Hayat Kalitesini Bir Anda Yerle Bir Edebilen Dikkat Edilmesi Gereken Durum: Dehidrasyon
hayat kalitenizi bedavaya ikiye katlayacak bir konu: hidrasyon. ben hastaneye gittiğimde doktor mutlaka uyarır çünkü ben alışmış olsam da vücudum dehidrasyon belirtilerini güçlü şekilde gösterir. bu bir problem ancak çözmek pek kolay değil alıştığınızda. sonuçta zorla sıvı tüketiminizi iki üç katına çıkaramıyorsunuz. ama bu durum bana rahatsızlık da vermiyor. ne zararı olabilir ki?
2 sene önce tek başıma bir odada kalıyordum. çok sağlam bir hastalık buldu beni kış sonunda ve ateşler, kabuslar içinde yatan birine dönüştüm. o kadar ki zaman/boyut algısı kaybolmuştu. e tabi bu durumda 3 metre önümdeki, aynı oda içindeki suya, yemeğe bile ulaşamamıştım. yaklaşık 2 gece 3 gün böyle yattım. gücümü toplayıp toplamda 1 bardak su içip bir iki lokma bayat ekmek yemiştim herhalde. sonrasında şiddetli problemler başgösterdi (sonrasında çoğunun susuzluktan olduğunu öğrendim, bu problemler aşağıda var) ve artık ayağa kalkabileceğimi düşündüğüm bir anda hastaneye gitmeye karar verdim. o kadar susuzluk düşünmemi engelliyordu ve taksi tutmak, ambülans çağırmak gibi basit şeyleri akıl edemedim. 1 km kadar yolu 6-7 kere mola vererek yürümüşüm. hastaneye gittiğimde gözüm biraz daha açılmıştı (bana göre) ancak beni gören doktor paniğe kapılmıştı. çok sağlam fırça yedim o gün ve değerli birkaç bilgi edindim.
bunun üzerine -sizler için de- araştırdık, makaleler, bilimsel çalışmalar yalandı yutuldu ve tam da günde 17 saat susuz kalmanın tartışıldığı günlerde bir derleme yapıyorum. tüm bu araştırmanın sonucunda ortaya çıktı ki günlük hayatta yetişkinlerin %60'ı dehidrasyon yaşıyor ve farkında değil. ve sadece bu sorunu çözerek sağlığınızdan zeka seviyenize önemli artışlar yaşayabilirsiniz.
sırasıyla;
- su içmezsek ne olur?
- çay ve kahve ile ihtiyaç karşılanır mı?
- suyu nelerle alırız, su içmek şart mı?
- sporcular için sıvı alımı ne kadar arttırılmalı ve
- su ihtiyacımız karşılandığında ne gibi gelişmeler olur?
şeklinde şekillendireceğim yazıyı.
hemen şimdi su ve içecekleri (çay kahve kola aklınıza gelen tüm sıvılar) içmeyi bırakırsak ne olur?
bizim günlük sıvı çıkışımız (ortalama yaş, kilo için) 2.5 litre civarındadır. bu çıkış çiş, ter ve dışkı ile olur (en çoktan en aza). yine 300-700gr arası diğer aktivitelerle kayba uğrandığı söylenir. bu sıvının her gün tekrar vücuda alınması gerekir.
beyin de bu zorunluluğa önem verir ve uyku dahil sürekli kandaki sodyum oranını takip eder. değerler düşmeye başladığında susuzluk hissiyatını bizzat beyin "üretir". bunu siz kurumuş ağız ile farkedebilirsiniz. öte yandan vücutta görmeden eklem hareketlerine, vücut sıcaklığının ayarlanmasından hormonlara hemen herşey su sayesinde yürüdüğünden vücut hayati fonksiyonları aksatmamak için yavaş yavaş tasarruflara gidecektir ki burada ilk kısılan şey sıvı yenilenmesidir. yani atık sıvıyı daha fazla kullanmaya yönelir vücut. bu sebeple idrarınız artık gittikçe azalır ve rengi koyulaşır (turuncu), kokusu kuvvetlenir. hatta ölümcül dehidrasyonlarda idrarın yeşil olduğu bilinir.
beyin ufak bir kısmımızı kaplasa da vücutta, aslında aldığımız kalorinin yarısına yakınını ve suyun da 1/3'ünü kullanır. zira sporcu değilseniz düşünme aktiviteleri bile başlı başına vücudun işlemesi kadar çok kaynak tüketecektir. (asılsız bir iddiadır ama zayıfların zeki olduğu kanaati buradan türemiştir, ispatı yoktur). dolayısıyla en büyük tüketicilerden biri olan beyin ikinci aşamada zihinsel işlevleri biraz kısar tasarruf için. refleks süreleri azalır, sersemlik başgösterir, algılama yetisi azalır ve çok ilginç bir nokta: beyin dokusu küçülür. yani beynimiz bildiğiniz sıvı kaybına uğrayarak gözle görülür ölçülerde küçülür. %10 ile 20 arasına varabiliyor bu durum ki oran küçük gözükse de hayati fonksiyonları imkansız kılabiliyor bu noktada. buraya kadar alışkın olmayan bünyelerde zonklama şeklinde baş ağrısı hissedilir.
beyin bu şekilde tasarruf yoluna gittiğinde düşünce gücü zayıflar ancak hala birşeyleri yürütmek zorundayız. bu durumda düşnmek için daha uzun süreye ve iki kata yakın oksijen tüketimine ihtiyaç duyuyoruz. ciğer dolusu nefes aldığınız halde bunalabilirsiniz, balkona çıkayım diyebilirsiniz bu tür durumlar beynin strese mağruz kaldığının göstergesidir.
bunun haricinde azalan su, yediğiniz gıdaların parçalanmasını yani enerji almanızı da güçleştirir. su olmadan karın tokluğu size pek bir fayda sağlamıyor yani.
17 saat tartışması buraya kadardı. zira bu saydıklarımdan başka fiziksel problemle karşılaşılmıyor 20 saat içinde. peki sonrasında ne oluyor?
20-48 saat içinde el ile başlayarak kas titremeleri görülmeye başlanır ve artık bu denli susuzlukta sindirim yapılamayacağından vücudunuz ben tokum der. tıpkı az önce sofradan kalkmış gibi. hormonsal aktiviteleriniz hemen hemen durmuştur ve açlıkla beraber cinsel dürtüler de ortadan kalkar. vücudun yegane güdüsü sıvı temin etmektir. bu arada kendini soğutamayan vücudun yüzey sıcaklığı da hissedilir derecede artar. ancak içeride de sıcaklığı ayarlayamıyordur ve organlar soğumaya başlar. gözleriniz sıvı üretimini bırakır bu sebeple sanki uykusuz kalmışsınız gibi gözleriniz batar. çevrenizde olup biteni pek algılayamıyorsunuzdur. anahtarınızı düşürüp bunu farketmemek gibi durumlar yaşanır. bu noktada su kaynağına ulaşmak zorlaşır. şiddetli baş ağrısı vardır. ten rengi solar.
vücudunuza göre 3-5 gün içinde ölüme doğru yola koyulursunuz. artık ten renginiz mavileşmeye! başlamıştır. şiddetli ağrılar hissedilmektedir ve siz hayatta olduğunuz halde hayati önem sırasına göre organlar teker teker kapatılmaktadır. bu noktada önünüze su koysak da alıp içmek aklınıza gelmeyebilir zira düşünce gücünüz sıfıra yakındır. ağızdan alım da ölümünüzü engellemeyebileceğinden damar yolu ile sıvı verilmesi bazen tek çözüm olabilir.
kahve ve çay içerim bol bol, su içmem pek. yine de susuz kalır mıyım?
bunun sorulmasının sebebi kahve ve çaydaki kafeindir. kafeinin enerji vermesinin mantığı zaten beyne giden damarları daraltması ve beynin paniklemesidir. bu daralma ve sinir sisteminin uyarılması dehidrasyonla mümkün oluyor. ama iki üç tane araştırmaya göre konuşursak, bu pek önemli değil. su yerine çay ve kahve ile ihtiyacını gideren insanlar pek de kötü durumda değil. buna göre günde 200mg'a kadar kafein tüketenler için içtiğiniz kahvenin suyu, durumu kurtarıyor. ama bol kafeinli versiyonlarını ya da yüksek miktarda içiyorsanız işler tersine dönüyor. ben 4-5 bardak kahve ve 2 bardak çay içerim her gün. su içmiyorsam içtiğim kahveyi filtre değil nescafe ile yaparım kafein miktarını düşürmek için.
bir diğer önemli nokta da bu içeceklere ne kadar şeker attığınız. eğer su ihtiyacınızı bu şekilde karşılıyorsanız her bardağa birkaç şeker atmak yine susuz kalmanıza neden olur.
su ihtiyacı sadece su içerek mi sağlanır?
aslında temel olan, başta bahsettiğim ölçüde kaybettiğimiz suyu vücuda geri kazandırmak. bu yüzden elde su şişesi emzik gibi gezmek gerekmez. günde 3 litre sıvıyı vücudunuza alın. içtiğiniz çorbadan yediğiniz meyveye dahi iş görür. zaten su ihtiyacımızın %20'si yemeklerden gelir. her ne kadar bu sıvıyı ayrıştırmak sindirim sistemi için ekstra iş olsa da su içemiyorsanız meyve yiyin, çay çorba için diyebiliriz. eğer su içmeyen biriyseniz -benim gibi- tavsiyem günde bir şişe maden suyu içmeniz yönünde olur. zira çaydan çorbadan alamayacağınız bazı temel mineralleri maden suyu adeta depolamıştır. oruç tutanlar da iftardan sonra 2 şişe maden suyu içse iyi olur.
su içerken ise "bugün susuz kaldık be" diyerek 3 bardak ard arda içtiğinizde kendinizi tamam hissetmeyin. zira içtiğinizin pek az kısmı vücutça alınır ihtiyaç olsa da. uygun olan gün içine yayarak içmektir. gece kalkıp su içmek çok iyidir mesela, yanınıza bir bardak su alın.
sporcular ne yapsın? sporcu içeceği öneriyorlar?
1-2 saatin üzerindeki spor faaliyetlerinde vücut deli gibi elektrolikit ve önemli mineralleri kaybeder. sporcu içecekleri de bak ben kaybettiklerinin her birini bir araya topladım der. aslında profesyonel sporcuların içtikleri ile sizin marketten aldığınız içecek bir olduğundan bir avantaja sahibiz, güvenip içebiliyoruz. yani gerçekten de içerikleri bahsedildiği kadar var. ama 1 saat spor yapıp bırakıyorsak, yani spor salonunda normal bir çalışma yapıyorsak sadece, bunların hiçbirine gerek yok. birkaç bardak su sorunu halledecektir. yine maden suyu güzel bir alternatif mineral bakımından.
bugün diyetimizi düzeltip ihtiyacımız kadar su almaya başlarsak ne gibi gelişmeler olur?
araç kullanımında (motor beceriler), beynin boyutunda %10-20, refleks ve tepki sürelerinde %100'e yakın, algılama ve problem çözme becerilerinde %20'ye yakın gelişme saptanmış araştırmalara konu olan insanlarda. güzel bir motivasyon.
edit: suyun ölümcül dozu soruluyordu, 6 litreymiş normal kilodaki insanlar için. sanırım 24 saatlik süre için bu. ölmezseniz de sürünüyorsunuz 6 litreye yaklaşınca.