Günümüzün En Başarılı Ana Akım Çizgi Roman Yazarlarından Biri: Tom King

tom king... günümüzün en şahane çizgi roman yazarlarından biri, hatta son zamanlarda benim şahsi favorim haline geldi. eğer bu tempoyla devam ederse ve hikaye kurgusunu biraz daha geliştirebilirse adını alan moore, grant morrison, mark waid gibi yazarların olduğu büyükler ligine de yazdırabilir çünkü benzer bir yoldan gidiyor. kahramanları sadece kötülerle bam bum dövüştürmüyor; iç dünyalarını, zaaflarını ve insani yönlerini de derinlemesine başarıyla analiz ediyor. zaten kendisi cia'li, o etmesin de kim etsin.
bu karakter tanımlayıcılığı bana kalırsa alamet-i farikası
hikaye akışında bazen, özellikle uzun seriler yazarken, dağılabiliyor ama kahramanları hem güçlü hem de gerektiğinde savunmasız gösterebilmekteki ince çizginin üzerinde maharetle yürüyor, bir tarafa çok yük bindirmiyor. sadece gözünden lazer atan, pelerin giyip dünyayı kurtaran figürler olarak değil, zaman zaman zorlanan, kararsız kalan ve bazen kaybolan insanlar olarak da sunuyor ve bu zorlukları nasıl yendiklerinin hikayesini tatmin edici bir şekilde anlatıyor. böylece onları daha üç boyutlu hale getiriyor. süperliklerini zaten biliyoruz ama king’in yazarlığıyla bu kahramanların iç dünyalarını da keşfediyoruz. bir yandan ikonik konumlarını korurken, bir yandan da onlara herkesin empati kurabileceği bir derinlik katıyor. tabii bazen bazı okurlar karakterin iç hesaplaşmalarını o kadar da görmek istemeyebiliyor, ben bu çizgi romana sevdiğim kahraman bam bum kötü adam dövsün diye para veriyorum diyebiliyor. tom king'i eleştirenlerin en büyük eleştirisi bu oluyor genelde. onlar da haklı kendi çaplarında ama yeri geldiğinde bence kötü adamı da çok güzel dövdürüyor, aksiyona doyduruyor.
yazarlık kariyerinin çok iyi bir örneği her yerde sürekli övgüyle bahsettiğim superman up in the sky. en beğenilen de işlerinden biri. bazen iyi yazarlar bile superman'i yazarken zorlanıyorlar çünkü superman'i güçlerini merkeze alarak yazıyorlar. superman’i superman yapan güçleri değil, o güçleri vicdan, merhamet, umut ve devasa bir kalple harmanlamasıdır, buna bağlı olarak okura ilham veren bir figür olmasıdır. tom king, superman’in asıl gücünün, kararlılığında ve umudunda yattığını ve bu sayede imkansız gözüken şeylerin üstesinden gelebildiğini etkileyici bir şekilde anlatıyor up in the sky’da.

kriptonlulardan devam edersek çok övülen bir diğer eseri de supergirl woman of tomorrow. james gunn'ın yeni supergirl filmi için kaynak alacağını sık sık tekrarlamasının ardından popülaritesi iyice arttı. burada kara'nın iç ve dış mücadelelerini ve onları yenmekteki iradesini harika işliyor. özellikle günümüzde "güçlü kadın karakter" yazmayı eline yüzüne bulaştıran yazarların alıp tekrar tekrar okuması lazım. güçlü karakter demek her konuda mükemmel, her şeyi kolaylıkla çözen karakter demek değildir. örneğin güçlü karakter korkusuz değildir, korkusuz olan salaktır, güçlü karakter korkusunun üstesinden gelendir. tom king, supergirl'ü bu şekilde, gerçek anlamda güçlü bir karakter olarak yazıyor; zorlukların üstesinden gelerek büyüyen bir figür.

batman'i de uzun süre yazdı ve iyisiyle kötüsüyle fazlasıyla konuşulan bir iş oldu. ben kötüsünü daha çok dc editör ekibinin zorlamalarına bağlıyorum; ana dc evreni içinde devam etmesi gerektiği için bazı konularda elleri bağlandı. onu saymazsak, bruce wayne’in kendiyle olan hesaplaşmasını, yalnızlığını ve mücadelelerini anlatmakta başarılıydı. batman’in travmaları, kayıpları ve bu kayıplarla başa çıkma yöntemleri zaten sık sık işlenen bir konu ama tom king’in yazarlığıyla daha da derinlik kazandı. dediğim gibi uzun serilerde performansı düşebiliyor, burada da düştüğü zamanlar oldu ama genel itibarıyla iyi bir iş çıkardı.
superman ve batman'i yazdıktan sonra modern çizgi roman aleminin üç büyüklerini wonder woman ile tamamladı. şu sıralar wonder woman'ın en iyi serilerinden birine imza atıyor ve yine harika karakter analizleri var. amazon mitolojisiyle modern dünyanın gerçek mücadelelerini başarıyla birbirine bağlıyor. up in the sky nasıl superman'i süper yapanın sadece güçleri değil, karakteri de olduğunu anlattıysa, bu seri de wonder woman'ı wonder yapanın kas gücü kadar kalp gücü de olduğunu anlatıyor. ayrıca daniel sampere gerçekten muazzam wonder woman çiziyor, seriyi bu kadar sevmemde etkisi büyüktür.

bir nazar boncuğu heroes in crisis olabilir. çok eleştiri aldı heroes in crisis ile. kahramanların travmalarını işleyiş şekli biraz fazla karanlıktı, karakterleri daha iyi yazabilirdi. ama burada bile karakter odaklı anlatımı ve psikolojik derinlik konusundaki becerisini göz ardı etmemek gerekiyor. okuma listesi oluşturacaklar arkalara atabilir fakat dc evreni açısından önemli bir öykü olması itibariyle bence okunmaya değer.
önümüzdeki dönemde de black canary'yi yazmaya başlayacağını duyurdu. neredeyse tamamını koleksiyonuma kattığım gail simone'un birds of prey'inden beri çok iyi diyebileceğim bir black canary okumadım ama mevcut trendi devam ettirirse yeni bir klasik doğabilir. zaten kendisi de çok heyecanlı anladığım kadarıyla, sosyal medyada kıpır kıpır bu konuda.
neden bu kadar övdün şimdi bize tom king'i derseniz birincisi vaktim vardı ikincisi ne yazdıysa bulunsun, edinilsin ve okunsun isterim. paylaştıkça artan tatlardır bunlar.