Hollywood Filmlerindeki PG-13 Gibi Derecelendirmeler Nasıl Ortaya Çıktı?

Hollywood film derecelendirme sistemine dair bilinmesi gerekenler.
Hollywood Filmlerindeki PG-13 Gibi Derecelendirmeler Nasıl Ortaya Çıktı?


öncelikle kullanılan derecelendirmeler ve anlamları

g (genel kitle): cinsellik ve çıplaklık, madde bağımlılığı, şiddet gibi unsurlar içermez, her kitleye uygundur.

pg (ebeveyn rehberliği): bazı materyaller çocuklar için uygun olmayabilir. filmde hafif bir argo dil kullanımı olabilir, ancak madde kullanımı veya fiziksel istismar söz konusu olamaz.

pg-13 (ebeveyn rehberliği-13): bazı materyaller 13 yaşın altındaki çocuklar için uygun olmayabilir. cinsellik içermeyen çıplaklık ve abartılmamış küfür kullanımı olabilir. pg-13 filmlerinde ağır şiddet olabilir, ancak kansız olmalıdır.

r (kısıtlı): yanlarında bir ebeveyn veya vasi olmadan 17 yaşından küçük kişiler izleyemez. bu derecelendirme, sıklıkla şiddetli argo, ağır şiddet, cinsel amaçlı çıplaklık ve uyuşturucu kullanımı için verilmiştir.

nc-17 (17 yaş altı izleyemez): bu nadir değerlendirme, r derecesini bile aşan yoğunlukta öğelere sahiptir. yanında ebeveyni olsa dahi izleyemez.

derecelendirilmemiş: mpaa tarafından henüz resmi olarak derecelendirilmemiş filmlerin önizlemeleri için tipik olarak ayrılmıştır. yeşil arkaplan, önizleme tüm izleyenler için güvenli, kırmızı ise kısıtlıdır.

not: bu derecelendirmeler zorunlu değil. isterse yapımcılar ve dağıtımcılar filmlerini mpaa'ya göndermeyip derecelendirmeye sokmayabiliyor. ancak gösterimlerde sorun yaşayabiliyorlar çünkü bazı yerler derecelendirilmemiş filmlerin gösterimini yapmayabiliyor.

bu sistemi oluşturmaktaki amaç ne ve nasıl ortaya çıkmış?

hollywood'un ilk yıllarında filmleri sansürleme konusundaki ilk girişimler, film endüstrisi tarafından değil, şehirler tarafından yapılmış. 1900'lerin başlarında chicago ve new york şehri, şehirlerinde hangi filmlerin gösterilip gösterilemeyeceğine kendileri karar veriyordu. ta ki 1915'te, abd yüksek mahkemesi bunun yönetmeliğe tabi olduğuna karar verene kadar. ama bu seferde sansürleme işi hollywood'da değil, devletin elindeydi.

buna karşılık, önde gelen film stüdyoları 1922'de film endüstrisi için bir lobi örgütü olan motion picture producers and distributors of america'yı (mppda) oluşturdu. bu ilkel bir organizasyondu çünkü çalışma şekli şuydu: bir aracı vardı ve aracının işi film yapımcıları adına politikacılarla konuşmak; filmleri izlenen bu politikaya göre sansürlemek veya serbest bırakmaktı.

bu sistem meyvelerini vermeye başlarken hollywood büyüyor, farklı yapımlar ortaya çıkıyordu. günümüzde sorun değil ama o yıllarda çıplak bir bacağın veya müstehcen bir sözcüğün ara sıra kullanılması dahi bir skandal yaratıyordu. o zamanların hollywood yıldızı olan clara bow ve "she done him wrong", "the wild party" gibi filmler alışılmamış derecede müstehcendi ve haliyle muhafazakarları ve dini liderleri kızdırdı. ne de olsa kadınların daha yeni yeni sokakta sigara içme özgürlüğü kazandığı yıllardan bahsediyoruz. (bkz: edward bernays)

1930'da, yapımcılar ve politikacılar arasında arabuluculuk yapan hays, kısa bir süre sonra hays kodunu tanıttı. misyonu, yapımcıların gelecekteki hükümet sansür tehdidinden kaçınarak filmlerin gösterilmesini sağlamaktı. ancak mppda yetkilileri eski köye yeni adet getirmeye pek hevesli değildi ve hays kodu ilk yıllarında büyük ölçüde etkisiz kaldı.

1934'te hays, lobisini, o zaman için çok yerinde bir taktikle büyüttü. yeni yönetime başkanlık etmek için katolik kilisesi ile derin bağları olan bir lobici olan joseph ı. breen'i işe aldı. her filmin yayınlanması için joseph ı. breen tarafından gözden geçirilmesi ve değerlendirilmesi gerekiyordu. örneğin, kazablanka'nın ünlü son sahnesini cinselliği fazla bulduğundan ötürü değiştirtmiştir. bu günümüz sansür sisteminin atası diyebileceğimiz bir sansür tekniğiydi.

artık filmler değil, filmin içindeki sahneler sansürleniyordu. haliyle herkes bundan mutlu olamazdı. 1940'larda, bir avuç film yapımcısı, filmlerini sinema sisteminden bağımsız olarak yayınlayarak hollywood sansürlerini atlattı. en çok dikkat çeken film ise "the outlaw"dı. hollywood tarafından beş yıl boyunca sansür edildikten sonra, yönetmen howard hughes nihayet filmin sansürünü kaldırtmayı başardı. çünkü film açık şekilde gişe rekorları kırıyordu ve hollywood geri adım atmak zorunda kaldı.

günümüzde kullanılan modern derecelendirme sisteminin temeli ise 1960'larda atılmıştır. hollywood, 1960'ların başlarında motion picture production code'a uymaya devam etti. fakat eski stüdyo sistemi çöküp kültürel zevkler değiştikçe, hollywood filmleri derecelendirme için yeni bir yol arayışına girmeye başladı. 1968'de mppda'nın halefi olan "motion picture association of america" (mpaa) derecelendirme sistemini oluşturdular.

başlangıçta sistemin dört derecesi vardı: g (genel kitleler), m (olgun), r (kısıtlanmış) ve x (müstehcen). ancak, mpaa hiçbir zaman" x" derecelendirmesini markalamamıştır. kısa bir süre sonra açığı fark eden porno sektörü duruma el attı ve ilk önce tek, sonra çift, ve en sonunda üçlü bir "xxx" olan derecelendirmeyi (aslında değil) porno endüstrisinin tanıtımını yapmak için kullanmaya başladı.

sistem yıllar boyunca tekrar tekrar revize edildi. 1972'de m derecesi pg olarak değiştirildi. 12 yıl sonra, her ikisi de pg derecesi almış olan "ındiana jones temple of doom" ve "gremlins" filmlerindeki şiddet öğeleri, mpaa'yı pg-13 derecesini oluşturmaya itti (steven spielberg'in parmağı vardı). mpaa daha sonra"dream for requiem" filmindeki cinselliğe pg-13 yetmediği ve x derecelendirmesini de porno sektörüne kaptırdığı için yeni bir derecelendirme olan nc-17'yi çıkardı.

Dünyaca Ünlü Hollywood Yazısının İlginç İnşa Edilme Hikayesi