Havacılık Sektöründeki Birinden: Kabin Memurluğu Nasıl Bir Meslek? Artıları Eksileri Neler?

Sektörün içindeki bir Sözlük yazarı, kabin memurluğu hakkındaki temel şeyleri açıklıyor.
Havacılık Sektöründeki Birinden: Kabin Memurluğu Nasıl Bir Meslek? Artıları Eksileri Neler?
Fotoğraf: THY

eğer aileden zengin değil ve kendi işinizi yapmıyorsanız, kabin memurluğu türkiye şartlarında sizi zengin etmese de, size ortalama ve ortalamanın üstünde bir hayat yaşatacak; birikim yapabilmenizi sağlayabilecek birkaç meslekten biri.

havacılık sektörünün tartışmasız en kazandıran mesleği ve hatta türkiye'deki en kazandıran mesleklerden biri pilotluk. ama pilot olabilmenin aşamaları kabin memurluğuna göre daha zor. pilotluk için dlr, srm, kurul mülakatı, sağlık vs gibi aşamaları sorunsuz bir şekilde geçmeniz gerekir.

geçenlerde yazılımcılar için açılmış bir başlık vardı. orada odtü mezunu yazılımcı bir arkadaş bırakın işe girebilmeyi, iş başvurularımda olumlu veya olumsuz dönüş bile alamıyorum diye yazmıştı.

benim ingilizcesi iyi olan gençlere tavsiyem, mezun olduğunuz alanda işe giremiyor veya bu alandaki meslek sizi tatmin etmiyorsa, pilotluk. o da olmuyorsa, kabin memurluğunda şansınızı denemeniz olacak.

kabin memurluğu için üniversite mezunu olma zorunluluğunuz da yok. şirketler lise mezunlarını da kabin memuru olarak işe alıyor. sizden istenen kalifikasyon iyi bir ingilizce ve gerekli sağlık şartlarını sağlamak. sonrasında eğer mülakatlarınız olumlu sonuçlanırsa, üç aylık bir eğitiminden sonra kabin memuru olarak işe başlıyorsunuz.

şu an kabin memurluğunun başlangıç maaşı düşmüş bulunmakta ama işe girdikten sonra 4-5 sene dişinizi sıkabilirseniz, maaşınız türkiye şartlarına göre iyi bir seviyeye çıkıyor.

kabin memurları ayda 80 saat kadar uçmakta. bu süre uçağın sefer için kapı kapatıp, seferden sonra kapı açtığı süreleri kapsıyor.

eğer geniş gövde ile uçarsanız, bu süreleri daha çabuk doldurup, evde daha çok boş zamanınız kalır. geniş gövde uçaklar okyanus aşırı dediğimiz amerika ve uzakdoğu uçuşlarını da yapabilmekte ve doğal olarak bu uçuşların uçuş süresi daha uzun olmakta. örneğin bir amerika veya uzakdoğu uçuşu 10-12 saat civarı sürmekte. geniş dövde uçak ile bir uzakdoğu veya amerika git-gel yapsanız ortalama 20-25 saatlik uçuş sürenizi doldurmuş olursunuz. yani bu şekilde uçan bir uçucu personel (pilot veya kabin memuru) 3 tane uzun uçuş yapsa, zaten aşağı yukarı aylık uçuş saatini doldurmuş olacak. yani bir geniş gövde pilotu uçtuğu ve dışarıda yaptığı yatılar hariç, istanbul base'de (yani evinde) ayda 15 günden fazla boş günü olmuş olabilir. yani uçucu personelin çalışma saatleri düzensiz olsa da, aslında aralıksız çalışıyor veya çok yoğun çalışıyor diyemeyiz. aylık boş dinlenme gün ve sürelerini hesaba kattığımızda belki farklı sektörde çalışanların yüzde doksanından daha çok off güne (boş güne) sahipler.

bu arada türkiye'de thy hariç geniş gövde yolcu uçağı olan bir başka havayolu şirketi yok. geniş gövde uçaklar türkiye'de sadece thy'de var.

thy'de yeni işe girmiş bir kabin memuru ilk bir yıl (veya ilk bir kaç ay) önce sadece dar gövde uçak ile uçuyor. daha sonrasında filoda bulunan bir geniş gövde uçağın eğitimine gönderiliyor ve bir yıldan sonra karışık uçmaya (hem dar, hem de geniş gövde ile) başlıyor. kabin memuru yaklaşık 6-10 yıllık bir tecrübeye ulaştıktan sonra artık kabin amiri olmaya hak kazanıyor. 16-17 yıl ve üzeri tecrübeye sahip olanlar ise purser (kabin amirinin amiri) olmaya hak kazanıyor. purser'ler daha çok geniş gövde ile uçuyorlar (yüzde 80-90).

yani azmedip, 20 yıl ve üzeri bir tecrübeye sahip olan kabin memuru, hem maaş olarak, hem de çalışma şartları olarak rahata erecektir.

bu arada yanlış anlaşılmasın, her işin bir zorluğu var ve kabin memurluğunun da kendi içinde zorlukları var

yani bir kabin memurunun ilk önce insan ilişkileri iyi olmalı. sonuçta yolcu ile yani insanlar ile sürekli iletişim halinde olan bir meslek yapıyorsun. bu da hiç kolay bir iş değil. bunun yanında yolcuya yemek servisi yapmaktan, yeri geliyor yolcuların pis bıraktığı lavabo gibi yerleri temizlemekten gocunmaman gerekiyor. sonuçta bunlar, bu yapılan işin gerekliliklerinden bazıları. ama amir veya purser olduktan sonra işin fiziki, yani ağır olan yolcuya servis vs kısmından nispeten kurtuluyorsun. bu işleri genelde altında bulunan kabin memurları yapıyor. tabi amir veya purser olunca fiziki işler azalsa da sorumluluk kısmı daha çok artmış oluyor.

ama benim şahsi görüşüm, kabin memurluğu türkiye'deki çoğu meslekten daha keyifli ve yapılabilesi bir meslek. örneğin, pandemi zamanı hemen hemen hiç uçuş yapılmamıştı ve uçuş olmadığı için de kabin memurları o zaman boştaydı. sağlık çalışanlarının ise tam tersi pandemide iş yükü inanılmaz artmıştı.

belki hatırlarsanız, bir ara kabin memurlarını hemşire olarak kullanalım mı diye bir konu gündeme gelmişti. bakın havacılığın içinde olan biri olarak söylüyorum, o zaman kabin memurlarının hiç biri bu habere sevinmedi. bırakın sevinip sevinmemeyi, aralarında acaba böyle bir ihtimal olabilir mi diye üç dört gün yas tutan bile olabilir... yani bunda sadece kabin memurlarının, hemşirelerden daha fazla maaş alması etkili değil. hemşirelerin maaşını kabin memurları ile eşitleyin ve kabin memurlarına, aranızdan kabin memurluğunu bırakıp, hemşire olmak isteyen var mı diye sorun, eğer aralarından bir tane ben hemşireliği tercih ediyorum diyen çıkarsa, ben dişimi kıracağım.

sonuç olarak

her işin bir zorluğu var. ve hiç kimse işini hobi olarak yapmıyor, karşılığını almak için yapıyor. dünyayı gezip görmek ve maddi avantajları da düşünüldüğünde bence kabin memurluğu (thy'de olmak koşuluyla) türkiye'de yapılacak ilk 10 meslekten biri.
profesörün daha az alması ise ülke için üzülecek bir durum. profesörler kesinlikle çok daha fazlasını hak ediyor.

Peki mayış? 

kabin memurluğu pekala da para kazanmak için yapılabilir bir meslek.

öncelikle sizden istenen kalifikasyon, öyle ahım şahım şeyler değil. lise mezunu olmak kabin memuru olabilmek için yeterli bir kriter. iyi bir yabancı dil ve istenen sağlık koşullarını da sağlayanlar, şirketin verdiği üç aylık bir eğtimin ardından kabin memuru olarak işe başlıyorlar.

eskiden işe başlangıç maaşı tabiki daha iyidi. çünkü eskiden direk yüzde yüzle işe başlanıyordu. ama daha sonra işe başlangıç maaşını giderek düşürdüler. önce yüzde 55'e düşürdüler, şimdi de yüzde 35 maaş ile işe başlama koşulu getirdiler.
ama herşeye rağmen yüzde 35 ile başlasan bile ikramiyelerle falan birlikte çok rahat bir öğretmen maaşı kadar alıyorsun. ayrıca 5 sene sonunda yüzde yüz maaşa geçiyorsun. yüzde yüz maaşta türkiye ortalamasının oldukça üzerinde. yani bugün üniversite mezunlarının yüzde 90-95'i, yüzde yüze geçmiş bir kabin memurundan daha düşük maaş alıyordur.

onun haricinde bu mesleği yapanlar, bir çok ülke ve şehir gezmiş olacak. bugün türkiye'de yaşayan kaç genç bu imkana sahip ki? bence sırf dünyayı gezip görmek için bile yapmaya değer bir meslek.