Hayatını Sessiz Geçiren Kuğuların Ölüme Yakınken Çıkardığı Tek Ses: Kuğu Şarkısı (Swan Song)

Neden popüler kültürde bir sürü swan song isimli şarkı olduğunu hiç düşündünüz mü? Cevabı, kuğuların çok enteresan bir özelliğinde yatıyor.
Hayatını Sessiz Geçiren Kuğuların Ölüme Yakınken Çıkardığı Tek Ses: Kuğu Şarkısı (Swan Song)

zarif hayvanlardır kuğular. her zaman sessizce süzülürler suyun üzerinde beyaz bir bulut gibi... ve bu sessizliklerini de -efsaneye göre- ölümlerine en yakın zamanda enfes bir ses tonu çıkararak söyledikleri şarkı ile bozarlarmış. bu metafor yüzlerce yıldır böyle sürmüş ve hatta bu, batı literatüründe de efsanevi sanatçıların son zamanlarından önce yaptıkları şaheserlerine de empoze edilmiş. öyle ki bu sanatçıların ölümünden ya da mesleklerini bırakmasından hemen önceki yapıtları "kuğunun son şarkısı" olarak anılmaya başlanmış.

bu sadece edebi eserler için değil; bir klasik müzik sanatçısının bestelediği son senfoni, bir nakış ustasının çizdiği son minyatür veya bir dokumacının dokuduğu son kilimi de kapsayıp, hepsinin bir kuğunun söylediği son şarkı olarak adlandırılmasında da rol oynamış.

kuğunun o son sesi ve şarkıcı öyle güzelmiş ki, ölümünden sonra akılda en kalıcı kısım da sesinin etkisi olmuş; o yüzden de bir sanatçının ölümünden ya da yaptığı son içinden akılda kalan en şahane eseri de kuğu şarkısı olarak geçmiş literatüre...bu metafor sadece müzik ve dans gibi sanat alanında değil, iş dünyasında da kullanılmış.

kuğunun bu en tatlı şarkısını ölmek üzereyken söylediği fikri, bir müzisyenin, şairin veya sanatçının muhteşem son performansı olan "kuğu şarkısı" deyiminin kökeni olmuş.

bu terim antik yunan kültüründe ortaya çıkmış ve ilk kez mö 458 yılında yazılan aeschylus'un agamemnon adlı eserinde geçmekte. kassandra öldüğünde; "bir kuğu gibi ölüm yüklü son ağıtını söyledikten sonra" bu söz söylenmiş. o zamandan bu yana ezop'un eserlerinden tennyson'unkilere kadar edebiyatta sıkça kullanılmış.

masalı ise şöyledir: "zengin bir adam, kaz ve bir kuğu satın aldı. birini masası için diğerini şarkısı uğruna tuttu. kaz'ı öldürme zamanı geldiğinde, aşçı onu gece almaya gitti ve bir kuşu diğerinden ayırt edemedi. yanlışlıkla kaz yerine kuğu yakaladı. ölümle tehdit edilen kuğu, şarkı söylemeye başladı. böylece sesiyle kendini duyurdu ve melodisiyle hayatını korudu."

kuğuların ölüm anına kadar sessiz bir yaşam sürdükleri ve son nefeslerinde güzel bir şarkı söyledikleri rivayet edilir. platon, sokrates'in kuğunun güzel, final şarkısını "neşeyle" söylediğini belirttiğini aktarmıştır. bu oldukça romantik bir düşünce, parkta bir kuğu gördüyseniz, bir sürünün göç yolculuğuna tanık olduysanız, bu kuşların hiç de sessiz olmadıklarını fark etmişsinizdir. aslında, ötüşlerini tanımlamak için kullanılan tüm sıfatlar arasında "güzel" muhtemelen en az kullanılanlardan biridir.

bunun, kuğunun son derece uzun bir soluk borusu halkasına sahip olması, öldüklerinde havanın içinden akması ve ciğerlerinin fazla havayı dışarı atmasıyla birleşen bir yan ürün olduğu düşünülmektedir. çıkardığı ses, "müzikte acemi biri tarafından üflenen bir klarnete" benzetilmiştir... aslında tam olarak güzel bir şarkı değildir.


vantuzlu kuğu yunanistan'a özgüdür, bu da bazılarının antik yunan'da birisinin bu kuşlardan birinin ölüm sesini duyduğunu ve daha sonra olayı abartarak aynı şeyi tüm kuğulara atfettiğini ve böylece efsanenin ortaya çıktığını düşünmesine yol açmıştır.

metaforik bağlamda kuğu şarkısına mükemmel bir örnek franz schubert'in schwanengesang'ıdır; kelimenin tam anlamıyla "kuğu şarkısı" olarak çevrilen schwanengesang, alman şair heinrich heine'nin şiirlerine dayanan on dört parçadan oluşan bir koleksiyondur. schubert bu müzik üzerinde ölmeden hemen önce çalışmış ve ölümünden sonra yayımlanmıştır. müziğin kendisi neşe, pişmanlık, özlem, kayıp ve aşk dolu duyguları ifade eder ve böylece franz schubert'in olağanüstü kariyerinin sonunu işaret eder.

Der Doppelganger - Schubert (Dietrich Fischer-Dieskau)


19'uncu yüzyılın sonlarının en büyük opera divalarından biri avustralyalı soprano nellie melba'ydı. 1924 yılında avustralya'daki büyük operadan ayrıldığını açıkladığında kariyerinin sonlarına doğru kendi swan song performansını sergiledi. veda turnesi, avrupa'ya taşındığı ve hayatının geri kalanında tekrar tekrar turneye çıktığı 1928 yılına kadar dört yıllık sağlıklı bir dönem sürdü. uzun veda turnesi onun eksantrik kariyerini yansıtıyordu ve avustralya'da "dame nellie melba'dan daha fazla veda" deyimine ilham verdi.

Dame Nellie Melba


david bowie 8 ocak 2016'da son albümü blackstar'ı yayınladı. iki gün sonra ünlü rock yıldızı kanserle olan savaşını kaybetti ve hayranlarını yasa boğdu. dünya blackstar'ın ne olduğunu hemen anladı: bir veda albümü. albüm bowie'nin hayranlarına karşı duyduğu içten minnettarlığı dile getiriyor ve avangart kariyerini yansıtıyor. blackstar hem kesin bir rock & roll swan song hem de samimi bir veda hediyesi.

David Bowie - Lazarus


freddy mercurry, hastalığından ölmeden birkaç ay önce kaydedilen şarkısı "the show must go on". efsane sanatçının sözlerini yazdığı bu şarkısını gitarist brian may tamamladığında yürüyemiyordu bile.

Queen - The Show Must Go On


ve kurt cobain. onun swan song'u da "nirvana" sıydı. hem hayatının hem de müzik kariyerinin.

Nirvana - You Know You're Right


"the bar-kays" grubunun 4 üyesi ile birlikte geçirdiği bir uçak kazası sonucu, 10 aralık 1967'de ölen otis redding 'in sitting on the dock of the bay adlı şarkısı da onun swan song'udur.

Otis Redding - Sitting on the Dock of the Bay

kaynak