Geleceğin Verimli Gıdaları İçin Çok Önemli Olan Fütüristik Madde: Süperkritik Akışkanlar
Nedir bu süperkritik akışkanlar?
süperkritik akışkanlar, basınç ve sıcaklığın değiştirilmesi ile kimyasal yapılarında bir değişiklik olmayan fakat fizikokimyasal özellikleri (yoğunluk, difüzivite, dielektrik sabiti vb) gaz ile sıvı arasında değişen akışkanlardır. kritik noktalarının üzerinde basınç ve sıcaklık değiştirilerek sürekli olarak özellikleri ayarlanabilir çözücüler olarak düşünülebilirler. süperkritik akışkanlar, yoğunluk ve çözme gücü bakımından suya, difüzyon ve viskozite gibi taşınım özellikleri bakımından gaza benzemesinden dolayı etkili çözücüdürler.
süperkritik akışkanlar geleceğimiz için muazzam imkanlara kavuşmamızda büyük bir öncülük edecekler
geleceğin gıdaları, kompakt gıdalar diye bir kategori oluşturacak olursak bunların hepsi süperkritik akışkan ekstraksiyon sayesinde elde edilecek. özellikle öyle uygulamaları var ki çöp diye nitelendirilen pek çok atık bu sistem ile bir başka değere dönüşebiliyor. bu sistem de yine döngüsel ekonominin çarklarını çevirmede oldukça etkili. bir prosesin atık çıktısı diğer prosesin ürünü olarak sisteme dahil olabiliyor. gerçek anlamda sıfır atıklı prosesler elde etmek mümkün hale geliyor.
süperkritik akışkan ekstraksiyon sisteminde genel olarak co2 gazı kullanılmaktadır. nadirende olsa n2o gazının da kullanıldığı uygulamalar mevcuttur. ekstraksiyon işleminde co2 öyle bir faza gelir ki onun fazını ayrı bir noktada nitelendirmek zorundayız. çünkü katı, sıvı, gaz fazlarından çok ayrı bir noktada incelenmektedir. işlem sırasında co2'e uygulanan sıcaklık ve basınç ile süperkritik akışkan fazı elde edilir. bu aşamada süperkritik akışkanlar sıkıştırılmış gaz olarak görünür. yüksek yoğunluklu ve düşük sıkıştırılabilirliğe sahip bir sıvıya benzerler ve aynı zamanda yüksek difüzyona ve düşük viskoziteye sahip bir gaza benzerler. her iki fazın arasında kalarak bitki materyalleri içerisine yüksek nüfuz güçleri ve çözücü güçleri sayesinde, kimyasal uyumluluğu olan çözünenler için iyi bir çözücü haline gelir.
bu sistem ile aklımıza gelen her bitkiden, meyve ve sebze atıklarından, kuruyemişlerden birçok öz elde edilebilmektedir. yahut herhangi bir üründen istenmeyen maddelerin çıkarımı gerçekleştirilebilir. örneğin kahve çekirdeklerindeki akrilamid süperkritik ekstraksiyon ile %79 oranında arındırılmıştır. esasen bu proses en yoğun olarak kahvenin kafeinden arındırılması işlemi için kullanılmaktadır. ancak bu prosesin yapacakları o kadar kapsamlı ki sadece bu işlem için kullanılması oldukça kısıtlayıcı olurdu.
türkiye'de bu prosesin yaygınlaşması için öncülük eden kişi ise can kayacılar'dır. özellikle son zamanlarda yaptığı denemelerde gerçekten geleceğe dair umut verici sonuçlar elde edilmektedir. örneğin; salça fabrikalarının atığı olan domates kabuklarını süperkritik ekstraksiyon prosesinden geçirerek antioksidan olan likopeni saflaştırmışlardır. domates kabuklarından alınan likopen sonrasında oluşan renksiz kabuklardan da yine aynı işlem uygulanarak %80 oranında bitkisel protein elde edilebilmiştir. bu sayede biyoyararlanımı çok yüksek bir ürün elde edilmiş olmaktadır.
süperkrik eksraksiyon sayesinde; gıdalar içerisinde ihtiyacımız olan pek çok ürünü salt hali ile elde etmemiz oldukça mümkün. özellikle bitkilerden elde edilen uçucu yağlar ve içerisinde bulunan moleküller ve fitokompleksler sayesinde daha yoğun içerikler elde edilebilecektir. kozmetik, farmasötik gibi alanlarda direkt en organik olanı saflaştırarak tüketmek ve fayda sağlama noktasında kesinlikle geleceğin kurtarıcı prosesi halini almaktadır.