Gözetim Belgesi Mevzusu: Neden Bazı Ürünlerin İthalat Vergileri Sürekli Artırılıyor?

Geçtiğimiz günlerde bazı ithal ürünlerin gözetim belgesi kapsamına alındığı açıklandı. Bu da yeni vergiler anlamına geliyor. Peki neden sürekli yeni ithalat vergileri geliyor bazı ürünlere?
Gözetim Belgesi Mevzusu: Neden Bazı Ürünlerin İthalat Vergileri Sürekli Artırılıyor?

gözetim belgesi, yerli üreticiyi korumak amacıyla ithalatı kısıtlamak için uydurulan bir belge. neden “uydurulan” dedim, çünkü bu belgeyi alabilmek mümkün değil. ismi var ama cismi yok.

efendim, bilal'e anlatır gibi anlatmak gerekirse olay şu:

bir eşya var diyelim. mesela muz. türkiye'de de üreticisi var. şimdi ithal muz hem daha lezzetli, hem de (dışarıda) daha ucuz. yani türkiye'de talebi yüksek olan ama dışarıda pek de ehemmiyeti olmayan bir ürün. ithal muzun kilosunun maliyeti de -atıyorum- 0,5$ olsun. eğer devlet olarak piyasaya hiç dokunmazsan ve ithalatında orta düzeyde bir vergilendirme yaparsan homo ecomomicus tüketici yerli muz yerine ithal muzu tercih eder. herkes ithal muz alırsa anamur'daki muz üreticisi çiftçi hasan emmi de boku yer.

bu yüzden yerli üretici hasan emmi'yi korumak adına devlet muz için ithalatta gözetim tebliği adı altında bir tebliğ yayınlar. muz ithalatı yapan firmalara der ki; eğer dışarıdan muz ithal edeceksen ya gözetim belgesi alacaksın ya da kilosunu -atıyorum- en az 1,5$'dan beyan edeceksin. yani senin muzu 0,5$'dan ithal edecek olman beni ilgilendirmez. ya gözetim belgesi al ya da ithalat vergisini 1,5$ üzerinden beyan ederek öde.

eğer fazladan vergi ödemek yerine gözetim belgesi almak istiyorsan bazı belgelerle ilgili kuruma başvuruyorsun. gözetim belgesini eskiden dış ticaret müsteşarlığı verirdi. sonra ekonomi bakanlığı vermeye başladı. şimdi de yanılmıyorsam ticaret bakanlığı veriyor. veriyor dediğime bakmayın, verilen bir belge falan yok. gözetim belgesine başvuran herkes ret alıyor. bunu da tüm ithalatçılar bilir.

gözetim belgesi alınamayınca haliyle geriye ikinci yol kalıyor. ithal etmek istediğin ürünü satış kıymetinden değil de devletin belirlediği kıymet üzerinden “yurtdışı giderler” olarak beyan edip ithalat vergisini bu yüksek kıymet üzerinden ödemek. yani sen ithalatçı olarak maymunların bile minnet etmediği muzları dışarıdan 0,5$'a veya çok daha ucuza alsan da ithalat beyannamesine kilosunu devletin belirlediği 1,5 $ üzerinden beyan ediyorsun. haliyle vergi matrahın da arttığı için normalde ödeyeceğin verginin 3 kat fazlasını ödüyorsun. dolayısıyla ne oluyor? normalde migros'ta 15 liraya satılabilecek ithal muz, reyonda 45-50 lira oluyor. sen de tüketici olarak ithal muzun fiyatını görünce eşek gibi gidip 20 liraya satılan anamur muzu almak zorunda kalıyorsun.

hangi ürün için gözetim uygulaması olacağına ticaret bakanlığı karar veriyor. bunu da genellikle yerli üreticilerin talebi üzerine yapıyor. mesela vestel diyor ki; “ben yerli ve milli bir türkiye markası olarak venüs marka telefon üretiyorum ama bu vatan hayini gençler gidip ayfon alıyor, şaomi alıyor, samsung alıyor. ben üretim yapamıyorum, ar-ge yapamıyorum, rekabet edemiyorum. elin çinlisi günlük 1 dolara işçi çalıştırıyor, hammadde desen zaten elinin altında. her türlü maliyeti düşük. o 100$'a telefon üretir tabi ama ben öyle değil. maliyetlerim yüksek. sen devlet olarak bana bi el at hacı. şu ithal telefonlara gözetim uygulaması getir, fiyatları artsın da tüketici bana mahkum olsun.”

sonra bir sabah kalkıyorsun, ithal telefonlara gözetim gelmiş. hoop, 10 bin liralık telefon oldu sana 15 bin. ayfon hayalin suya düştü. venüs'ün hayırlı olsun.

diyeceksiniz ki devlet neden doğrudan ilgili ürünün vergisini artırmıyor da böyle ikincil mevzuat uygulamalarıyla ek vergilendirme getiriyor?

çünkü türkiye, avrupa birliği'nin gümrük birliği kurallarına bağlı. insanımız serbest dolaşamıyor ama eşyalarımız serbest dolaşımda. uluslararası antlaşmalarla belirlenen kuralların dışına çıkarak istediğimiz gibi hareket edemeyiz. tüm vergilendirme kuralları ab ve dünya ticaret örgütü müktesebatına ve standartlarına uyumlu olmak zorunda. kodoman ülkelerin kurallarına göre dış ticarette amaç daha çok serbestleşmektir. bu yüzden dış ticareti zora sokacak uygulamalara pek müsaade edilmez. yerel dış ticaret mevzuatı, uluslararası anlaşmalara uygun olmak zorundadır. dolayısıyla türkiye, kanun ve kararname gibi üst hukuk normlarıyla yapamadığı vergilendirmeyi tebliğ, genelge gibi ikincil mevzuatlarla yapıyor.

e bundan ab'nin veya dünya ticaret örgütü'nün haberi olsa bize yaptırım uygulamazlar mı?

bilgileri var elbette. avrupa komisyonu'nun türkiye raporlarında hep eleştiriliyor bu durum ama gelişmiş ülke liderlerinin sabah akşam ekranlarda ticaretin serbestleşmesi mavallarına bakmayın. tüm ülkeler benzer uygulamalarla kendi ekonomisini korumaya çalışıyor; yani herkesin bildiği ama bilmemezlikten geldiği onlarca şeyden biri bu. kulağa kötü geliyor ama gerçekten ithalatçı ülkeler buna benzer dış ticaret önlemleri almazsa başta çin olmak üzere ucuza üretim yapan ülkeler dünya piyasasını s*ker. gerçi onca koruma önlemine rağmen s*kmiş durumda zaten. sadece d. trump birkaç kez dünya piyasalarındaki bu dengesizliği açık açık söyleyebildi. çin hegemonyası birilerinin g*tünde patlayacak bir gün ama neyse konumuz bu değil.

yani gözetim uygulaması aslında uluslararası antlaşmalarla, kanunla ve cumhurbaşkanı kararlarıyla çerçevesi belirlenen gümrük vergilendirmesinin haricinde ikincil mevzuatlarla bunlara ilave ayrı bir vergi uygulaması getirmektedir.

durum bu.

resmi gazete'de hemen her gün mutlaka birkaç gözetim tebliği yayınlanır. yani hemen her gün bir veya birkaç ürüne ek vergilendirme gelir.

peki eşya çekildikten sonra ithalatçı firma ödediği bu fazla vergileri geri alamaz mı?

yakın zamana dek mahkeme kanalıyla alınabiliyordu ama 2021'de gümrük kanunu'nun vergilerin iadesine ilişkin 211. maddesinde bir değişiklik yapıldı. 2. fıkraya dikkat!

madde 211: – "1. kanunen ödenmemeleri gerektiği halde ödenmiş olduğu belirlenen gümrük vergileri geri verilir. kanunen tahakkuk ettirilmemeleri gerektiği halde tahakkuk ettirilen gümrük vergileri kaldırılır.

2. ancak, kanunen ödenmemesi veya tahakkuk ettirilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat veya ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse, bu vergilerin geri verilmesine veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilmez."

yani devletimiz diyor ki; ben haydut değilim, yanlışlıkla fazladan bir vergi ödediysen gel usulünce geri iste, paranı faiziyle geri veririm. ancak gözetim kapsamında ödediğin vergileri geri istersen alamazsın diyor. 211nci madde.

gerçi aynı kanunun 24. maddesinde eşyanın kıymeti satış kıymetidir diyor. uluslararası antlaşmalar da vergilendirmede satış kıymetini esas alıyor. bu yüzden gözünü karartıp devleti mahkemeye verip de gözetim kapsamındaki vergileri geri alanlar olmuyor değil. sonuçta mahkeme üst hukuk normlarını esas alıyor, kıytırık gözetim tebliğine takılmıyor. ama devleti karşısına almayı çoğu firma göze alamıyor. bir gece ansızın ithalat beyannamesi kırmızı hatta düşmesin diye çoğu firma uğraşmıyor. vergiler tıpış tıpış ödeniyor. tabii ithalatçının ödediği vergiler fiyat etiketlerine yansıtılmak suretiyle aslında bizim götümüze giriyor.

tüketici açısından düşününce bu gözetim olayı hoş değil tabii; ancak bir ülkenin dış ticareti, tatilde karne hediyesi olarak ipad isteyen berkecan'ın keyfine göre belirlenemez. dış ticaret önemleri makro iktisadi bir olay. dikkat ettiyseniz bu işin mantığını size teknik kavramlarla ve bilimsel olarak açıklıyorum.

burada laf söz ediyorum ama ben ticaret bakanı olsam ben de birçok ürün için gözetim uygulaması getiririm aga, kimse kusura bakmasın. yapmak zorundayım. gerçekten dış ticareti kontrol altında tutmanın en kestirme yolu gözetim uygulaması. ürünlerde gözetim olmazsa cari bütçe çok açılır.