III. Dünya Savaşı'nın Neden Pek de Yakın Olmadığına Dair Bir Politik Nabız Ölçümü

Sözlük yazarı "smokinle kopruden atlayan adam", bir dünya savaşının daha çıkma ihtimalinin olup olmadığını, dünyadaki politik atmosfer süzgecinden geçirerek yorumluyor.
III. Dünya Savaşı'nın Neden Pek de Yakın Olmadığına Dair Bir Politik Nabız Ölçümü
iStock

iii. dünya savaşı'nın çıkma ihtimalinin düşük olmasının nedeni insanın değişmesi değil, mevcut durumda belli bir grubun büyük bir savaş başlatmak için herhangi bir teşvike sahip olmamasıdır.

insan aynı insan. güç için kimsenin gözünün yaşına bakmayacak, teşvik (getirisi götürüsünden fazla olan durum veya durumlar) varsa dağları delecek, kazancı için "dinimiz", "ideolojimiz "veya "vatanımız" deyip milyonları kendi güç sevdası için ölüme gönderip onları istatistikten ibaret bırakacak olan insan yine aynı insan.

bu bahsettiğimiz organizma, yani insan şu anda bunu yapamıyor (nükleer güçler için). neden?

1) birbiriyle diplomasi veya gizli şiddet içeren çözümleri hariç (covert / proxy olarak) sorunlarını çözemeyen iki denk blok yok. (abd yani nato'ya denk bir güç yok, ve bu güç ekonomik ve askeri anlamda beraber olmak zorunda.) "acaba?" bile diyemiyorsunuz. herkes kendi sınırlarında ve oyunun kuralları dahilinde istediklerini elde ederken ve tatmin olurken, kim ne diye savaşsın?

2) olası bir savaşın sonuçlarını en güçlü olan bile kestiremiyor. pirus zaferi olası.
yani bir bloğun büyük savaşı kazanmasının karşılığında metropollerinin (mesela new york, moskova, şangay, hong kong, londra, paris gibi büyük şehirlerin) yerle bir olması ve bu ulusların en donanımlı kitlelerinin nükleer silahlara kurban verilmiş olması durumunda kendileri hala "kazanan" olarak sayılır mı? yoksa savaşın iki tarafı da kaybetmiş mi olur?


mesela; nato şu an tüm gücünü kullanırsa çin veya rusya bloklarını temizler diyelim, ki bedeli çok ağır olacak olsa da en olası sonuç bu. (vietnam, afganistan, ırak örnekleri aklına getirenler için; gerilla savaşı ile düzenli büyük orduların savaşmasını karıştırmayalım; 1.dünya savaşı'ndan beri abd hiçbir üçünü nesil savaş'ta yenilmemiştir -körfez savaşının taraflar bazında kayıplarına göz atarsanız nasıl bir güç dengesizliği olduğunu görebilirsiniz, gene 2003 ırak savaşı'nda koskoca düzenli ırak ordusunun kısa süre içinde yok edilip, hepsinin ayrı telden çalan terörist örgütlere dönüştürüldüğünü görebilirsiniz, kore savaşı'nda da truman'ı dinlemeyip 38.paralelde kalmak yerine gereksiz yere hücuma kalkan ve pusuya düşürülen macarthur'u saymazsak bm kore savaşında kontrolü (38.paralel sınırı) elinde tutan taraftır. (sovyet destekli çin & kore ittifakının çok daha fazla kayıp vermesi ve amaçladıklarının aksine tüm yarımadayı ele geçirememeleri nedeniyle başarısız olduklarını söyleyebiliriz.)

dördüncü nesil savaşın da yeneni nasıl belli olur henüz muğlaktır ("100 yıl boyunca sana karşı ayaklanılsa bile belki de sen tek bir üçüncü nesil savaştaki kayıplarını 100 yıla yayıp aynı ekonomik getiriyi yakalıyorsun" gibi).

ancak bu nato 3.nesil savaş dahilinde çin ve rusya blokuna karşı kazanan olursa bile kayıpları kazancını geçer mi? işte orası muallak. (ve her bakımdan kazansan bile sonrasında yeni bir 4.nesil veya 5.nesil başlarsa -ki muhtemel- ne kadar sürer, ne kadar can sıkıcı olur onlar da büyük bilinmezler...)

ne kadar hoşumuza gitmese de nükleer silah kullanımı büyük bir caydırıcılık unsuru. çünkü sen kullanırsan, karşı taraf da restini görüp seni benzer yolla yok etmeye çalışacak (eğer masaya oturup anlaşalım demezse). 

örnek: yine kore savaşı'nda bm tarafı savaşın bir bölümünde düştüğü tüm zorluğa rağmen (sayı dezavantajı ve pusuya düşmüş olmaları) nükleer kullanmadı. neden? çünkü sovyetler destekli çin ve kore'ye karşı nükleer kullanılsaydı sovyetlerin savaşa girme riski ve restine rest deme riski vardı. zaten son 40 sene içinde iki büyük savaş ile yerle bir olmuş dünyada böyle bir yüke girmek istemediler ve iki büyük hiç savaşmadı


şu andaki denklem şu

büyüklerin savaşması halinde savaşın nükleer evrede geçeceği üzere

(potansiyel kazançlar + nükleer büyük savaşın getireceği kayıplar) < (nükleer olmayan küçük, vekaleten savaşların getireceği dolaylı kayıplar + mevcut kazançlar)

denklem böyle olduğu için üçüncü dünya savaşı şu an çıkamaz. tek bir durumda çıkabilir:

bir taraf kusursuz hava savunma sistemlerine sahip olursa o zaman kılıç kalkana karşı mg42 bulmuş gibi olacaklar. etkiyi abartmak için söyledim ama aslında olayın tabiatına bakacak olursak korunaklı top, yani tank üreterek topu piyade mermisinden korumak gibi devrimci bir fikir daha iyi bir örnek olabilir.

hava savunma sistemlerinden kastımız nedir? tabii ki safi hava kuvvetleri üstünlüğü değil, o zaten olmak zorunda. bombardıman uçaklarının üstünüzde uçmamasının ötesinde füzeleri de engelleyebilmeniz lazım. (ki uçakları engelleyeceğiniz bile kesin değil henüz.)


bir ülke asıl olarak, nükleer başlıklı icbm'lerden kendini koruyabilmek adına bir hava savunma sistemi geliştirirse bu tam bir game changer olur

geçen aylarda abd bu konuda başarılı bir test gerçekleştirdiğini söylemişti ancak bunu yörüngesi sabit bir icbm'ye mi yaptı vs. bilemiyoruz. bu işi kusursuz yapmalısınız, 1% hata payı bile size yenilgiyi tattırabilir ya da üstteki denklemde kaybeden tarafta olabilirsiniz. nükleer söz konusuysa 1% çok büyük bir oran. işte bu durumu değiştirecek; yani insan hatası haricinde kusursuz çalışacak bir sistem yaratılırsa o zaman üçüncü dünya savaşı çok yakındır.

ancak henüz rotası belli icbm'yi vuramazken yön değiştirme kabiliyetine sahip olan nasıl engellenecek, bunu engelleyecek çeviklikte bir sistem nasıl yaratılacak onu bilemem. bu yüzden üçüncü dünya savaşı uzak görünüyor. birileri uzayda çok rahat hareket etmeye başladığı zaman icbm'lerin de engellenebilme şansı artacağından (şu an uzaya silah çıkarmak yasak), büyük savaş ihtimali daha yüksek olacaktır ancak şu an yakın değil.