IMDb Puanı 7'nin Altında Olmasına Rağmen Mutlaka İzlenilesi Filmler

Adeta ''belki şaheser değildik ama 7'nin altında puanı da hak etmedik be kardeşim'' diye bağıran filmler listesi.

The House of the Spirits

IMDb

sanırım isminin yarattığı önyargıya kurban gitmiş kaliteli , seyirlik bir film.

filmin içine gayet seyrek serpiştirilmiş ve dozu asla aşmamış metafizik unsurları görmezden gelirsek gayet başarılı bir politik-dram-romans türü yapım olduğunu düşünüyorum.

Vanilla Sky

IMDb

klasik tom cruise nefretine güme gitmiş harika film. dünyadaki tek remake film bu değil. the departed ya da the magnificent seven filmleri de yeniden çevrimdir ama bu filmde olduğu gibi nefret kusmaz kimse o filmlere. bu film bir yeniden çevrim için yeterince başarılıdır. cameron crowe'un yönetmenliğini, enfes repliklerini bir çırpıda nasıl çöpe atıyorlar aklım almıyor. çok daha etkileyici görselliğe sahip olduğundan rüya duygusunu daha iyi yansıtır. muhteşem soundtrack'ı cameron diaz'ın oyunculuğu da cabası. yeniden çevrim olmasa nasıl bok atacaklardı bu muhteşem filme merak ediyorum açıkçası.

en underrated hollywood filmlerinden biridir. çok hakkı yenir. orijinali de çok güzeldir ama bu filmin güzelliğinden bir şey götürmez.

The Birdcage

IMDb

eğlencenin gırla gittiği 1996 yılı yapımı film. robin williams yine süper ama yanındaki ekip bir harika. nathan lane'in muhteşem performansı ağzınızı açık bırakıyor. konu itibariyle gay temasını işleyecek, durumun ne kadar komik olduğunu, insanların tercihlerine nasıl bakıldığını bu kadar güzel anlatan bir film yoktur herhalde. al sana romantizm, al sana komedi, al sana romantik komedi.

Liar Liar

IMDb

sırf, mahkeme salonunda, adamın rakip avukata stratejisini acıklamaya çalışırken cıkardıgı doğa üstü sesler cıkardıgı sahne ve kalemle kavga etme sahnesi için izlenebilecek filmdir. o sahneler akla gelince bile insanı kopartır... ha birde kendini dövme sahnesi vardır o ayrı bir olay.

50 First Dates

IMDb

son yıllarda izlediğim en keyifli, en güzel romantik komedi oldu bu.. öncelikle kesinlikle benzerlerinden farklı bir ilerleyişi var.. ve sonu da açıkçası bu tip bir filmden hiç beklemeyeceğim şekilde bitti.. romantik olduğu kadar duygusal, inanılmaz şirin bir film.. adam sandler ve drew barrymore'un uyumlu olması etkili olmuş.. ha eklemeden de geçemeyeceğim, normalde drew barrymore'u son derece sıradan bir tip bulan biri olarak yalayasım geldi filmde.. daha güzel olduğu bir film hatırlamıyorum..

Stay

IMDb

95 sonrası sürpriz sonlu psikolojik gerilim filmleri furyasının şimdiki zamandan güzel bir halkası. görsel efektlerin kullanımı biraz "arap yağı bol bulmuş" havası verse de lynch vari bir detaycılık, hayal-gerçek arası kafa karışıklığı, illa da karamsar atmosfer ve başrolleriyle öne çıkan bir film. bir de sahne geçişleri çok yaratıcı olmuş. izleyen ne olduğunu anlamadan hop orda hop buluyor kendini, ne güzel.. ewan mcgregor'un kısa pantalonu ile ilgili herkes atıp tutuyor ben de atayım bir tane: adamın kıçından bir saniye olsun çıkmayan sarı ve kısa pantalonu bana daha çok trainspotting'e gönderme gibi geldi. aynısı lan!

The Other Guys

IMDb

başından sonuna kadar güldürebilen bir film. bunu mu izleyeceğiz şimdi uff puff diyerek oturdum televizyonun karşısına ama eğlendim valla bildiğin. samuel jackson ve dwyane johnson'ın çatıdan atlama sahnesine yarılarak güldüm, tüh be erken gittiler dedim ama will ferrell ve mark wahlberg daha komik bir ikili oldu. gülmek için izleyin derim.

To Rome with Love

IMDb

insanı sarhoş eden sıcacık bir film. allen bunu hep yapıyor midnight in paris sıcaklığı hissettim. hani böyle yaz akşamı olur tatlı tatlı rüzgar eser o rüzgarın savurduğu çiçek kokuları bizi mutlu eder ya işte öyle bir film bu. romanın mimari güzelliğiyle teraslı çiçekli evleriyle bambaşka şölene dönüşmüş. şu filmi izleyince bu ülkede yaşadığıma üzüldüm lan.

The Village

IMDb

vizyona girdikten seneler sonra izleme şerefine eriştiğim, hem kafamı duvarlara vurduğum hem de izlemiş olmaktan mutluluk duyduğum film. çok şeyler anlatan film. shyamalan'ın her filminde olduğu gibi, izledikten sonra gene bir kafa toplama süresi geçirmem gerekti. filmin o masalsı atmosferinde kaybolmak yine harika bir tecrübeydi. film bittiğinde başka neler anlatmış olabilieceğini irdelemek te öyle.

filmdeki aşkın sessiz ve derinden anlatımı mükemmeldi. sadece bir elin bir başka eli tutmasının bu kadar güçlü bir etki yarattığı başka film de hatırlayamadım vallahi. lucius'un elinin, ivy'nin elini yakaladığı o sahneler, bir de james newton howard'ın müzikleriyle birleşince ortaya çıkan şeyi anlatmaya kelimeler yetmedi şimdi...

The New World

IMDb

hipnotize olmus bir sekilde dalgin dalgin seyretmenizi saglayan, terence malick filmi. yeni dunyanin kesfi gibi hollywood klisesine donusmesi cok kolay olan konu nasil bu kadar zemine itilir basariyla, nasil da bir sis gibi orter ama gizlemez bir filmi hala anlamis degilim. hakettigi sekilde agir ilerleyen, son zamanlarda seyrettigim en guzel ask filmi..yonetmen neler dusunmus bu filmi cekerken, aklindan neler gecmis merak ettigim, siirsel sinemaya en guzel orneklerden..