Hatırladıkça Gülümseten, İnternet Kafelerin İnternet Kafe Olduğu Nostaljik Yıllar

Çok da uzak olmayan, bi çocukluğumuza dönmemize bakacak bir dönem. Herkesin delicesine msn'den bilgisayar oyunlarına kadar sıkı sıkıya internete bağlı olduğu o kısıtlı imkanlarla internet kafeleri doldurup taşırdığı dönem. Uzun süren bu komik dönemin bize eskiyi özlemle andıracak bir sürü eğlenceli detayı da var elbet. Sözlük yazarlarıyla o komik detaylara göz gezdiriyoruz.
Hatırladıkça Gülümseten, İnternet Kafelerin İnternet Kafe Olduğu Nostaljik Yıllar
iStock.com


internet kafeci abinin tiziano ferro - perdono şarkısını çaldığı yıllardır.

sanırım bu yıllar 90'ların sonları ile 2000'lerin ortaları arasında yaklaşık 10 yıl devam eden bir dönemdi. sonra herkes kendi evine bilgisayar almaya başlayınca o güzel dönem de artık mazide kalmış oldu.

o zamanlar şimdiki gibi kafeler sinek avlamazdı. misal biz oturacak masa bulabilmek için öğlen 12'den önce kafeye ulaşmaya çalışırdık. öğleden sonraları ise kafeler o kadar kalabalık olurdu ki kafe sahibinin tuttuğu sıra kağıdına ismimizi yazdırırdık. sırada bekleme süresi bazen 2 saati bile bulurdu. kafelerin bazıları atariler, normal oyun bilgisayarları ve sadece internet kullanımlık bilgisayarlar olarak bölümlere ayrılırdı.


yine bu dönemin başlarında kulaklık diye bir icat pek yaygın olmadığı için internet kafelerin içinde son ses açık bilgisayar ortamı mevcuttu. fareler, klavyeler desen kirden kabuk bağlardı tabiri caizse. hele o toplu mekanik fareler... az sinir etmemişti bizi.

"32 kişilik dust kuruldu, isteyen girsinnn", "pusmak yok", "ekran yapma aq", "rest çek", "impulse'yi aç" gibi efsane counter-strike replikleri inletirdi salonları. 4-5 kişi ile yapılan age of empires ii the conquerors multiplayer'ların ise tadından yenmezdi. tat demişken; o klavyenin yanına serilen gazete parçasının üzerinde yenilen simit ise internet kafe atmosferinin en hoş ayrıntılarından biriydi.

the settlers'lar, heroes might and magic iii'ler, delta force'lar, red alert'lar midtown madness'lar, cm serileri, fifa 99-2000'ler, vs. en kral oyunlarıydı buraların.


son olarak leş gibi sidik kokan tuvaletleri de unutmayalım.

demem odur ki ben bile en az 3-4 yıldır bu yerlere hiç uğramadım. çocukluğumuzun eğlence merkezi olan buraları bu şekilde görmek biraz üzüyor beni. çoğu kafe de zaten playstation salonlarına çeviriyor kafeleri.

neyse başkan bağırıyor: "17 bittiiii." kalkmam lazım...

half life, cod2, counter strike'ın popüler olduğu yıllara tekabül eder.

"zeki ama çalışmıyor" neslininin bir kısmının yok olduğu yıllardır aynı zamanda.

süpürge makinesinin içini açar bozuk para arardım, gideyim de bi 30 dk counter atayım diye. herkes 2'li 3'lü arkadaş grubuydu o zamanlar, partyler düzenlerdik oyunda ödetmesine. 2000-2005