İngiltere'ye Taşınıp Beklediklerini Pek de Bulamayan Bir Makine Mühendisinin İzlenimleri

İngiltere'de yaşam nasıl? Londra'ya 45 dk mesafedeki bir yere taşınan Sözlük yazarına uzatıyoruz mikrofonu.
İngiltere'ye Taşınıp Beklediklerini Pek de Bulamayan Bir Makine Mühendisinin İzlenimleri
Luton, İngiltere

ingiltere'ye yaklaşık 2,5 ay önce taşındım.

nasıl taşındım?

ben mühendisim ve elektrikli araçlar üzerine çalışmaktayım. bu iş kolu da makine mühendisliğinde son dönemde oldukça revaçta olduğu için iş bulmamı kolaylaştırdı. türkiye’de arabamı sattım yaklaşık 14.000£ civarı bir para elime geçti. şirketim 6000 £ civarı destek oldu(taşınma desteği, skilled worker visa desteği). burada güzel bir hayat kurmama ve bir araba almama yetti.

neden ingiltere?

çok önemli olduğuna inandığım ingilizce dili avantajı. ev tutarken, araba alırken, problemleri çözerken istisnasız her bir noktada faydası oluyor. diğer etken londra’ya yakınlık. metro ile 45 dakikada londra’ya gidebiliyorum. şehir istanbul gibi, tabi daha az mülteci ve daha elit insanların yaşadığı yer. isviçre, almanya ve hollanda’yla beraber yaşam standardı hiç de kötü olmayan ülkelerden.

avantajları neler?

bahsettiğim gibi anadilin ingilizce olması,

ırkçılığın çok çok az olması(başbakan hintli daha ne olsun)

gurbetçi diye belirttiğimiz türklerin az olması (skilled worker olarak gelenleri sevmiyorlar, hatta bu konu almanya’da da bayağı konuşuluyor sanırım)

orta kesimin hala var olması.

dezavantajları neler?

gri hava. bu konunun bu kadar rahatsızlık vereceğini tahmin etmezdim.

dünyada artan enflasyonun ingiltere’yi de vurması. ev kredilerinin çok yüksek olması.

avrupa'ya gitmek için vize alman gerekiyor ve vize sırası bulmak neredeyse imkansız.

kendi yorumlarım

ben buraya yalnız geldim. bir de istanbul’daki kız arkadaşımdan ayrıldım. kış ayının gelmesi, gri hava, yeni bir ülkeye gelmenin verdiği comfort zone eksikliği, homesickness vs. derken ben yamuldum arkadaşlar. bok mu vardı düzenimi bozdum diyorum. türkiye’de gayet kalbur üstü kazanıp yaşayıp gidiyordum, hep bir hayaldi, gerçek oldu ancak gerçekler her zaman mutluluk vermiyormuş. antidepresan alıyordum orta seviye, 3 haftadır maksimum dosaja çıkardı doktorum. he iyi geldi mi geldi ama hala yalnızlık fena zorluyor. buradan arkadaş edinin derseniz de o iş de öyle kolay değil. türkiye’deki gibi arkadaşlık yok burada. deniyorum yine de belki bir kız arkadaş, güzel bir arkadaş ortamı oluşturursam bu olumsuz hava bozulur bilemiyorum.

yine de buraya gelmek bir hayalin gerçekleştirilmesi anlamına geliyor benim için ve keşkem olmayacak. her şeyi kaybedip dönsem bile daha 29 yaşındayım gene kazanırım para. bir de artık zincirleri kırmış gibiyim, dünyanın herhangi bir noktasına git yaşa desen, yaşarım, bu gücü içimde hissediyorum.

beni yanlış anlamayın, kötü şeyler söyledim ama bunların hepsi benimle alakalı. ben duygusal ve bir tık depresif bir insanım haliyle benim için zor olması normal geliyor. eşi ve çocuğuyla gelenler baya sakin mutlular gördüğüm kadarıyla. en azından çocukları için katlanıyorlar belki de. ya da kimisi var arkadaş ortamı oluşturmuş kendine şans işi yani.

diyelim ki bir şirketten teklif aldınız. hemen girin numbeo’ya kontrol edin. ben hemen hemen aynı hayat standardına geldim buraya. yanlış yapmışım. kendi hayat standardınızdan yüzde 20 üstü teklifi isteyin ya da bekleyin. en azından canınız sıkılsa geldiğinizde olsun para kazanıyorum en azından dersiniz.

mutluluk kolay bulunmuyor arkadaşlar, sahipken değerini bilmek ve diğer dertlere çok da can sıkmamak lazım. davulun sesi de uzaktan hoş geliyormuş, oooo ingiltere’de yaşıyor pezeveng dert anlatıyor diyebilirsiniz ama kazın ayağı öyle olmuyormuş. iyi geceler...