Hristiyanlıktaki Başlıca Şeytani Figürlerden Biri: Babil Fahişesi

Babil Fahişesi (Whore of Babylon), hristiyanlıkta, Yuhanna'ya vahiyde anlatılan uğursuz bir figür.
Hristiyanlıktaki Başlıca Şeytani Figürlerden Biri: Babil Fahişesi

babil fahişesi (whore of babylon), hristiyanlıkta, yuhanna'ya vahiy'de anlatılan uğursuz bir figürdür.

hıristiyan inancına doğrudan muhalefet ettiği düşünülen pagan uluslara ve hükümetlere, özellikle de imparatorluk şehri roma'ya benzetilir.

babil'in fahişesi vahiy'in anlatıcısı patmoslu yuhanna'ya bir melek tarafından bir görümde ifşa edilir:

"küfür dolu adlarla dolu kırmızı bir canavarın üzerinde oturan bir kadın gördüm, yedi başı ve on boynuzu vardı. kadın mor ve kırmızı giysiler içindeydi; altın, mücevher ve incilerle süslenmişti; elinde iğrençliklerle ve fahişeliğinin pislikleriyle dolu altın bir kâse tutuyordu; alnında gizemli bir ad yazılıydı: "büyük babil, fahişelerin ve yeryüzündeki iğrençliklerin anası." kadının kutsalların kanıyla ve isa'ya tanıklık edenlerin kanıyla sarhoş olduğunu gördüm (vahiy 17:3-6).

babil sürgünü sırasında (m.ö. 538'de sona eren) yahudi halkının maruz kaldığı zorla alıkoyma göz önüne alındığında, babil uzun süre ibranice incil'de ve sonraki yahudi-hıristiyan geleneğinde kötülüğün bir örneği olarak hizmet etmiştir. peygamber yeremya, babil'in "düştüğünü ve... paramparça olduğunu" (yeremya kitabı 51:8) ve "uluslar arasında bir dehşete dönüştüğünü" (50:23) bildiren ilahi mesajları aktarmış; daha sonra israil ordularına şehre saldırırken babil askerlerini hadım etmeleri talimatını vermiştir. yeşaya kitabı'nda babil'den "fahişe haline gelmiş" (1:21) "sadık bir kent" olarak söz edilir.

bu betimlemeler, ms 96 yılında yazılan vahiy'de babil fahişesi için yapılan betimlemelerle yankılanır. eski babil kenti gibi, fahişe de tanrı'nın seçilmiş halkının düşmanıdır; aynı zamanda kent gibi, cinsel açıdan sapkın olarak tanımlanır.

putperestliğin merkezi olan fahişenin "yeryüzünün krallarıyla" "zina yaptığı" (vahiy 17:2) ve böylece kralları kötülüğe yönlendirdiği söylenir. çöküşü grafik terimlerle anlatılır: "onlar... fahişeden nefret edecekler; onu ıssız ve çıplak bırakacaklar; onun etini yiyecekler ve onu ateşle yakacaklar" (17:16).

babil fahişesi, m.ö. 539 yılında büyük kiros'un eline geçen eski babil'in yeniden dirilişini temsil etmez. bunun yerine, genellikle ilk hıristiyanlar için çok daha güncel bir tehdit olan roma'yı temsil ettiğine inanılır.

fahişenin "kızıl canavarının" yedi başı, o dönemde sikkeler üzerinde tasvir edilecek kadar ikonik olan roma'nın yedi tepesi olarak anlaşılabilir. diğer bazı erken dönem hıristiyan yazar ve teologlar da benzer şekilde roma yönetimini yaklaşan kıyametle ilişkilendirmiştir. bazıları onu daniel'in kitabı'nda kehanet edilen "dördüncü krallık", sonunda tanrı'nın krallığı tarafından yok edilecek olan pagan bir dünya gücü olarak görüyordu. birçok çağdaş (ve sonraki) hıristiyan için roma açıkça "yeryüzünün krallarına hükmeden büyük şehir" (vahiy 17:18) olarak tanımlanan babil'in fahişesiydi.

elbette, hıristiyan düşüncesi ve eskatolojisinin çeşitliliği göz önüne alındığında, bazı hıristiyan mezhepleri babil'in fahişesini farklı yorumlamaktadır. babil fahişesi çeşitli şekillerde kudüs, hıristiyan olmayan dinler, modern toplum ve kültür, rusya, amerika birleşik devletleri ve hatta roma katolik kilisesi ile özdeşleştirilmiştir. belirsiz ve uyarlanabilir bir metafor olarak hizmet eden bu fahişe, bazen deccal'in son yargı'dan önce iktidara gelmesini sağlayacak sahte bir din veya dünya görüşü olarak anlaşılmaktadır.

sanat tarihinde fahişenin dikkate değer bir tasviri albrecht dürer'in "kıyamet" serisinden (1496-98) babil fahişesi'dir.

tahta baskıda fahişe, modern 15. yüzyıl italyan kıyafetleri içinde, yedi başlı kanatlı bir yaratığa binmiş olarak resmedilmiştir. aralarında keşiş kıyafetli birinin de bulunduğu bir grup insan ona bakmaktadır; arka planda bir şehir -roma ya da babil- yanmaktadır.

dürer kariyerinin büyük bir bölümünü daha modern sanat tarzlarını deneyerek geçirmiş olsa da, bu gravür serisinde güçlü bir gotik etki hakimdir. yine de onu ünlü yapan geleneksel tarzdaki bu seridir.