Güney Kore'de Sıkıyönetim İlan Edilmesine Giden Süreç Nasıl Gelişti?

Güney Kore'de neden sıkıyönetim ilan edildi? Ülke bu sürece nasıl girdi? Arka planda neler yaşanıyor?
Güney Kore'de Sıkıyönetim İlan Edilmesine Giden Süreç Nasıl Gelişti?

güney kore devlet başkanı yoon suk yeol, 3 aralık'ta "kuzey kore yanlısı unsurları ortadan kaldırmak ve anayasal özgürlük düzenini korumak" gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etti. üç saat içinde ulusal meclis hızla toplandı ve kararnameyi iptal etmek için oybirliğiyle oy kullandı. yoon, sıkıyönetimi kaldırmayı kabul etti. her ne kadar sıkıyönetimi iptal etse de, ardından yaşanan yaygın protestolar, kabinedeki istifalar ve 7 aralık'taki başarısız azil oylaması, iktidardaki halkın gücü partisi'ndeki (ppp) derin bölünmeleri ortaya çıkardı. bu durum hükümeti felç etti ve gelecekteki yönetim ile istikrar hakkında ciddi sorulara yol açtı. bu yankılar, güney kore'nin iç ve dış politikasında etkisini gösterirken ittifakları zorluyor ve bölgesel diplomaside ilerlemeyi tehdit ediyor. yoon yönetimine yönelik soruşturmalar devam ederken ve istifası için baskılar artarken, ülke belirsiz bir yola girdi. önümüzdeki günlerde ve haftalarda alınacak kritik kararlar, siyasi manzarasını yıllarca etkileyebilir.

bu duruma nasıl gelindi?

sıkıyönetim ilanı, yoon yönetiminin sürekli düşük onay oranları, yoon'un azledilmesi yönündeki tekrar eden çağrılar ve iç meselelerdeki kötü yönetimi nedeniyle aldığı yaygın eleştiriler ışığında gerçekleşti. nisan 2024 genel seçimlerinde muhalefet partisinin ulusal meclis'te çoğunluğu elde etmesiyle yoon yönetimi, politik gündemini sürdürmekte sürekli bir mücadeleyle karşı karşıya kaldı. yoon, sıkıyönetim ilan ederken, hükümet yetkilileri hakkında açılan 22 azil davasını yürütme organının işleyişini engelleyen unsurlar olarak nitelendirdi ve muhalefetteki demokrat parti'yi (dp) "devlet karşıtı faaliyetlerde bulunmakla" suçladı. yoon, geçmişte de askeri kontrolü konsolide etmeye çalışmakla itham edilmişti.

yoon'un, savunma bakanı olarak kim yong-hyun'u aday göstermesi, bu tartışmanın ilk fitilini ateşledi. dp milletvekilleri, kim'in atanmasının sıkıyönetim ilanı için daha büyük bir planın parçası olduğunu iddia etti ve yoon, dp’nin hem başkan hem de savunma bakanı için verdiği azil önergesi sonrası kim'in istifasını kabul etti. bu durum, güney kore'nin siyasi sahnesindeki büyüyen çatlakları gözler önüne serdi.

iç politik sonuçlar

190 milletvekilinin sıkıyönetimin kaldırılması için oybirliğiyle oy kullanmasına ve ppp lideri han dong-hoon 'un yoon'un açıklamasının "yanlış" olduğunu belirtmesine rağmen, iktidar koalisyonu içinde yoon ile nasıl başa çıkılacağına dair köklü bölünmeler önemli bir belirsizlik yarattı. daha geniş bir siyasi çıkmazı yansıtan bu bölünmeler, aynı zamanda kararlı eylemi de engelledi ve ileriye giden yolu giderek daha belirsiz hale getirdi. yoon'un görevden alınması için 7 aralık cumartesi günü yapılan oylama, 100'den fazla ppp üyesinin katılmamayı seçmesiyle gerekli 200 oyun altında kaldı. görevden alma teklifinin başarısız olmasının ardından, han dong-hoon ve başbakan han duck-soo ulusa tartışmalı bir ortak konuşma yaptı. ikili, yoon'un günlük görevlerinden kurtulacağını, ulusal yönetişimi ve dış ilişkileri kendilerine bırakacağını belirtti. bununla birlikte, böylesine eşi benzeri görülmemiş bir adım atma kararları, bu "düzenli istifa" ülkenin anayasasıyla uyumlu olmadığı ve ince örtülü bir güç gaspından başka bir şey olmadığı göründüğü için, yasallığı konusunda alarmlara yol açtı.

halkın gücü partisi (ppp) lideri han dong-hoon, yoon'un sıkıyönetim ilanını "yanlış" olarak nitelendirirken, 190 milletvekilinin oybirliğiyle sıkıyönetimi iptal etmesine rağmen, iktidar koalisyonu içinde yoon ile nasıl başa çıkılacağı konusunda derin görüş ayrılıkları belirdi. bu bölünmeler, daha geniş bir siyasi çıkmazın yansıması olarak kararlı adımların atılmasını engellerken ülkenin geleceği üzerindeki belirsizliği daha da artırdı.

7 aralık cumartesi günü yoon’un azledilmesi için yapılan oylamada gerekli 200 oy sağlanamamış, 100’den fazla halkın gücü partisi üyesi oylamaya katılmamıştır. azil girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından, han dong-hoon ve başbakan han duck-soo, ulusa tartışmalı bir ortak açıklama yaparak yoon’un günlük görevlerinden feragat edeceğini ve ulusal yönetim ile dış işlerini kendilerinin üstleneceğini duyurdu. ancak bu emsalsiz adım, anayasaya uygunluğu konusunda ciddi soru işaretleri yaratmıştır. "düzenli istifa" sürecine benzemeyen bu hamle, bazı çevrelerce bir tür gizli güç gaspı olarak değerlendirilmektedir.

başarısız azil girişiminin ardından, demokrat parti (dp), yoon’a karşı vatana ihanet suçlamalarını soruşturmak amacıyla “kalıcı özel savcı” atanmasını öngören bir yasa çıkardı ve yoon’a seyahat yasağı getirdi. bu süreçte, eski içişleri bakanı lee sang-min, eski savunma bakanı kim yong-hyun ve sıkıyönetim komutanı olarak atanan ordu şefi park an-su dahil olmak üzere birçok üst düzey yetkili hakkında yürütülen soruşturmalar da devam ediyor. ayrıca, savunma ve istihbarat birimlerinin başkanları, kıdemli askeri generaller ve üst düzey polis memurları gibi kilit isimlerin, sıkıyönetim planının şekillendirilmesinde kritik roller oynadığına dair raporlar bulunmaktadır.

bu arada, muhalefet lideri lee jae-myung kendi siyasi mücadelesini sürdürmektedir. son anketler, lee’nin olası bir erken seçimde en güçlü aday olduğunu gösterse de, kasım ayında 2022 seçim kampanyasında kamu fonlarını kötüye kullanma suçlamasıyla açılan dava durumu karmaşıklaştırmıştır. eğer lee’nin temyiz davası başarısız olursa, sadece ulusal meclis’teki koltuğunu kaybetmekle kalmayacak, aynı zamanda mahkumiyetin ardından 10 yıl boyunca seçimlere katılma hakkını da kaybedecektir.

halkın gücü partisi ise, yoon’un azil sürecini veya istifasını geciktirerek lee’nin bir erken seçimde aday olmasını engellemeye çalışmakla suçlanmaktadır. öte yandan, eğer yüksek mahkeme lee hakkında bir hüküm vermeden önce erken seçim yapılırsa, lee adaylık hakkını koruyabilecektir.

dış politika sonuçları

güney kore’de süregelen siyasi kargaşa, yoon yönetiminin düşük onay oranlarına rağmen öne çıkan dış politika başarılarını tehlikeye atma riski taşımaktadır. ülkedeki iç istikrarsızlık devam ederken, güney kore’nin dış politikası üzerindeki etkiler de görünür hale gelmiştir. küresel camia gelişmeleri yakından izleyerek yoon’un planlarını anlamaya çalışmaktadır. bu süreçte, abd savunma bakanı lloyd austin’in seul’e planlanan ziyaretini iptal etmesi ve abd-güney kore nükleer caydırıcılık görüşmelerinin ertelenmesi dikkat çekmiştir. artan siyasi belirsizlik, yoon yönetiminin dış politika hedeflerine uzun vadeli zarar verebilir, özellikle abd ile sağlam ittifakı sürdürme, japonya ile ilişkileri geliştirme ve abd-güney kore-japonya arasındaki üçlü iş birliğini kurumsallaştırma çabaları risk altına girmiştir.

siyasi huzursuzluk, güney kore'nin, trump sonrası abd yönetiminin dış ve ticaret politikalarındaki değişikliklere hazırlandığı kritik bir dönemde yaşanmaktadır. abd-güney kore ittifakı içinde her iki taraf da açık iletişimi sürdürme ve ittifakın güçlü yapısını teyit etme çabalarını sürdürmektedir. abd’li yetkililer, koreli mevkidaşlarıyla bir araya gelerek gelişmeleri değerlendirmiş ve ortak duruşun güçlü kalmasını sağlamaya çalışmıştır. ancak abd, yoon’un sıkıyönetim ilanından önceden haberdar edilmemiş ve bu kararı “ciddi bir hata” olarak nitelendirmiştir. joe biden döneminde, güney kore’yi model bir demokrasi olarak öne çıkarmış ve nükleer istişare grubu’nun kurulmasıyla güney kore’yi, kore yarımadası’nda olası nükleer senaryoları içeren abd stratejilerine entegre etmeye çalışmıştır. ancak yoon’un sıkıyönetim ilanı, bu çabalara gölge düşürmüştür.

yoon yönetimi döneminde japonya-güney kore ortaklığında önemli ilerlemeler kaydedilmiş olmasına rağmen, sıkıyönetim ilanı japonya’da endişe yaratmıştır. japonya, demokrat parti’nin (dp) azil önergesinde yoon’un “japonya merkezli” politikaları ve kilit hükümet pozisyonlarına “japonya yanlısı” isimler atamasıyla ilgili eleştirilerine dair kaygılarını dile getirmiştir. japonya başbakanı shigeru ıshiba’nın güney kore’ye yapmayı planladığı ve iki ülke arasındaki diplomatik ortaklığın 60. yılını kutlamayı amaçlayan 2025 başlarındaki ziyaretinin belirsizliğe girmesi, ikili bağlarının gerileme olasılığına dair endişeleri artırmıştır. japonya, bu gelişmeleri “kritik ve ciddi” bir kaygıyla izlemeye devam etmektedir.

ayrıca, yoon’un sıkıyönetim ilanı, güney kore’yi "küresel bir mihenk taşı devlet" yapma ve "liberal demokratik değerler ve anlamlı iş birliği yoluyla özgürlük, barış ve refahı ilerletme" hedefini gölgelemiştir. onun sıkıyönetim ilanı, güney kore'nin savunmaya çalıştığı bu değerlerle keskin bir tezat oluşturmuştur.

sonraki adımlar ne olacak?

7 aralık’taki azil oylamasının başarısız olmasına rağmen, demokrat parti (dp) yoon’un azlini zorlamaya devam edeceğini ve her cumartesi yeni bir oylama yapılacağını duyurdu. 11 aralık itibariyle, bazı halkın gücü partisi (ppp) milletvekilleri bir sonraki oturumda oy kullanacaklarını açıkladı. bu, 7 aralık’taki ilk azil oylamasına katılmamalarıyla kıyaslandığında farklı bir tavır sergileneceğini gösteriyor. eğer bir azil önergesi ulusal meclis’te kabul edilirse, başbakan han duck-soo vekil başkan olarak görevi devralacak. anayasa mahkemesi’nin ise azil kararına ilişkin 180 gün içinde bir hüküm vermesi gerekecek. eğer mahkeme kararı onaylarsa, yoon görevden alınacak ve 60 gün içinde yeni bir başkan seçimi yapılacak.

yoon istifa ederse durum değişebilir mi?

şanslar pek parlak görünmüyor. başkanlık makamı fiilen “vejetatif durumda”. yoon, yoğun istifa baskısı altında ve onay oranı sadece %17,3’e gerilemiş durumda. halkın gücü partisi ise kritik bir dönemeçle karşı karşıya: yoon’dan uzaklaşıp azli destekleyerek halkın güvenini yeniden kazanmaya çalışmak ya da siyasi olarak önemsizleşme riskiyle karşı karşıya kalmak ve başkanın darbe girişiminde suç ortağı gibi görünme tehlikesiyle yüzleşmek zorunda. kararsızlık ve net bir yol belirleyememeleri durumunda, parti kendini tamamen yeniden yapılandırmak zorunda kalabilir. bu durum, park geun-hye’nin 2017’deki azlinden sonra saenuri partisi’nin dağılması ve sonrasında halkın gücü partisi (ppp) olarak yeniden doğmasına benzer bir süreci beraberinde getirebilir. dahası, bu kriz uzadıkça, hem ülkenin iç işlerinde hem de dış politikasında daha fazla belirsizlik yaratma riski bulunmaktadır