Finalndiya'daki Kayak Etkinliğinde Görev Alan Bir Sözlük Yazarının Medeniyet Sorgulatan Anısı

Okurken ister istemez Türkiye'yi aklınıza getirecek olan acayip bir hatıra, buyrun.
Finalndiya'daki Kayak Etkinliğinde Görev Alan Bir Sözlük Yazarının Medeniyet Sorgulatan Anısı
iStock

finlandiya... bu güzelim ülkede geçen yaşadığım bir anıyı anlatmak istiyorum

çoğunluğunun fin olduğu çok uluslu bir komitede organizasyon ekibindeyim, finlandiya’nın en büyük kayak etkinliklerinden birini düzenliyoruz. 60 civarı ülkeden 7 bin civarı yarışçı ve seyircinin geldiği bir etkinlik.

3 haftadır toplantılarda konuştuğumuz bir şey var:

- yemekleri birebir yetirmek, 1 tabağı bile çöpe atmamak.

- sıfır karbon veya en minimumda etkinliği sonlandırmak.

- geri dönüştürülebilecek her ürünü geri dönüştürmek.

- bir ürün alırken mümkünse ücretsiz, değilse korkunç bir fark olmadıkça yerel üreticiden almak.

ben de merak ettim sordum en tepemizdeki isme, devlet regülasyonu bu sanırım (bütün bütçeyi finlandiya devleti veriyor) eğer koşulları yerine getirmezsek yaptırımı nedir diye, kadın dedi ki “hayır, tamamen kendimiz istiyoruz. 20 yıldır da böyle, geleceğe olan sorumluluğumuz bu dedi.”

bütün bu yaptığımız fedakarlıklar, bütçenin neredeyse %15’ini ayırdığımız plan tamamıyla kendi insiyatifiymiş organizasyonun. 3 milyon euroluk (italya geçen sene birebir aynı etkinliğe 20 milyon harcamış) bi proje bu, siz hesaplayın.

normalde saydığım bu gereklilikler için minimum 70 çalışana ihtiyacımız var etkinlik süresince, ilan vs. vermememize rağmen 800 gönüllü başvurdu. çoğu da çocuğuyla ve başvuru motivasyonlarında “çocuğuma çevre düzeni bilinci kazandırmak” “sizlere yardımcı olmak, çevreye yardımcı olmak” gibi şeyler yazıyor.

bu bilince gelir miyiz türkiye olarak bilmiyorum, sohbet arasında soruyorlar mesela diğerlerine bana “sizin ülkenizde nasıl olurdu bu etkinlik?” diye çok ruhum daralıyor bir düşününce. umarım gelecekte daha iyi günler yaşar türkiye...