Hukukî Meselelerde Sıkça Duyulan "Kadın Beyanı Esastır" Deyimi Tam Olarak Ne Anlama Geliyor?

Sözlük yazarı "polly jean", günlük hayat içinde duyup da tam olarak işlevini bilemediğimiz bu terimi çok net açıklamış.
Hukukî Meselelerde Sıkça Duyulan "Kadın Beyanı Esastır" Deyimi Tam Olarak Ne Anlama Geliyor?
iStock.com


"kadın beyanı esastır", ne yazık ki ne anlama geldiğini hiç mi hiç bilmeyen kişilerce üzerine yorum yapılan bir ilkedir.

kadın beyanı esastır= "kadın, 'bu adam bana tecavüz etti' derse, adam hemen hapse atılsın demektir" --> hayır, değil.

kadın beyanı esastır= "kadın her zaman haklıymış gibi sunmaktır" --> hayır, değil.

kadın beyanı esastır= "feministlerin uydurduğu bir şey" --> hayır, değil.

kadın beyanı esastır= "bu laf, masumiyet karinesiyle çelişiyor." --> hayır, çelişmiyor.

peki ne demek bu laf? ne anlama geliyor? "esas" ne demek bir kere?

"esas", hüküm anlamında kullanılmıyor "hukuk dili"nde, "başlangıç" anlamında kullanılıyor. yani "böyle beyan edildiyse kadın kesin haklıdır" anlamına değil, "savcının soruşturma başlatması için kadının şikayet etmesi yeterlidir" anlamına geliyor.

şimdi belki diyeceksiniz ki, "yahu, bu tarz bütün suçlar zaten şikayete bağlı suç, hırsızlık da, kapkaç da şikayet edince soruşturulmaya başlanıyor, bunun farkı ne?"

farkı şu: dava açılabilmesi için savcıda yeterli şüphe kanaati oluşması lazım. yani siz şikayet edersiniz de, savcı eğer "valla ben yeterince şüphelenmedim" derse gayet sizin talebinizi reddedebilir, dava mava açmayabilir. eee, o zaman ne olacak? olan şu, bilhassa anadolu'da kötüleşen oranlarda, birçok savcı kadınların şikayetlerini "yeterli şüphe yok" diye geri çeviriyor. taciz ve tecavüzde hukuk yoluyla hakkınızı aramanın önüne geçiliyor erkek savcılar marifetiyle. eh, bu toplumun her yeri erkek egemenken herhalde bu toplumun içinden çıkan tüm savcıların çok ileri zihniyetli, çok modern, çok eşitlikçi olmasını beklemiyorsunuz?


bunun ikinci kanadı da karakollar, polisler

bildiğiniz gibi şikayet illa savcıya değil, polislere de yapılabilir. ama sağolsun erkek egemen toplumun ataerkil polisleri, kadınlar şikayete gittiğinde onların şikayetlerini ciddiye almıyor. kocası tarafından tehdit edildiği, şiddet gördüğü halde korunmayıp öldürülen kadınlar; tecavüz için şikayete gittiğinde "kendi isteğinle mi buluştun? alkol almış mıydınız?" gibi mağduru suçlamaya yönelik sorularla bezdirilmeye çalışılan kadınlar bu ülkede yaşıyorlar maalesef. polisler kadınların şikayetlerini dikkate alacakları yerde onlara kendilerini değersiz ve kirli hissettiriyor, "dişi köpek kuyruğunu sallamazsa" muamelesi yapıyor ve onları şikayetten vazgeçirmeye uğraşıyor. kadınlar şikayet edemediğinde de dava açılamıyor. zaten karakol kısmını atlatabilseler bile, bir üstte bahsettiğim gibi, savcıyı "ikna" edebilmeleri gerek. eğer dilekçeleri ataerkil/dinci/gerici/cinsiyetçi bir savcıya denk geldiyse, dava açabilmek için bile bir ton uğraşmaları gerek, ki böylece "hakimi ikna etme" noktasına gelebilsinler... sürekli bir "bölüm sonu canavarı" var yani...

şimdi buraya kadar okuduysak, "kadın beyanı esastır"ın, "kadın böyle bir şikayetle geldiyse, bu şikayet, soruşturma açılması için yeterlidir" anlamına geldiğini de kavramış olmamız lazım. buradan da anlayabileceğiniz gibi, olayın ne masumiyet karinesiyle alakası var, ne ispat yüküyle, ne hapisle...

üşenmeyip linkteki yazının tamamını okursanız hem kendiniz adına bilgilenmiş olursunuz, hem de yalan yanlış şekilde çarpıtarak başka insanları yanıltmamış olursunuz.

http://www.birikimdergisi.com/…-ilkesi#.vnpigfmls70