Google, SEO İçin Son Zamanlarda Nelere Özellikle Dikkat Ediyor?

seo, günümüzde "arama motoru için optimizasyon" değil, tam anlamıyla bir "kullanıcı için optimizasyon" meselesi haline gelmiştir. yani mevzu google’a değil, google kullanan insanlara hitap edebilmekle ilgilidir.
eskiden anahtar kelime yoğunluğu diye bir şey vardı ve işe de yarıyordu
yazının her yerine anahtar kelimeleri serpiştir, meta description’a yaz, url’ye koy, başlığa da yerleştir, google da seni “tamam bu istenilen konu hakkında yazmış” diyip yukarı taşıyordu. ama sonra google’ın elindeki teknoloji gelişti. rankbrain diye bir şey çıktı ortaya. ne peki bu rankbrain? google’ın yapay zekâ destekli bir sıralama algoritması. anahtar kelimenin yazılışından çok, kullanıcının niyetini anlamaya çalışıyor. yani kullanıcı "en iyi kahve makinesi" yazdığında, google artık sadece bu kelimelerin geçtiği sayfaları değil, bu aramaya gerçekten en iyi cevabı verebilecek içerikleri öne çıkarıyor.
* anahtar kelimeyi 50 kere yazmak
* 500 kelimelik, su gibi akan ama içi boş yazılar
* başlıkla alakasız içerik
* kalitesiz backlink satın almak.
gibi şeyler artık seo için bir işe yaramıyor ve hedef anahtar kelimelerde öne çıkamıyorsunuz. anahtar kelimeye boğdunuz bir içerik öne çıkmıyor çünkü google sizin o içeriği hangi niyetle ürettiğinizi ve içeriğin ne kadar kalitesiz olduğunu anlıyor. clickbait mantığıyla içerik istemiyor yani google, gerçekten ve gerçekten o içeriği okuyacak kişinin, başlık hakkında bilgi sahibi olup olamayacağına bakıyor.
peki neler işe yarıyor?
* otoriter sitelerden gelen backlink'ler ya da sektörünüzle alakalı sitelerden size verilmiş backlink'ler
* gerçekten konuyu anlatan, doyurucu içerik
* kullanıcıyı sayfada tutan deneyim (ux)
* mobil uyum
* sayfa hızı
* core web vitals (bunu az sonra anlatacağım)
* e-e-a-t: yani deneyim, uzmanlık, otorite ve güven
google diyor ki: “bir konuyu yazıyorsan, o konuda bir bilgin, deneyimin olmalı. rastgele yazı olmaz!” e-e-a-t aslında şu dört kelimenin baş harfi:
* experience (deneyim)
* expertise (uzmanlık)
* authoritativeness (otorite)
* trustworthiness (güven)
yani örnek verelim, “keto diyetiyle zayıflama” hakkında içerik üretiyorsan, ya bu diyeti yapmış olmalısın (deneyim), ya bu konuda uzmansın (diyetisyen gibi), ya sektörde bilinen birisin (otorite), ya da güvenilir bir kaynaksın (örneğin sağlık platformu). bunların hiçbiri değilsen, google'ın gözünde bu konuda yetkin değilsin ve senin içeriklerin sıralamaya koyulacak kadar önemli ve yararlı değil. eskiden wordpress’e bir tema kur, yoast’ı ekle, başlığı yaz, seo dediğin şey çoğu anlamda bitiyordu. fakat artık yok öyle bir dünya. artık google sayfanın ne kadar hızlı açıldığına, sayfada kullanıcıların ne kadar süre kaldığına, her şeyin ekran boyutuna göre düzgün gözüküp gözükmediğine bile bakıyor.
google’ın kullanıcı deneyimini ölçmek için geliştirdiği 3 ana metrik var
* lcp (largest contentful paint): sayfanın ana içeriğinin ne kadar sürede yüklendiği. yani kullanıcı sayfaya girdiğinde, gözünün ilk gördüğü büyük alan (başlık, görsel ya da ana metin bloğu) kaç saniyede ekrana geliyor? google’ın sınırı: 2.5 saniyenin altında olması lazım. yani kullanıcı “daha yazı gelmeden” sayfadan çıkarsa sıralama da, kullanıcı da kaçar gider.
* fid (first input delay): kullanıcının sayfayla ilk etkileşime geçme süresi. yani sayfa yüklendi, kullanıcı bir menüye ya da butona bastı ama site 1-2 saniye dondu. işte bu kullanıcı ve google için kötü bir deneyimdir. google burada da hassas ve 100 milisaniyeden kısa bir tepki süresi istiyor. yani butona bastığında tık diye açılmalı. yoksa kullanıcı sinir olur, google da senin sayfayı "yavaş" olarak etiketler ve sıralamada yükseltmez.
* cls (cumulative layout shift): sayfa yüklenirken elemanların kayıp kaymadığı. yani hani bir siteye girersin, yazıyı okuyacakken birden aşağıdan bir reklam yüklenir, her şey kayar, yanlışlıkla reklama tıklarsın ya, işte google bunu hiç ama hiç sevmiyor. cls metriği tam olarak bu "kaymaları" ölçüyor. ideal cls skoru 0.1’in altında olmalı. yani sabit duran, kaymayan, oynamayan bir sayfa olması gerekiyor.
bu metrikler artık sıralama faktörüne etki ediyor
google bunu 2021’de resmi olarak duyurdu. eğer bu üçlüde kötü puan alırsan, rakibin seninle aynı kalitede içerik sunsa bile seni geçebilir. eğer bu metriklerde sınıfta kalıyorsan, içeriğin ne kadar iyi olursa olsun sıralama kaybediyorsun. çünkü google’ın gözünde kötü deneyim = kötü ve sıralamaya sokmaya değmeyecek bir site demek. google artık siteni sadece masaüstünde değil, mobil cihazda da nasıl göründüğüne göre değerlendiriyor. bu da demek oluyor ki, bir site önce mobilde iyi olacak. bu yaklaşıma da mobile-first indexing deniyor. yani mobilde sayfa hızı kötüyse, yazılar taşmışsa, butonlar tıklanamıyorsa, ne kadar içerik girersen gir nafile. google senin mobil halini esas alıyor ve ona göre sıralama yapıyor. türkiye gibi mobil cihazdan internete girme oranının yüzde 80’e dayandığı bir ülkede bu zaten olmazsa olmaz. yani google yıllarca “içerik kraldır” dedi, ama sonra şunu fark etti: kral içerikse, taht kullanıcı deneyimidir. yani içerik ne kadar iyi olursa olsun, sayfa yavaşsa, butonlar oynuyorsa, kullanıcı tıklamak istediğini tıklayamıyorsa, olay bitmiştir.
peki tüm bunların yanında, seo için içerik üretmek ne durumda?
yani sadece ve sadece içerik üreterek seo'da bir yerlere gelmek mümkün mü? maalesef değil. artık tek başına içerik yetmiyor. tamam kaliteli içerik üretimi hâlâ seo’nun temeli ama sen kullanıcıya hitap etmiyorsan, sadece arama motorunda nasıl gözükmesini istediğin şekilde yazı yazıyorsan işin zor. içerik üretirken dikkat edilmesi gereken epey şey var:
* anahtar kelimeyi değil, kullanıcı niyetini hedefle
* kopya içerikten uzak dur
* yazıyı sade ama detaylı yaz
* yazılarınız, görsel ve video içersin
* bir içeriği yayınladıktan sonra o içeriği unutma, güncelle
yani kullanıcıyı anlayacaksın, ona göre içerik yazacaksın, siteni mobilde uçuracaksın, teknik optimizasyona dikkat edeceksin, güvenilir olacaksın, bilgili olacaksın. kısacası seo artık bir bütün. parçaları eksik olursa google seni sevmez. kullanıcı zaten sevmez. seo aslında insanları ikna etme sanatı. sadece google'ı değil, ekranın başındaki insanı da yakalamazsan hiçbir şey ifade etmez. eskisi gibi değil, öyle bot kandırmak, yazıya anahtar kelime gömmekle olmuyor bu iş. senin niyetin gerçekten fayda sağlamaksa, google senin niyetini anlıyor. anlamazsa da sen zaten iyi içerik ürettikçe google mecbur kalıyor seni yukarı taşımaya.