I. Dünya Savaşı Sonrasındaki Japon Deniz Kuvvetlerinde Görülebilen İlginç Yapı: Pagoda

Japon donanmasını incelediyseniz, gemilerinin pagoda denilen yüksek yüksek kuleleri olduğunu fark etmişsinizdir. Peki neden?
I. Dünya Savaşı Sonrasındaki Japon Deniz Kuvvetlerinde Görülebilen İlginç Yapı: Pagoda

genellikle 1. dünya savaşı'ndan sonra inşa edilen imparatorluk dönemi japon donanma gemilerinde görülen ve birçok kattan oluşmuş haldeki üstyapı kısmına verilen isimdir pagoda.

tam olarak ne olduğunu anlamanız için birazdan vereceğim iki görsele bakmanız yeterli. üzerinde konuşacağım örnek 1917 yılında hizmete giren ise sınıfı savaş gemilerinden ilki olan ise. ise tamamlandığı 1917 yılında şöyle görünen, klasik bir tripod direğe sahip savaş gemisi durumundaydı:


fotoğrafa dikkat ederseniz geminin üstyapısında top taretleri, bacalar, tripod direk ve geminin idare edildiği alçak bir köprü görülmekte. ancak aynı ise'ye 2. dünya savaşı'nda baktığımızda şöyle görünüyordu:


buradaki değişiklik kolayca fark edebileceğiniz gibi geminin bir bacasının kaldırılması ve ön taretlerinin arkasında kalan köprünün üzerine inşa edilmiş yüksek kule kısmı. işte pagoda dediğimiz kısım da yükselen bu kule bölümü.

bunun amacı ne peki? cevap, kolayca tahmin edebileceğiniz gibi, düşman gemilerini daha erken tespit edebilmek ve bir çatışma sırasında optik ekipmanı daha verimli kullanıp çok daha fazla isabetli atışlar yapabilmek. malum dünyanın yuvarlak olmasından ötürü deniz seviyesinden ne kadar yukarıda durursanız hedeflerinizi daha erken görebilirsiniz. dolayısıyla pagoda tipi bir üstyapınız varsa kulenin en üstüne çıktığınızda çok gelişmiş olmayan klasik dürbünlerle bile düşmanınızı daha erken saptayabilirsiniz. burada unutmamanız gereken nokta da şu ki 2. dünya savaşı'nda dünya donanmalarında radar teknolojisinin henüz çok gelişmiş olmaması ve bu teknoloji yerine gözle yapılan tespitlerin hala daha geçerli sayılmasıdır. kısacası japonlar deniz seviyesinden çok yukarıya çıkarsak düşmanı daha önce görebiliriz diye düşünmüşler ve iki savaş arasında neredeyse tüm donanmalarını bu şekilde bir yapıyla modifiye etmişler.

bununla birlikte 2.dünya savaşı sırasında radarla tespitin yanısıra radara bağlı atış teknolojileri de henüz emekleme çağında olduğundan deniz topçuları ağırlıklı olarak gözlerine ve klasik optik teknolojisine dayalı atışlara güvenmek durumundaydı. optik teknolojisinde gayet ileri durumda olan japonlar da daha uzak mesafeye daha isabetli top atışları yapmak için atış için gerekli olan optik ekipmanları (bkz: rangefinder) gemilerin en yüksek noktalarına çıkarmanın çok daha verimli olacağını anlamıştı:


ayrıca gece yapılan çatışmalarda düşmanı aramakta kullanılan güçlü projektörlerin de yüksekte durmasının avantajını biliyorlardı. dolayısıyla savaş gemilerini pagoda kulelerle donattılar:


kulelerin yapımında kullanılan teknik basitti. genelde 3 veya 4 dikme üzerine ihtiyaca göre katlar halinde bölümler inşa ediliyordu:

Fuso
Yamato
Kirishima
Nagato

bu direkler geminin gövdesi boyunca diklemesine güvertelerin altına dek uzanmaktaydı. pagoda katlarında az önce bahsettiğimiz optik ekipmanlar, projektörler, yaşam alanları, atış kontrol istasyonları ve iletişim cihazları bulunurdu.

pagoda'ların en kötü tarafları ise geminin silüetini yükseltip daha erken tespit edilmesine yol açmak, aşırı yüksek yapılar olduğu için geminin dengesini etkilemek ve düşman mermileri için daha fazla hedef alanı sağlamaktır.

pagoda tipi üstyapıları 2. dünya savaşı japon imparatorluk donanması dışında görmek pek mümkün değil. o dönemde diğer donanmalarda genelde daha alçak ve farklı inşa edilen yapılar tercih edilmiş:

Japon Havacıların Düpedüz İntihar Niteliğindeki Askeri Saldırı Metodu: Kamikaze