Geçti Bor'un Pazarı Sür Eşeği Niğde'ye Deyiminin Anlamı ve Hikayesi
hadisenin özünde, herkesler tarafından bilinen ve öyle kabul görmüş haftanın günlerinin, bir zamanlar bor ahalisi tarafından farklı kullanılması yatıyormuş.
bor'un halk pazarının salı günü kurulduğu notunu da satırlara ekledikten sonra, bizim bildiğimiz lakin borluların farklı kullandığı günleri bir liste ile eşleştirelim, cillop gibi çıksın deyimin menşei:
salı: bazar (bor halk pazarının kurulduğu gün)
çarşamba: bazarertesi (eşeğin sürüldüğü gün)
perşembe: perşembe (niğde halk pazarının kurulduğu gün)
cuma: cuma
cumartesi: cumaertesi
pazar: şarbazarı (pazarların pazarı manasında bir anlama geliyormuş)
pazartesi: diri
geleneksel olarak bor pazarının kurulacağı günden bir gün önce, yani bildiğimiz pazartesi günü pazar esnafı, tüccarlar ve de ürettiği mahsulü satmak isteyen köylüler bor'a gelir ve ertesi gün için hazırlıklara başlarlarmış. velhasıl-ı pazartesi akşamı tezgahlar kurulur, pazar gününün bereketi niyetine akşam siftahlarını yaparlarmış.
bu bilgiyi de verdikten sonra yazımızı hadisenin kaynağı ile anlatılagelen küçük bir öykü ile süsleyelim derim:
efendim günlerden bir gün, uzak diyarlardan eşeğini hem vasıta hem yoldaş yapmış tüccarın biri bor pazarında mallarını satmak gayesi ile gelmiştir ve ertesi günkü pazara hazırlık yapmak için zerzavatı ufaktan görücüye çıkarmıştır çıkarmasına ama gün, o gün değildir ve tüccar bunun farkında değildir. zira, mevzubahis gün pazartesi değil, “bazarertesi”dir. hal böyle iken, olan biteni uzaktan izlemekte olan kasaba sakinleri bu yabancıya yanaşıp muhabbete girişmiştir.
“es selamün aleyküm hacı. hayırlar olsun; curiosity kills the cat. o bakımdan ne iş?” demişler. kendi halindeki tüccarımız da, “aleyküm es selam yarenler, gördüğünüz gibi, pazar olayı, hasta la vista baby” demiş.
lafın ardından bizim borlu'ları almış mı bir gülme. hani şu kötü kahramanların şimşek çakarken attığı kahkahalara benzer bir şey ya da kadir çöpdemir umarsızlığı ve sallamazlığı ile ortaya konan tavır hesabı...
alaycı tavırların ve sırıtışların nedenini de anlatmışlar mı bizim tüccara. o vakitten sonra tüccar efendi eşek sırtında teptiği onca yola mı yansın, yoksa mallarının haraç mezat elinde kalacağına mı bilememiş; bahtsız bedevi misali kalakalmış oracıkta. lakin tüccarın durumuna üzülen ve müslümanı teskin etmek lazım, sevaptır inancındaki ortamın figüranları duruma müdahale etmişler: “neyse ki, yarın da niğde'nin bazarı. fazla uzak da değil. (13 km) hadi yine iyisin. kaynanan da seviyormuş. fazla geç olmadan geçti bor'un pazarı, sür eşeğini niğde'ye” demişler.
hikayenin devamı da var lakin kim yazacak şimdi. sadece perşembe günü kurulan niğde pazarının da bayram dolayısı ile kurulmadığını ve tüccarın dünyanın yuvarlak olduğunu kanıtlayan ilk insan olduğunu söylemekle yetinelim.