba/euroleague karşılaştırması. nba'in herhangi bir basketbol organizasyonundan daha kötü olması zaten imkansız. 8 milyar dolara yakın ekonomiden söz ediyoruz. türkiye'nin en büyük şirketi tüpraş 5 milyar dolara satılmıştı. nba şu gün istese euroleague'in tüm yetenek havuzunu tamamen kurutur, avrupa'da basketbol taş ve sopalarla oynanır. burada dikkatimi çeken bunu done olarak ortaya sunmak. yani sadece dünyanın en iyi organizasyonu mu seyredilmeli? o zaman türkiye futbol ligi lağvedilmeli ve premier lig hariç herhangi bir ligin seyredilmesi toptan yasaklanmalı. ayrıca ispanya ligi ve almanya ligi de kapatılmalı çünkü hiçbiri premier lig seviyesinde değil. şampiyonlar ligi'nde bile premier lig kalitesinde oyun oynanmıyor. tamam ne yapalım, efes/fener maçlarına gidilmesin mi? herkes mesai saatlerini değiştirsin ve sabahın 5'inde nba maçı mı izlesin? sadece lakers maçlarına mı gidilsin, ne olsun? yani insanı saatte, lokal yakınlık kurabildiğin, ulaşabildiğin bir lig var. izle veya izleme. tartışmak bile saçma.


asvel'de theo maledon 5s/6r/10 a ile çok iyi bir performans sergiledi. nba'deki birçok scout bu maçta da buradaydı. üst sıralardan draft edeceklerdir. euroleague'de bir maçta 10 asist öyle azımsanacak bir şey değil. asvel playoff potasından yavaş yavaş aşağı doğru süzülüyor. ellerindeki oyuncu kalitesi belli. bir de yardımcı koç tony parker'ın kardeşi tj parker. tipleri de çok benziyor. tony parker'da kulübün içinde ne oluyor diye kardeşini sokmuş içeri, kurumsallık falan hak getire.

fenerbahçe beko kötü bir hücum performansıyla barcelona'ya yenildi. savunmada işler kötü değildi. vesely'ye laf etmişler sosyal medyada, yine de adam ne zaman sahaya girse barcelona'yı allak bullak etti. elleri kolları çenesi hiç durmuyor. pandik atan kaşar stoper gibi. hücum aldırıyor, sinirlendiriyor, sinirleniyor ama fenerbahçe'nin sakince yenilmesine izin vermiyor. zaten sezon başından beri vesely'yi beklememizin sebebi bu. takımdaki herkes vesely gelse de çıldırsak diye bekliyor. maçtaki tek sıkıntı hücum akışının olmaması, o nasıl top kayıpları, o nasıl şut yüzdesi. bugün ekstra kötü attılar. bu daha çözülebilecek bir şey, barcelona'da ligin en sert savunma yapan takımlarından biri. hakem kararları hakkında obra gerekeni söyledi, oyunu barcelona'nın istediği sertlikte oynattı hakemler. bu konu ciddi bir konu. özellikle cska/real/barca'nın suyuna giden hakem yönetimleri var. tabi bütün mağlubiyeti hakem kararlarına bağlamakta gerçekten kaçmak olur. özellikle de colo ve sloukas'ın hücumu net paylaşamaması, de colo'nun hiç istediği gibi oynayamaması, williams'ın kötü ve tek yönlü hücum performansı mağlubiyeti getirdi. williams maçta 0/7 üçlük attı, 2/7 atsaydı maçı fenerbahçe alırdı, williams'in üçlükleri sadece 6 sayı değil de colo'ya istediği boşlukları getirirdi, üçlük sokamadıkça barca tepede sloukas ve de colo'nun tepesine bastı.

fenerbahçe açısından kazanılabilecek maçtı ama iyi şeyler gördük sahada, ribaundda yenilmedi fener. savunmada düşmedi. sertliğe sertlikle karşılık verdi. vesely tüm çirkefliği ve enerjisi ile sahada. bunlar iyi kısımları. kötü kısımlar hücum akışı, williams'ın kötü şut performansı, williams'in 7 üçlük kullanması, lauvergne'in silinip gitmesi. lauvergne'in iyi niyetle hep bir yerde katkı vereceğini düşünüyorum, daha doğrusu istiyorum ama olmayacak gibi. nunnaly ve thomas'ın daha süresi var. ben hep 30 maç gibi düşündüğüm için panik oldum bir ara ama 14 maç daha var. fenerbahçe playoff'a rahat girer. önemli olan 7 veya 6'yı alması. orada cska/real/barça'dan birini, hücumu da oturtmuş tam kadro bir fener geçer. geçen sene erken form tutmuşlardı bu sene umarım playoff'a tam kadro ve formda girerler. üç ay var normal sezonun bitmesine, yeterli bir süre.

haftanın sürprizi khimki'den geldi. bir anda noluyor lan deyip real'e patladılar. yani aslında söylediğimizin dışında gelişen bir şey yok. takım olamamış çok iyi oyunculardan kurulu bir takım khimki. doğru motivasyonu ve etkiyi yakaladıklarında nasıl tehlikeli olduğunu görüyoruz ama olay o zaten, bu seviyeyi sezona/playoffa/f4'a yaymak. real açısından kötü mağlubiyet. onlarda muhtemelen llull form tutsun diye bekleyip dua ediyorlar. campazzo'ya kaldılar iyice. casseur bu maçta iyi oynamış. rudy'nin sözleşmesi uzatılmış, kaç yıllık veya yıllık ne kadar alacak bilmiyorum ama ana oyuncu olmaktan artık çok uzak. real kısa rotasyonunu güçlendirmezse şampiyonluk çok zor. llull'de son 3 yıldır arada kıvılcım vererek oynuyor. o kıvılcımı nerede vereceği önemli. f4'da verirse şampiyon olurlar, vermezse olamazlar.

ea milano çok direndi ama karşısında duramadı maccabi'nin. maccabi'de wilbekin'in 1 m usd buyout ücreti ve 1.5 m usd maaşı var. şu anda nba'den ve avrupa'dan bazı kulüpler bu buyout'u ödeyip wilbekin'i istiyor. bence milano bunlardan biridir. milano shelvin mack'i de israil'e yolladı. messina nasıl bir hata yaptım diyordur, mike james'i gönderip shelvin mack'i getirmek yılın hatası olabilir. messina olunca bunları konuşmuyoruz ama çok büyük hata. aaron white'i da yolladılar. maccabi'de her şey yolunda onlarda wilbekin'in kontratını uzatmaya çalışıyorlar. onlarda da avdija ve zoosman'ın stabil katkısı mutlu ediyordur, avdija mock draftlarda 5. sırada. abartıldığını düşünüyordum ama hiç öyle değil. boyu, kilosu, oyun bilgisi üst düzeyde. bazen larkin gitse efes kimi alır diye düşünüyorum. larkin 2.8 m usd alıyor. 1 m usd buyout ve 2 m usd maaşla wilbekin de iş görür. tabii ki bir larkin olamaz ama f4 yaptırtır.

cska baskonia'yı mike james'le geçmiş. bu maçları mike james alıyor. şu anda en çok beklediğim karşılaşmalardan biri cska-efes. ilk maçı efes'in boşluğuna gelip almışlardı, rövanşı güzel olacak. cska da geldi, barca ve real'ın burnuna girdi. her hafta itoudis güzellemesi yapacağım. helal olsun hocam. baskonia'da pieria henry hareketlendi ama adam 31% ile üçlük atıyor. larkin 50%, mike james 45% ve bilimum ideal guard 40% üzeri atıyor. maçta bir yerde bomboş kaldı 2 saniye bekledi ve üçlük atmadı. bu kadar şutuna güvenmiyorsan üst düzey guard olmana hiç ihtimal yok. matt janning, efsane şutör, euroleague'de 25% ile üçlü atıyor. böyle şut atıp zaten başarı beklemeyin.

zenit-valencia... bu maçın özetlerini bile izlemem. yani valencia'ya ufak da olsa saygı duyuyorum ama zenit maçını izleyecek kadar değil.

alba berlin sen ne nalet bir takımsın! kızıl yıldız kimleri kimleri yendi evinde, herkese kök söktürdü ama işte alba berlin öyle bir takım değil. akıyor maşallah. borisa simaniç'e dikat. yavaş yavaş süre alıyor. üçlük yüzdesi 50%lerde.

olympiakos bayern'i farklı geçmiş gibi ama aslında değil. maç kafa kafaya gitti, son çeyrekte kırıldı bayern. bayern'in sıkıntısı inançlarını kaybetmiş olmaları. yoksa fena değiller, tj bray'de gayet efektif geldi. birkaç maça gayet dominant guard performansı verecek. haftaya maccabi maçında bir reaksiyon verebilirler. şu anda kağıt üstünde bir sıkıntıları yok, sadece kendilerine inanmıyorlar. bir galibiyetle yine playoff kovalayabilir hale gelebilirler. olympiakos will cherry'yi de yolladı. zaten will cherry neden bu takımdaydı? willis reed, wade baldwin'i dövmüş ondan yollandı, will cherry de wade baldwin ile atışmış ondan yollandı. wade baldwin'e dokunanı yolluyorlar. vezenkov ilginç performanslar veriyor. bu maçta da 20 sayısı var.

haftanın son maçı pana-zalgiris. zalgiris'te biraz yetenek olsa en azından grigonis olsa yine playoff yapacaklar, adamların yeteneği yetmiyor. pana maçında son 2 dakikada 11 sayı geri düştüler kapattım, yine farkı 2 sayıya indirmişler. bu maçı alsalardı yine playoff kovalarlardı.

ligde efes ayrıştı diğerlerinden. altında real/barça/maccabi/cska var. dördü birbirlerini yiyecek ilk üç için. dördüncü olmak saha avantajını getirse de yine real/barca/maccabi/cska'dan biri rakibin olacak. alt taraf ise karman çorman. herkes playoff yapabilir ve öyle matematiksel olarak değil, hakikaten yapabilir.

Sergio Llull

Güncelleme (26 Ocak 2020): 21. hafta

21. maçlar sonunda euroleague puan tablosu üçe bölündü. efes zirvede tek. 2-6 arası playoff'ta yer savaşı veriyor. 7-18 arası playoff mücadelesi veriyor. en sevmediğimiz zenit bile playoff yapabilir durumda. tabi daha 13 maç var ama ligin ortasını geçtik, 2/3'üne yaklaşıyoruz. kopmaların olmaması rekabet açısından güzel. genel olarak sıkıcı ve pek süprizsiz bir haftaydı. haftanın maçı real madrid- anadolu efes ve fenerbahçe beko- ea milano hariç pek izlenecek maç yoktu.

- fenerbahçe beko armani milano'yu rahat bir oyunla geçerken eski fenerbahçe sinyalleri verdi. jan vesely'nin enerjisi ve isteği yerinde. bu berbat geçen yarım sezon en çok datome'ye yaramış gibi. iki yıldır ruh gibi geziyordu, hiç sorumluluk almıyordu, şu anda sahada iyi bir datome var. kalinic bu takım için çok önemli. gerçi herkes önemli ama kalinic ve datome fenerbahçe'nin uzayıp kısalmasındaki fitting parçası. uzun beşe geçiyorsun, datome'yi 3'e çekiyorsun. kısa beş oynayacaksın, kalinic'i 5'e çekiyorsun ve en önemlisi kalinic kavgacı. sahada kavga ediyor. ribaund kovalıyor, savaşıyor. enerjiyi yüksek tutuyor. derrick williams 5 dakika oynadı bu maçta, lauvergne hiç oynamadı, melih de oynamadı. sakatlıkları var mı bilmiyorum. bu sezon melih'in neden ibrahim kutluay olamadığının bir kanıtı niteliğinde. melih mükemmel bir şutör. ayrıcı penetre üzerinden orta mesafeleri de çok iyi ama işte o ruh olmayınca olmuyor. fenerbahçe kötü giderken birçok maçta melih'in mükemmel performansı vardı, fenerbahçe toparlandıkça düzen ile beraber yükselmek ve rolünü artırmak yerine yine geri çekildi. kariyeri boyunca penetrelerini geliştirememesi de aslında bir kanıt. melih'in savunması da üst düzeyde ama işte o ruh olmayınca da olmuyor. lauvergne iyice atıl kaldı artık. öyle stimac'ın rolünü lauvergne'e verecekler gibi ya da öyle spesyalist olarak gerekirse pota altında ayak oyunları için alınacak. ali muhammed de ocak dışı. jan vesely'nin performansı çok önemli diyoruz, evet sizi playofflara ve hatta f4'a gitmek için vesely şart ama şampiyon olmak için yanına de colo gerekiyor. fenerbahçe henüz de colo'yu optimum kullanma şeklini bulamadı. sezon başı her şey kötü giderken de colo tek başına takımı taşıyordu. takım toparlandıkça de colo etkisi azaldı ve hatta şu anda de colo'nun etkinliği bayağı aşağıda. fenerbahçe'nin geri kalan 13 maçta yapabileceği en önemli gelişim bu olacak. de colo'nun da en etkin şekilde oynayacağı şablonu ve setleri bulması. şu anda sanki obra herkes birbiri ile oynamaya alışsın diye kasten kağıt üzerindeki en iyi beşini sahada tutuyor. herkesin gördüğü sloukas/de colo uyuşmazlığını onları ayırarak çözmek yerine onları daha çok bir arada tutarak çözmeye çalışıyor.

- ea milano'da ise işler iyi gitmiyor. messina bu takımın her şeyi. bütün basketbol operasyonları messina'ya bağlı. gm olarak olympiakos'un eski gm'i stavropoulos'u getirmişti. şu anda kadro yapılanmasının ne kadar sıkıntılı olduğunu görüyoruz. öncelikle old school basketbolun ne kadar bocaladığını gördük. yavaş temposuz beton gibi savunmaların pek çalışmadığını görüyoruz. larkin/james/wilbekin bu savunmaları paramparça ediyor. artık 5 numaraya kadar neredeyse üçlük atamayan takım kalmadı. şu anda her takımın yapması gereken (barça ve real hariç, onlar 20 kişilik rotasyonla oynuyorlar) fenerbahçe ve efes'in rotasyonlarını açıp aynı şablonda ilerlemeleri. eğer bu takımda mike james olsaydı bu takım ilk 5'te olurdu. messina takımında böyle bir karakter istemedi, itoudis ondan verim alabileceğini düşündü ve itoudis kazandı. miçov berbat, nedovic berbat. takım olarak inançlarını kaybetmiş gibiler. bu bayern'e de olmuştu. bayern gayet iyi bir durumdayken bir anda depresyona girmiş gibi modu düşmüştü. milano'nun da modu çok düşük. bu takım o kadar da kötü bir takım değil ama hiç inanmıyorlar. neyse, fenerbahçe'nin işine gelir.

- anadolu efes/shane larkin'i durdurabilecek bir takım yok. inanılmaz bir performans, inanılmaz bir dominasyon. şu anda karşısında durabilecek kimse yok. bu sadece yetenekle açıklanacak bir durum değil. larkin kadar yetenekli oyuncular geldi geçti ama onun kadar isteyen biri daha önce gelmedi. o tarihe adını yazdırmak istiyor. forma numarası 0, "dipten geliyorum" demek için giyiyor, kimse inanmadığı için bu numarayı giyiyor. o da herkesi yanıltmak için nerede olursa olsun winner olduğunu kanıtlıyor. 4. kez haftanın mvp'si oldu. ayın mvp'si de o olacak büyük ihtimal. bu performanstan sonra larkin'e üzülerek sene sonunda veda edeceğiz gibi. nba'den yine istediği kontratı alamazsa yuh artık. şu anda nba takımlarının yarısında ilk 5 guardı olur. ulan cleveland guardları basket topunu sağlık topu sanıyor. eğer alamazsa inşallah efes 3 yıllık kontratla bağlar. efes ile 1+1 yıllık kontrat yapmıştı. o yüzden efes'te kalacağından eminim, eğer nba kontratı yapmazsa. real maçı onun için hiç kolay maç değil. pota altında 2.21'lik tavares bekliyor, hücumda karşısında bazen jeff taylor kalıyor, yine campazzo'da çok pislik bir savunmacı. hiç umursamadı, 32 sayı attı. inanılmaz süt yüzdeleriyle oynuyor, 5/8 ikilik, 5/6 üçlük ve en son ne zaman serbest atış kaçırdı hatırlamıyorum. şu anda shane larkin nerede ne kadar oynarsa herkesin gidip izlemesi lazım. türkiye lig, euroleague, türkiye kupası fark etmez gidin larkin'i görün. bu avrupa'da basketbol izleyenlerin hayatınızda çok nadiren olabilecek bir performans. efes'te artık micic ve dunston dönse de playoff rotasyonuna hazırlansalar. larkin'in biraz daha saklayarak oynasalar. sezon ortasını geçtik acaba çok erken mi form tuttu diye de korkmuyor değilim. sezon sonuna kadar böyle gidebilir mi, bilmiyorum. micic'in acilen gelip formunu yükseltmesi gerekecek. f4'da kimse larkin'in bu kadar da coşmasına izin vermeyecek. real madrid'te tavares 27 dk. oynayınca pleiss sahada çok uzun süre kaldı. pleiss tavares kadar sert bir oyuncu değil, ribaund yetenekleri de zayıf ama net bir orta mesafesi var. o faul çizgisine çekilince tavares'in savunma odağını çok bozuyor. maksat da oydu zaten, tavares biraz dışarı çıksın, oralara larkin girsin. mesela larkin buradan belki 4 belki 6 sayı buldu ama daha önemli bir şey kazanıyorsunuz. larkin'in potaya gidebileceği düşüncesi savunmacısını bir adım geri attırıyor, o mesafede larkin'in 5/6 üçlük atmasına yeterli. eğer pleiss bocalasaydı ve orta mesafe tehdidi olmasa tavares pota altına golyat gibi dikilecek, larkin'i 2-3 kere aşağılarcasına tokatlayacak, bunu gören savunmacısı da larkin'in burnuna kadar giderek şutunu kapatacak. bu sebeple larkin/micic'in potaya gidebilmesi efes'in tek önceliği.

real madrid açısından llull'un yavaş yavaş ısınması biraz can sıkıyor bizim için. llull'un uyuması önemli. tavan performansı çok yüksek ama son 3 yıldır oralara çıkmakta zorlanıyor. f4'da en son görmek isteyeceğimiz şey çok formda bir llull. formda llull kimseye bezemiyor, yani o zaman bizi yenemezsiniz mesajını sahada çok net veriyor. llull'un durumu yakından takip edilmeli. real'de randolph bu maçta yoktu. efes'te de micic/dunston yok, şartlar eşitti.

- bu arada real-efes maçında hakemler bir yumuşak bir yumuşak, inanamazsınız. fenerbahçe-barcelona maçında aldığınız tepkiyi bu maçta mı kompanse ediyorsunuz? bakın ispanyolları tutmuyoruz. eyvallah da efes real'e yenilse ne yense ne. zaten ligi süpürüyor efes. real'de zaten yine bir seri yapıp ligi ilk 3'te bitirecek, bu da bariz. sıkıntılı maç fenerbahçe-barcelona'ydı. fenerbahçe galip gelseydi gözünü playoff'a değil ilk 4'e dikecekti, en azından 5.lik kovalayacaktı. zaten lig kaotik kimin kimi yendiği belli değil. o arada fenerbahçe makul bir pozisyona atabilirdi kendini, ki hala atabilir, ama özellikle barca-fener maçı çok sinir bozucuydu.

- geçen hafta bayern maccabi'yi yenebilir demiştim, o tuttu. nadiren tahminlerim tutar. bayern'in rotasyonu öyle son sıraya inecek bir rotasyon değildi, onlarda playoff potasındayken bir anda tüm inançlarını kaybedip son sıraya indiler. guardları tj bray geldi. dedovic, zipser, kopponen biraz basketbol oynamaya başladı ve maccabi'yi geçtiler. tabi maccabi çok eksik; casspi, tarık black, nate walters, zoosman, dibartelamou yok. maccabi daha çok zorlanacak gibi. onlar da sakatlıklar sebebiyle o tepe gruptan düşecekler muhtemelen. amare stoudemire'ı getirdiler. amare yıllarca israil'in bir takımında oynadı, adını unuttum. bu sene çin'e gitmişti, maccabi sakatlıklardan göçünce onu da rotasyona kattılar. sahada görmek eğlenceli tabi de o kadar sanırım, öyle 3-5 dk. sahada kalabilse yeter.

- zenit olympiakos'u geçti. oly'de 4 amerikalı var rotasyonda, attıkları toplam sayı 0. bu oyuncuların seviyesi ile de açıklanamaz. yani toplamda 56 dk. oynamış bu 4 oyuncu, 0/9 ikilik, 0/7 üçlük atmış. bu şekilde galibiyet almakta zor. takımda bariz amerikan düşmanlığı var, başka türlü açıklanamaz. spanolis 31 sayı attı. işte oly'de spanoulis eğlensin diye takım kuruyor. seneye milutinov gider, spanoulis bırakır, yeniden yapılanırlar eyvallah. spanoulis bir yıl daha buradaysa oly'yi unutun. bunun spanoulis'in rakamlarıyla ve kişisel performansıyla da pek alakası kalmadı. şu anda oly'de toksik bir takımdaşlık var gibi. yunan/sırp oyuncuların ipleri ellerinde tuttuğu bir sistem. baktılar olmuyor koç da bartzoukas oldu. tamamen yunan mafyası gibi takım.

- zalgiris alba berlin'e patlamış. jokubaitis'in 11 s/2r/4a performansı var. milaknis toparlayamıyor. yine kötü oynamış. zalgiris'e dikkat. bir anda playoff sırasında belirebilirler. grigonis ne zaman dönecek bilmiyorum ama sağlam dönerse playoff için khimki'den daha tehlikeli bir takım olabilirler.

- saski baskonia khimki'yi yendi. orada da guardlar azıcık kımıldanınca bir şeyler ortaya çıkıyor. henry ve shield bir şeyler yapıyor. adamım efsane şutör, sniper janning yine 0/4 ile oynamış. khimki, shved'in mastürbasyon yaptığı bir takım. 3/15 üçlük atmış. merak ediyorum khimki'den ayrılırsa hangi takım shved'i kabul eder? bu senenin sonunda khimki'den ayrılabilirim, nba'e gidebilirim falan dedi de nba'de bu halinle kim ne yapsın seni? eline geleni savuruyorsun.

- pana asvel'i rahat geçti. calathes yine 17 asist yaptı. calathes veya campazzo'nun bu sene bir maçta 19 asistlik rekoru kırmasını bekliyorum. yaklaştılar ama kıramadılar daha. pana'nın rautins'le ne yapacağını kimse anlamadı açıkçası. neden kadroya kattılar acaba, ucuz diye mi? pitino hocam yine twitter'dan şakalar komiklikler yapıyor. vogiouskas'ı patates veya ekmek yerken gören pana yöneticilerini arasın, 5 kilo vermesi lazım dedi. freddette'i çok iyi kullanıyorlar. pana'nın ciddi bir f4 adayı olması için rice ve fredette'in en üst düzeyde oynamaları gerekiyor. onlar iyi atınca calathes de çok rahatlayıp pas açısı bulabiliyor.

- asvel olması gerektiği gibi irtifa kaybediyor. kadro kalitesi olarak bu kadar zayıfken oralarda durmaları imkansızdı. theo maledon 19s/2r/2a ile kariyer maçını oynadı bu hafta. şu anda zoosman ve avdija'dan daha iyi istatistikleri var. birkaç maç daha böyle oynarsa yılın genç oyuncusu olur. zaten çok da rakibi yok etrafta. ya zoosman ya avdija ya da maledon olacak.

- cska valencia'yı rahat geçti. valencia'da abalde ve lloyd olmayınca zaten sıradan olan takım iyice sıradanlaşıyor ve pek şansları kalmıyor. cska'da sant-roos yavaş yavaş takıma adapte olup clyburn'den boşalan yerde en azından opsiyon olmaya çalışıyor. voigtmann'ın 19s/10r'u var. koufos yine pek oynamamış.

- son olarak barcelona yine kızıl yıldız karşısında çok zorlandı. bu hafta huertel geri dönüyor bakalım. izlemesi gerçekten merak uyandırıyor. herkes patlayacaklar diye bakıyor ama kör topal gidiyorlar.

Theo Maledon

Güncelleme (3 Şubat 2020): 22. hafta

ciddi bir süpriz olmadı. ligdeki rekabet iyice netleşti. efes ligi lider bitirecek. cska-barca-real 2-4 mücadelesi verecek. pana ve maccabi henüz kararsız, üst grupla alt grup arasındalar, diğer tüm takımlar playoff kovalıyor. kötü bir seri yapan aşağı düşecek.

- fenerbahçe zorlu alba deplasmanını zorlanarak geçti. alba maçlarını izleyen herkes bilir, alba çok lanet bir takım. oyuncu kalitesi yüksek değil ama oyun içi dengesi, takım uyumu, oyun sistemi harika. ligdeki en düşük bütçeli takımlardan biri, ellerinde üst düzey bir oyuncu olsaydı playoff'un en ciddi adaylarından olurdu. fenerbahçe'yi de gayet zorladılar. fenerbahçe'nin 19 top kaybı var. uyumsuzluk sürüyor, birçok şey ilerleme kaydetti ama henüz uyumun olduğunu söyleyemeyiz. sloukas ve de colo 9 top kaybı yaptı. williams'ta tam olarak oyununu bulmuş değil. şu anda en değerli şey gigi ve vesely'nin üst düzey oynaması, ayrıca maç sonunu mükemmel oynayan westerman da ne kadar değerli bir parça olduğunu gösterdi. hala playoff'a kadar önümüzde 12 maç ve aylar var. umarım fenerbahçe bu uyum sorununu bu sürede aşar, yoksa playoff'ta işi çok zor. fenerbahçe 10 galibiyetle playoff sınırında. önünde 11 galibiyetli valencia ve milano var. önümüzdeki hafta fenerbahçe için kritik dönemeç var, önce zenit deplasmanı sonra içeride maccabi. bu iki maçı kazanması fenerbahçe'yi playoff potasına sokacak ve hatta 6. sırayı kovalayabilecek duruma getirecek. fenerbahçe uyum sorununu aşarsa 5.lik bile süpriz olmaz ama işte bilemiyoruz. fenerbahçe için ve türk seyirciler için olabilecek en iyi senaryo fenerbahçe'nin 6. veya 7. olması olur. eğer 8. olursa çok muhtemelen playoff'ta efes ile karşılaşacak. 5. olursa ve f4'a kalırsa yarı finalde efes ile karşılaşacak. zaten 5-6-7 olması pek bir şeyi değiştirmiyor. real-barca-cska'dan biri gelecek ve kimin kaçıncı olacağı hiç net değil. fenerbahçe 6-7'de bitirirse ligi çok mükemmel olur.

- efes için çok kolay bir deplasman oldu. maçın sonlarında larkin kobe'ye saygı kuşağında 24 sayı atıp bıraktı. ardından birkaç tane salladı ama girmeyeceğini biliyordum dedi. vasa bu maçta döndü ama hiç ritminde değil, özellikle şut ritmi çok bozuk. yani attığı şutlar şut değildi. micic'in acilen oyununu toplaması lazım. nba'den gelen teklifler konsantrasyonunu bozmuş olabilir ama sene sonunda nasıl bir teklif alacağını sezon sonunu nasıl oynayacağı belirler. ergin ataman vasa oynayacağı bir kulübe giderse seviniriz ama bench'te oturmaya gitmesin minvalinde bir şeyler söyledi. micic'in durumu larkin'den daha kolay. micic'e süre verecek takım sayısı daha fazla. 1.97 boy, her switch'te rakibin karşısında kalabilir, pas yeteneği yüksek ve tamamlayıcı rolde oynuyor. larkin ise tam bir süperstar olarak oynamak istiyor. micic'i genç bir skorerin yanına takımı toplasın diye koyarsınız. cleveland gibi takım olamamış takımlarda çok iş yapar. ayrıca hiç nba yapmadı, çok büyük ihtimal denemek isteyecektir. eğer micic seneye giderse ve larkin kalırsa bu takıma kimi getiririm diye düşündüm ve aklıma sadece khimki'deki jovic geldi. 1.96 boy iyi şutor ve iyi pasör. khimki'nin genel saçmalığından sıkılmış ve tüm konsantrasyonunu kaybetmiş. önümüzdeki sene efes'te kendine gelir. peki larkin giderse kimi getirirsiniz? willbekin diyordum ama o da maccabi ile 3 yıllık imzaladı. şu anda dengi zaten yok ama yakın bir aday yok. larkin'in 1+1 kontratı var, eğer nba'den kontrat alamazsa 3 yıllık anlaşmayı yapmalı efes.

shane larkin türk milli takımında oynayacak. genel olarak devşirme oyuncuya karşıyım. bir oyuncunun milli takımda oynaması için benim açımdan en önemli parametre, altyapısını o ülkede geçirmiş olması. milli maçların tek makul anlamı ülkelerin spor kültürlerini ve altyapılarını karşılaştırdıkları bir organizasyon olması. eğer yabancı oyuncu serbest ise hiç uğraşmayalım pasaport ile direkt kontenjan açılsın. bu kısmını bir yere koyarsak, illa birisini devşirmek şartsa larkin en iyi adaydı. şu anda türkiye milli takımının iki devşirme oyuncusu wilbekin ve larkin, daha ne olsun. onlardan biri oynayacak. eğer ersan ilyasova gelirse ki bu yıl da gelir diye umuyorum, nispeten iyi bir takım oluyor elimizde. özellikle sertaç'ın vites yükseltmesi önemli. larkin-furkan-cedi-ersan-sertaç 5'i çok etkili. ayrıca metecan'ın performans yükseltmesi, muhsin ve berkan durmaz'ın iyi performansı inancımızı yükseltiyor. guard rotasyonumuz hala zayıf, şu anda bir adım öne atabilmiş guard yok gibi, kenan sipahi'nin son halini bilmiyorum. kartal/berk uğurlu/doğuş özdemiroğlu pek oralara gelmedi. barış ermiş yine rotasyonda bulunsa iyi olur gibi.

- milano saçma bir maç sonuyla bayern'i yendi. bayern farklı öndeyken yakalandı milano'ya. maç sonunda da bayern koç'unun üstüste faul yapması da ilginçti. savunmayı denemek yerine faul yapıp hücum etti ve maçı kaybetti. milano'da antep'ten drew crawford'u kadrolarına kattılar. milano başkanı bu transfer için buyout ödemedik dedi. yani kulüpler anlaşma yaparken cüzi de olsa bir buyout koymalı. 50 bin-70 bin farketmez. milano'nun sene başındaki enerjisi bitmiş gibi, bakalım playoff potasında ne kadar tutunabilecekler. bayern ise yine başka bir bahara kaldı. bu sene de playoff yapamayacaklar muhtemelen. tabi çok fazla takım değiştiriyorlar, williams gitti, jovic gitti. monroe geldi, tj bray geldi, zipser geldi, o geldi bu geldi... takım istikrarının ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. fenerbahçe bile şu anda o uyumu yakalayamıyor.

- khimki-cska'ya yenildi, gerçekten khimki'nin seneye euroleague'de olup olmayacağını bilmiyorum. ellerinde çok fazla yetenek var, önümüzdeki sene yağmalamak için iyi bakmak lazım. çok fazla parça var. shved acaba ne yapacak çok merak ediyorum. cska'da howard sant roos cuk oturdu gibi. 12s/6r/3a/5tc ile oynadı. koufos hiç oynamıyor, uzun rotasyonları o kadar derin değil. voigtmann ve kısa 5 oynuyorlar.

- zalgiris yine kıçım kıçım playoff potasına yaklaşmaya çalışıyor. takvimleri çok zorlu ve rotasyonları çok dar. bu sene playoff yapmaları imkansız gibi ama son haftaya kadar oralarda olacaklar. lekavicius'un inanılmaz bir performansı var son haftalarda. onlarda da leka/walkup guard ikilisi oturdu gibi. landale/milaknis/leday destek verdiğinde bir üst seviyeye çıkıyorlar. hayes ve rivers biraz süt sokabilse zalgiris bambaşka yerlerde olabilir. nigel hayes 1/5 üçlük atmış. türkiye'den getirdikleri oyuncularda patladılar.

asvel'de jekiri ve maledon'un iyi oyunları var. maledon 13s/5a ile oynadı. bu arada jekiri'nin kontratı sanırım 1 yıllık. seneye nerede olacak bakalım. maledon'da gayet stabil bir oyuncu oluyor.

- olympiakos baskonia'yı geçmiş. tabi baskonia'da kriz içinde bir takım, öyle dirençleri çok yükse değil ve çok dengesizler. olmpiakos bu sefer de octavius ellis'i getirmiş. euroleague oly'ye transfer yasağı getirdi. yine maaşları ödemediği için. oly'de bizimle daha iyi iletişime geçsinler falan dedi de boş laf. sürekli birilerini yollayıp maaş sıkıntıları ile gündeme geliyorlar. yunanistan'ın tv hakları yüksek, olympiakos'un bütçesi de öyle yüksek bir bütçe değil, hala maaş ödeme sıkıntıları yaşaması çok trajikomik. eğer böyle bir sıkıntınız varsa bu kadar adamı getirip göndermeyin, düzgün bir takım kurun. çok düşük bütçelerle çok iyi takımlar kurulabiliyor. zalgiris bunun bir örneği. 3 yılda 1 f4, 1 playoff yaptılar.

- maccabi sakatlıklar dolayısı ile bir takım daha kurmak zorunda kaldı, buna rağmen çok rekabetçiler. real madrid'i de aşağı alıyorlardı. madrid tavares'i pota altına dikince çok korkutucu oluyor. efes'in ne denli dengeli ve uyumlu takım olduğunu bu maçı izleyerek anlayabilirsiniz. tavares geleni gideni blokladı, maccabi içeri girmeye tereddüt ediyordu resmen. efes ise hiç zorlanmadı. çok basit setlerle real savunmasını bozdu. real madrid'te takip edilmesi gereken en önemli şey llull'un performansı. llull oynamaya başladığında real madrid bambaşka bir takım oluyor. şimdilik ufak ufak kımıldanmalar var ama playoff'lar geldiğinde tam formuna ulaşırsa işte o zaman real çok farklı bir takım olur. şu anda efes şampiyonluğun mutlak favorisi, karşısında durabilecek tek takım çok formda bir llull ile real madrid.

- valencia'da pana'yı geçti. valencia'nın dedeleri gayet iyi iş çıkartıyor. doornkamp, san emeterio, colom ile adamlar playoff potasındalar. bu arada valencia yeni bir salon yapıyor 15 bin kişilik, muhtemelen artık euroleague'de kalıcı olacaklar yakın zamanda. ligde çok ispanyol var diyoruz ama euroleague'in en çok izlendiği ve en çok gelir elde ettiği ülke de ispanya. mesela rusya'nın yıllık tv geliri 200 bin usd galiba. ispanya'nın ise yıllık 20 milyon usd civarında diye hatırlıyorum. ayrıca salonları da dolu. barcelona da salonunu büyütüyor.

- pana'nın da rotasyonu bu kadar. aslında bu kadar maç kazanmaları da başarılı. rotasyona bakınca 7-8 kişilik rotasyonları var. bunlardan 1-2'sinden katkı alamazlarsa çok şansları yok. calathes/freddette/papapetrou/thomas/papagiannis ilk beşine mitoglou/wes johnson/rice destek veriyor. wes johnson'da patladılar mesela o büyük kayıp pana rotasyonu için, onun çok önemli swingman olması gerekiyordu, olmadı. pana'nın bütçesi de çok düşük sayılır. 14-15 milyon euro'luk bütçesi var. pana ile oly'nin bütçesi hemen hemen aynı ama aradaki fark bariz.

Güncelleme (6 Şubat 2020): 23. hafta

23. maçlarda kırılmaları çok daha net görüyoruz. gerçekten takım olanlar direkt ayrışmaya başladı. armani milano, khimki, olympiakos, bayern münih kırılanlar arasında.

- anadolu efes cska'yı son 20 yılda modern euroleague tarihinde deplasmanda ilk defa yendi. anadolu efes tarafında aslında çok da iyi gitmeyen bir maç oldu. defolarının tamamı ortaya çıktı. öncelikle takım shane larkin'in parıltısı arkasına saklanıyor. shane larkin'i izlerken gözlerinize far tutulmuş gibi oluyorsunuz, o yüzden belli başlı sıkıntılar hiç gözükmüyor. öncelikle hücum akışı tamamen larkin'in üzerinde kaldı artık. larkin'in nasıl bir canavar olduğunu bu maçta artık en üst seviyede gördük. larkin'i tutan adamlar hackett, bolomboy, sant roos. bunlar olabilecek en sert en güçlü savunmacılar. ona rağmen larkin ortalama üstü oynadı. kendi standartlarına göre düşük kaldı ama euroleague'de herhangi bir oyuncuya göre mükemmel oynadı. buradan larkin'in oynadığı seviyeyi daha net anlayabiliriz. karşısındaki savunmacılar avrupada herhangi bir oyuncuyu hayata küstürür, top göstermez. micic biraz dalgın ve dağınık başlamasına rağmen ne yapması gerektiğini özellikle ikinci yarıda hatırladı. potaya yönelmeleri ve dışarı çıkardığı toplar efes'in oyununu açtı. birkaç tane fecaat dikkatsizliği vardı ama onu da maç eksiğine verelim.

efes'te tekleyen kısım simon oldu. simon'un rolü bu takım için hayati bir rol. larkin ve micic baskı altındayken topu emanet edeceğiniz kişi simon. üç numaradan oyun kurmak efes'in oyun bütünlüğünün en önemli parçası. tabiki larkin ve micic'in skorerliği ön planda ama onlara alan açmanız lazım. eğer simon oralardan oyun kuramazsa bütün savunma dikkati ikisinin üzerine kuruluyor. ayrıca efes'in oyununda köşe üçlükleri çok önemliydi. geçen sene moerman bu sene singleton ve zaman zaman peters'a kurulan oyunlar vardı. bunlar çok azalmış durumda. daha fazla 4 singleton/moerman üzerine set kurulması gerek. ayrıca sertaç düşüşte. bayağı düşüşte hem de. konsantrasyonu düşünce dakikalarıda düştü. ergin ataman bu konuda çok net. tam konsantre olamayan oyuncuyu dışarı alıyor. bu micic de oluyor, simon da oluyor. bir tek larkin'i oyunda tutuyor, çünkü onun konsantrasyonunda hiç sıkıntı yok. zorlansa bile oyun motivasyonu en üst seviyede.

efes açısından mükemmel bir galibiyet ama canlar çalıyor. özellikle final four için. efes'in mükemmel formunda ve özgüveninde sanki uyutuluyorlar. final 4 bir maç ve cska'nın ne kadar sert, ne kadar keskin bir takım olduğunu gördük. eğer o tek maçta bir anlık boşluğunuzu yakalarlarsa gidersiniz. keşke cska playoff serisinde gelse. tam kadro bir efes'in bir seriyi kaybetme ihtimali yok ama tek maç olunca işler değişiyor tabi.

itoudis'e her hafta daha fazla saygı duyuyorum. bu nasıl bir takım. yani takım'ın tamamı aygır gibi. hacket-sant-roos-bolomboy-hines'li bir kısa beşi var, allahın cezası bir beş. herkes herkesi switch edebiliyor. hines'in da oyun zekası çok yüksek, birçok defoyu kapatabiliyor. kurbanov ayısı ve ron baker'da kasap gibi oynuyor. mike james tabiki zaman zaman saçmalıyor ama hiç önemli değil. bu takım önümüzdeki sene milutinov ile şampiyonluk adayı olur.

- fenerbahçe deplasmanda çok eksik zenit'i karşısında çokta zorlanmadan geçti. bu maçta daha farklı bir maç bekliyordum açıkçası. maccabi maçı öncesi daha showtime bir maç olur diyordum ama yine fenerbahçe under the radar gitti. geçen haftadan beri çok fazla gelişme görmedik tabii ki. yine nando de colo oyununu bulamıyor. yine vesely/gigi iyi. yine leo westerman ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. ilginç olan, nunnaly de pek etkin değil. molcom thomas daha etkili saha içinde. melih hiç süre alamıyor. obra çok fena kızmış herhalde. kadrodisi gibi bir durumda. melih için daha fazla bir şey söylemeyeceğim. mesela efes'te doğuş kaptandır. doğuş yetenekleri belli ama hırsı, isteği ve pozitifliği ve arkadaşlığı ile çok değerli bir oyuncu ve insan. melih için aynısını söyleyemeyeceğim. elinden gelenin en iyisini yapmayan kaptan olamaz. melih doğuş'tan şu anda bile daha iyi basketbolcu. doğuş tüm isteğiyle çalışırken melih'ten aynı isteği göremiyoruz.

cuma günü maccabi ile sert bir test maçı oynayacak fenerbahçe. bu maçı kaybederse playoff'tan falan kopmayacak ama psikolojik olarak seviye belirleyecek bir maç. fenerbahçe için sıralamanında pek önemi yok. 5 ve 8 olmadığı sürece. 6-7 bitirmesi yeterli. maccabi sakatlıklardan 2. bir takım kurdu. takım uyumu olarak zaafiyetler yaşayabilirler. fenerbahçe'nin oynadığının üstüne çıkması gereken bir maç olacak.

- zalgiris tam gaz. onlarda avrupa ekolü lanet takımlardan. saras'ın tam old school avrupa koçu olması çok hoşuma gidiyor. sert, inatçı, disiplinli. olympiakos'a hiç şans tanımadılar. little leka'dan da her hafta özür dileyeceğim. ufacık boyu var türlü türlü huyu var. sürekli itilip kakılıyor ama hiç bana mısın demiyor. kc rivers ve milaknis şut sokmaya başladığında zalgiris'in ne kadar tehlikeli olduğunu görüyoruz. jokubaitis bu maçta 7s/6a yaptı. martinas geben'de landale yokken 12 s/3r yaptı. zalgiris iskeleti kurmuş gibi. bu sene zaten amaçları playoff potasında olmaktı. sene başında bütçe ve sezon beklentisi açıklıyorlar. bu çok güzel bir şey. geçen sene bu kadar para kazandık, bu sene bu kadar para kazanmayı bekliyoruz ve bu kadar harcadık, hedefimizde bu. zalgiris'de en çok sevdiğim, bu netlik. saras önümüzdeki sene zalgiris'te olur mu bilmiyorum. barcelona'dan çok uçuk bir teklif alabilir. şu anda zalgiris'ten sanırım 700 bin euro kazanıyor. umarım almaz ve nakış gibi işlediği bu takımla uzun yıllar çalışır. zalgiris kc rivers ile kontrat uzatmak istiyor gibi bir haber okudum ama çok net değil. galiba kc rivers zalgiris ile kontrat uzatmak istiyor.

- real madrid-baskonia maçında stauskas'ın yaptığı neydi öyle. maç berabere iken son 3 saniye kalmışken koşa koşa gidip faul yaptı. yani bunun en mantıklı açıklaması: skorun farkında değildi. koç basket atamazsanız faul yapın dedi, onun da kafası karıştı. daha makul ve iyi niyetli bir açıklamam yok. real madrid'in baskonia karşısında da zorlanması ayrı bir durum. bunu her hafta tekrar edeceğim. bu maçta real madrid kısa rotasyonu 15 sayı attı. campazzo 10 sayı, causeur 5 sayı, llull 0, caroll oynamadı, laprovittola yok. rudy'yi de skorer forvet sayalım o da 0 sayı. uğur ozan sulak real madrid'in axel bouteille ile ilgilendiğini söyledi. bouteille ispanya liginde mükemmel bir sezon geçiren bir skorer forvet. laprovittola'da geçen seneyi ispanya liginde mükemmel geçirmişti. real madrid seviyesi için şu anda euroleague'de kendini kanıtlamış veya nba'den gelen birine ihtiyaçları var. nba'den aşağı düşecek oyuncuları taramak lazım. bu sene kimler free agent'a düşecek hiç bakmadım. ayrıca rea madrid'in zaten yeterince tecrübeli oyuncusu var. bir şeyleri kanıtlamak isteyen bir guard'a ihtiyaçları var. trey thompkins tam takımdan gönderilirken takımın en önemli skor opsiyonlarından biri oldu.

- ax armani milano erimeye devam ediyor. alba berlin karşısındada enerjileri yetmedi. giedraitis yokken alba'ya kendi evinde yenilmekte ayrı bir skandal. alba berlin çok ters takım biliyoruz da playoff hedefi olan bir takımın kendi evinde yenileceği bir takım değil. alba'da sıkma çok temiz adam. çok zeki 3.5'tan 5 oynayabilen bir arkadaş. alba'nın homojen hücumunda zekasıyla hep pozitif oynuyor. zaten alba'nın takımında öyle çok noko haricinde oyun zekası düşük oyuncu yok. yetenek olarak çok yüksek değiller ama oyun bilgileri üst düzey. milano geçen seneden daha mı iyi gidiyor. bence hayır. sene başındaki olumlu hava tamamen dağıldı. yaptıkları eklemeler de çok yetersiz. bye bye playoff.

milano'da şut atan 4 numara var mı? moerman, singleton, peters'la oynuyor efes. fenerbahçe williams'i datome'yi oralarda oynatıyor. real'de randolph, barcelona'da mirotic var. 4 numaran oyunu açamıyorsa, üçlük atamıyorsa zaten oyun inanılmaz sıkışıyor. kadro mühendisliğinde orada aaron white olmalıydı. onu da oynatamadılar. shelvin mack geldi, oynamadı. bu seneki kadro planlaması başarısız oldu. strateji belki doğruydu ama başarısız olduğu gerçeğini değiştirmiyor. şu takımda alec peters bile fark yaratır.

- asvel'de nazire yaparmışçasına kadro nasıl kurulur örneği. ellerindeki düşük bütçe ile mükemmel bir fiyat/performans takımı. bayern karşısında theo maledon oynamadı. payne ağır abi gibi oynuyor. büyük kalçalı kilolu mahalle abisi gibi. asvel diğer takımlardan pek ayrışmıyor ama ellerinde en az bilinen/güvenilen oyuncu olan takımlardan biri. bayern karşısında takım olmanın farkını gösterdiler. yani elinizdeki takkim isim isim kendini kanıtlamış olabilir ama bu takım olduğunuz anlamına gelmiyor. en iyi örneği khimki, bir diğeri de bayern münih. kesinlikle takım kalitesinin altındalar, guard yok dedik o yok dedik bu yok dedik ama sorun takım olmamaları. monroe/zıpser/barthel/lucic bunlar fena parçalar değil. bartemau'da asvel ve bayern'in lisansları hakkında yine salak salak açıklama yapmıştı. işte bayern ve asvel'e 2 yıllık lisans verdik gelişmelerine bakacağız diye. aklı sıra bayern münih başarısız olursa çıkartırıza getiriyor. daha doğrusu işte bayern'e tehditle para harcatacak. sanki elinde almanya pazarında başka opsiyon varmış gibi. almanya ekonomik genişlemesi için alba'ya da bayern'e de ihtiyacı var. tabiki bayern daha başarılı olabilirdi ama bu bayern yönetiminin suçu değil. bence kurdukları takım gayet yeterli. tek hataları koçu yollamaları oldu. nasıl bir süreç yaşandı bilmiyorum ama radoncic'i neden yolladılar anlaşılır gibi değil. zaten piyasada öyle çok koç yok. bu seneden beklentileri yok anlaşılan.

- kızıl yıldız pana'yı nasıl geçti derken üçlük yüzdelerine baktım. çalathes yine 0/7 üçlük atmış. panathinaikos 18 top kaybetmiş. kızıl yıldız sadece 7 top kaybetmiş. kevin punter olympiakos'ta kim lan bu salak denen bir oyuncuydu, kızıl yıldız'da mükemmel iş çıkartıyor. her oyuncu için uygun bir rol, uygun bir takım var. takıma uygun oyuncuları bulmak asıl farkı yaratan şey. punter maçı 24 sayı ile bitirdi. asıl ilginç olan lorenzo brown 0 sayı 0/9 saha içi isabeti ile bitirdi. lorenzo brown çok dikkat çekiyordu. bu maç kötü oldu, olur öyle deyip tsezon sonunu nasıl bitirecek göreceğiz.

- maccabi khimki'yi yenmedi, khimki maccabi'ye yenildi. shved'in saçmalıklarını izlemek de çok can sıkıcı. tamam neler yapabildiğini biliyoruz, ama son dakika 2 sayı gerideyken orta sahadan kaldırıp üçlük atması çok mide bulandırıcı. arkadaşlarına ve takımına saygısız. kimse almaz bu adamı. alırsada bench'e gömme ihtimali yüksek. adamın khimki'ye hiç saygısı yok. takım arkadaşlarına yok. hayvan gibi para alıyor. khimki'nin bu takımı eğer shved olmasaydı daha iyi oynardı, resmen maçı zehirliyor.

maccabi onca sakatlığa rağmen topal topal devam ediyor. tekrar etmekte fayda var. khimki maçında wilbekin-walters-casspı-zoosman-dibartelemau-tarık black yoktu. bu beş zaten maccabi'nin ilk beşiydi. zaten mivtachim'de bambaşka oynuyorlar. şimdi fenerbahçe deplasmanında göreceğiz onları.

- valencia'da barcelona'yı tam geçecekken geçememiş. barcelona'nın bu kadar zorlanması onlar için can sıkıcı. mirotic'e sürekli en üst düzeyde ihtiyaç duyuyorlar. huertel'de döndü. higgins yok. higgins'in de peşic ile kanı uyuşmadı galiba. sürekli maç kaçırıyor. cska'daki oyun üstünlüğüde yok. valencia'da abalde'yi beğeniyorum.

Güncelleme (9 Şubat 2020): 24. hafta

24. maçların tek süprizi ve hayal kırıklığı fenerbahçe beko'nun son saniyede aldığı mağlubiyet oldu. anadolu efes ne olursa olsun yenilmeyecek gibi. ayrıca cska'nın olympiakos mağlubiyeti de şok edici.

- fenerbahçe beko son hücumu kötü savunarak yenildi. obradovic daha net açıkladı durumu; son 4 saniyeye değil,  ondan önceli 39 dk 56 saniyeye bakalım. maçın özeti de colo'nun 2s/2r/2a/3tk performansı. adam eridi gitti resmen. sezon başında hücumu tek başına götürüyor, takımın hücumu paylaşması lazım diyorduk. şimdi hiç varlık gösteremiyor. fenerbahçe maç sonunu westerman ile oynuyor. westerman bu takıma bunun için alınmadı. westerman bundan önceki maçlardaki gibi arada bir çıkıp maç almalı. her maçı o taşıyamaz. takıma gelirken zaten bu belliydi. vesely'nin gelişiyle takım enerji kazandı, de colo'nun düşüşüyle çok şey kaybetti. de colo'nun savunmada aksayacağını zaten biliyorduk, bunu hücumuyla kompanse etmesi gerekiyordu. hücum edemeyince sadece savunmada yarattığı defo kaldı. fenerbahçe kadro yapılanması olarak her şeyin mükemmel olmasının şart olduğu bir takım. oyuncuların pozitif katkılarının yanında negatif kısımları da çok. williams mesela üçlüğe çıkıyor, atletizm getiriyor ama savunma farkındalığı sıfır. sloukas yine savunmada zayıf, de colo savunmada zayıf. thomas ortalama. vesely her yerde enerji getiriyor ama kontrolsüz. vesely 12 s/8r/4a/2tc/0tk ile oynadı. bu maç özelinde mükemmeldi. fenerbahçe 25% ile üçlük atmış. yani bu yüzdeyle attığınızda zaten pek şansınız yok. de colo toplamda 0/4 atmış. hiç sokamaması ayrı sadece 4 top kullanması ayrı sıkıntı. datome'de kaybolunca işler iyice sıkıştı ve son saniye savunmasına kaldı. fenerbahçe için kötü mağlubiyet. bir sonraki maçta da real madrid ile oynayacak.

maccabi açısından mükemmel iş. bunca eksiğe rağmen ülker arenadan çıkmak muazzam. avdija'ya ayrı parantez açmak lazım. size, oyun bilgisi ve olgunluğu muazzam. stabil bir şut yakalarsa üst düzey bir nba oyuncusu olacak belli. stabil ve defosuz oyuncuların nasıl elinizi rahatlattığını maccabi'de görüyoruz. othello hunter, acy ile oyun stabilitesini sağlıyorlar. eğer othello hunter sezon başından beri fenerbahçe'de olsaydı fenerbahçe şu anda ilk 4'te olurdu.

- anadolu efes zalgiris'ı zorlanarak geçti diyeceğim ama kimse efes'in kaybedeceğini düşünmedi herhalde maçı izlerken. bunun oyunla alakası yok. zalgiris efes'i inanılmaz zorladı ama efes'te öyle bir hava var ki, bir yerde maçı alacağız zaten dedirtiyorlar. zalgiris 61% ile üçlük attı. shane larkin ilk yarıyı 0 sayı ile tamamladı ama efes skoru hiç kaptırmadı. larkin oynamazken micic/simon/beaubois yine skoru götürdü. larkin kendine geldiğinde ise zaten maçı aldı. 2. yarıda 25 sayı attı. vasa'nın kendi oyununu bulması sevindirici. sertaç'ın oyununu tamamen kaybetmesi üzücü. maça girdi, 1 dakikada 2 berbat faul yaptı çıktı. 2 ay önceki sertaç'tan eser kalmadı. sertaç böyle oynayınca artık yavaş yavaş gözler dunston'ı arıyor. allah'tan singleton var. maç içinde 5-10 dk. singleton'ı 5 oynatabiliyorlar. pleiss'ın da çok üst düzey oynamasıyla işler kolaylaşıyor. o kısımda da moerman'ın gelmesi çok iyi oldu. moerman oyununu hiç bulamadı henüz ama ribaunt sezgileri hala yerinde. singleton 5 oynarken moerman ile ribauntlarda yenilmiyor efes. yine de dunston artık dönmeli. zach leday gibi undersized hareketli uzunların peşinden koşacak opsiyonu pek yok. leday maçı 22 sayı ile tamamladı. dunston olsa leday'in bu kadar rahat sayı bulmasının imkanı yok.

zalgiris açısından mükemmel bir maçtı. nigel hayes 3/3 üçlük attı. kc rivers 6/11 attı. maç kafa kafaya giderken singleton'ın hücum faulünü hakemlerin pas geçmesi ve gelen basket faul ardından teknik ile maçtan koptular. bu olmasa yine yenilecektiler ama orada kırıldılar. bunda sinirlenmeye de gerek yok. pozisyon hücum fauldu, maçın başka yerlerinde hakemler farkı hatalar yapmış olabilir veya başka bir maçta efes'in veya fenerbahçe'nin hakkı yenmiş olabilir ama pozisyon özelinde hücum faul olduğu gerçeğini değiştirmez. bunlar maçın içinde de olabiliyor. euroleague hakemleri en üst düzeyde değil biliyoruz. aslında nba hakemleri de değil. nba'de de saçma sapan hakem kararlarını çokça hatırlıyoruz. zalgiris açısından talihsiz bir andı diyelim. zalgiris bu oyunla diğer 16 takımın hepsini yenerdi, karşısında bir anomali olunca maçı kaybetti.

- cska'nın olympiakos'a yenilmesi nedir allah aşkına? spanoulis ve pritzesis yokken hem de. 3. çeyrekte skor 21-4. oly'de spanoulis ve printzesis'in olmaması aslında daha iyi. daha makul bir takım çıkıyor ortaya. milutinov yine double double yaptı. papanikolau aslında ilk piyasaya çıktığında bunları yapması bekleniyordu, yavaşça silindi. maçı 19s/7r/3a ile tamamladı. amerikalılardan muazzam katkı almışlar ama bu oly'nin galibiyetinden çok cska'nın rezilliği. ribauntlarda oly'nin 43/31 üstünlüğü var. dragan bender bucks'tan yollandı. sene başında anlaşmışlardı ama bender bucks'i seçti. şu anda bender'i getirirlerse çok işlerine yarar.

- real madrid'te alba'yı zorlansa da geçti. roller coster gibi maç. ilk periyot 25-41, ikinci periyot 35-9. real madrid 2. periyotta sadece 9 sayı atabilmiş, hakkaten çok garip. llull 1/9 süt isabeti ile oynamış. bu şekilde devam etsin. maçı jaycee caroll'un muazzam oyunu ile kazanmışlar. caroll'un son parıltıları. randolph'ta 27 sayıda. şu anda çin'de tüm ligler iptal edildi. basketbol oynanmıyor ve oyuncular galiba boşa düşecek. şuradan real madrid'e jeremy lin hamlesi gelse mükemmel olacak. amerika-çin krizinden nba'de yayınlanmıyor galiba. cba'de iptal. 1.5 milyar insanın izleyebileceği bir organizasyon yok. euroleague'in tüm takımları toplanıp para biriktirip jeremy lin'i getirsin bir takıma. eğer lin'i getirebilirseniz zaten playoff ve f4 yayın haklarından parası çıkar. euroleague için muazzam bir fırsat var. real madrid'te guard rotasyonunda yeterince stabil değil. f4 yapması büyük ihtimal. jeremy lin cuk oturur.

- barcelona milano'yu delaney ile geçti. delaney gibi patlayıcı skorerlerin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz artık. sergio rodriguez iyidir, hoştur ama yanına aldığınız adam önce shelvin mack, sonra keifer sykes. karşınızda larkin/wilbekin/james/delaney var. sizin elinizdeki opsiyon keifer sykes. oldu mu olmadı. milano'nun kendisi de yavaş yavaş playoff inancını kaybediyor. euroleague'deki kaostan faydalanıp hala 8. sırada tütünüyorlar da nereye kadar.

- pana'da zalgiris'i rahat geçmiş. freddette'in de performansı hiç tutarlı değil. bu maçta 6 dk. oynamış. sakatlık var mı bilmiyorum gerçi. deshawn thomas muazzam oynamış. zenit'te ise dikkat çeken sadece gustavo ayon var. euroleague'in stabil oyuncularından. pana'da kadro derinliğinden muzdarip aslında. yunan oyuncularla orayı yamamaya çalışıyorlar. mitroglou ve pappas ile rotasyon genişletiyorlar. sezonun yarısı geçilmiş şu anda getirilecek birinden pek verim almaları zor tabi ama çin pazarından kelepir bulabilirler belki.

- khimki kızıl yıldız'ı geçmiş. khimki zaten kızıl yıldız'ı geçsin bir zahmet. kurtiniadis geçen bir açıklama yaptı. işte shved'e bir pozisyonda mismatch vardı. orada içeri gitmesini ve içeriden bitirmesini konuşmuştuk. kaldırıp üçlük attı. böyle şeyler oluyor dedi. böyle şeyler olmuyor açıkçası. euroleague'de onu yapacak adamı bench'e gömerler, sen shved'i gömemiyorsun çünkü orası khimki. gelsin obradovic/ergin ataman/pesiç/messina takımlarında bunu yapsın bakayım. jovic zaten hayata küsmüş. çok değerli bir oyuncu. değerli olmasının sebebi yanına süper skorer koyarak oynatabilirsiniz. shved'ten bahsetmiyorum. shved şuursuz negatif bir adam, takımına zerre saygısı yok. larkin'in yanına koyarsanız mesela mıcıc ladar olmasada efes'in ihtiyaçlarını karşılar. eğer micic giderse yerine isteyeceğim adam jovic olur. aradaki maaş farkı ile guard rotasyonu genişler ya da beaubois upgrade edilir. gerçi beaubois'yı da çok seviyorum. çok masum, sakin, iyi bir adama benziyor. dışarıdan bakınca direkt seviyorsun adamı. neyse khimki'de jovic ve jerebko'nun zaten 1 yıllık daha kontratı var.

- baskonia da asvel'i geçmiş. orada da iki yeni transfere bakacağız. semaj christon 11s/11a ve zoran dragic 12 sayı. baskonia guard rotasyonundan bu halde. pierria henry takımı toplayamadı. stauskas zaten geçen maçta yaptığını gördük. matt janning bitik, jayson granger sezonu kapatmış. adamlar guard'sız geldi buralara kadar. baskonia inanılmaz bir ribaunt takımı. en çok ribaund alan ya da ikinci takım. en çok blok yapan takım. shengelia gibi bir güçleri var ama takımın kısaları hakikaten berbat. pierria henry bir şekilde verimli olurdu eğer takımın sürücü koltuğunda olmasaydı.

- bayern de valencia'ya yenilmiş. iyice çöktüler. artık seneye hazırlansınlar. zaten coach'ları da yok. zan mark sisko'yu hazırlasınlar. adam 6 asist yaptı. tj bray kendini toplasın yeter bu sene. valencia'da öyle ağır aksak devam ediyor.

EuroLeague Şampiyonuna 1 Milyon Euro Ödül Verilmesi Gerçekten Anormal Bir Durum mu?

Nesiller Boyu Eskimeyen Tartışma: NBA ve Euroleague Arasındaki Farklar Nedir?