İnsan Vücudunun Dondurularak Uzun Yıllar Boyunca Korunmasına Ne Kadar Yakınız?

Neredeyse donmasına rağmen hayatta kalan canlılar ve dondurularak saklanan spermlerden başlayıp insanın bunu başarma ihtimaline uzanan aydınlatıcı bir yazı.
İnsan Vücudunun Dondurularak Uzun Yıllar Boyunca Korunmasına Ne Kadar Yakınız?
iStock

birçok canlının donmaya karşı bir miktar direnci vardır(hücre bazında düşünün) fakat bizim gibi karmaşık bir yapıya sahip olan rana sylvatica türü alaska ağaç kurbağalarının bir süper kahraman niceliğinde özellikleri vardır. bu ufak canlılar , donma halindeyken vücutlarındaki suyun %65'inden fazlası tamamen donsa da, haftalarca hayatta kalabilirler. hatta, -2 santigrat sıcaklıkta tamamen donarlar. -6 santigrat sıcaklıkta ise, donmuş haldeyken, günlerce yaşamlarını sürdürebilirler.

ilgili video


yukarıdaki örneğe baktığımızda, "insanoğlu olarak doğadaki süper kahramanlardan ilham alıp neden biz de yapmıyoruz?" sorusunu kendimize soruyoruz.

bu soruların neticesinde ilk olarak reaumur (1736) ve spalanzani (1787) böcek ve hayvan spermi ve ovumunu dondurarak saklamayı denemişler ancak bir başarı yakalayamamışlardır. yıllar geçse de böyle deneyler devam etmiş ve ilk başarılı dondurma işlemi 1949’da polge ve arkadaşları tarafından yapılmıştır. dondurduğumuz ilk canlı hücre ise insan spermi olmuştur.

bunca çalışmadan sonra artık rahatlıkla bazı hücreleri ve spermleri uzun süreli dondurmak mümkündür. bir veteriner hekim olarak sperm dondurmayla ilgili kabaca bir bilgi vereyim; buradaki en önemli kriterler biri ortamın hipertonik olmasıdır yani yoğun diyebileceğiz bir yapıda bulunmasıdır, bu durumda donduracağımız hücre içi su miktarı azalmaya başlar ve su hücre dışındaki hiper tarafa geçer. çünkü yaşam kaynağımız su donduğu zaman kristalize bir yapı oluşturur ve buz kristalleri bıçak gibidirler ve hücreye zarar verebilirler. işte bu sağlamak için bizler gliserol, yumurta sarısı veya özel hazırlanmış dondurma solüsyonları (dimetilsulfoksit gibi) kullanırız. bu solüsyonlar hem hücre içine hem de hücre dışına etki ederek birer antifriz görevi görürler, bu sayede spermler donma aşamasında zarar görmemiş olurlar.

yukarıdaki bu özel karışımı yaptıktan sonra ilk önce ön dondurma dediğimiz sıvı atoz buharında soğutma (- 5°c ile - 15°c) işlemi yapılır, daha sonra hazırlanan payetler burada yeteri kadar bekletildikten sonra direkt olarak -196 dereceye, yani sıvı azotun içine atılır. sonuç: elde ettiğimiz spermleri tekrar kullanmak üzere dondurmuş oluruz. tabii ki canlılıklarına bir zarar gelmeden.


böyle şeyleri yaptığımız halde insan bedenini dondurmak mümkün müdür peki?

(tekrar yaşama dönecek şeklinde.) tabi ki de insanoğlu durmamış ve bunun üzerine sorular sormuş ve çalışmalar yapmıştır.

- 1955 yılında james lovelock mikrodalga diatermi yöntemini kullanarak 0 celsius’ta dondurulmuş fareleri canlandırmayı başarmıştır.

- 1962 yılında fizikçi robert ettinger'in 'ölümsüzlük beklentisi' (the prospect for immortalty) adlı kitabında cryonics’in temelini atmış oldu. ettinger bu işlemin 'tam ölüm anında' kendisine uygulanmasını da öngörmüştür.

- 1964 yılında evan cooper tarafından 'life extension society' (les) kurulmuştur.

- 1967 yılında ise psikoloji profesörü james bedford dondurulan ilk insan olarak tarihe geçmiştir.

- 1987 yılında berkeley üniversitesi’den dr. paul e. segall köpeğini 15 dakikalığına dondurmuştur.

2015 yılında ise çinli çocuk edebiyatı yazarı du hong, 61 yaşında dondurularak saklanmıştır.

bu kadar çalışmanın ardından sorumuzun yanıtı, ne yazık ki muhtemelen hayır

çünkü yukarıda da anlattığım gibi bu kurbağalar bunun için evrimleşmiş ve vücutlarında gliserol tarzı antifriz molekülleri oluşturmuşlarıdır. fakat insanın karmaşık yapısına baktığımızda en büyük engelin fiziksel kompozisyonumuzun korunmasıdır. yani insan vücudunun üçte ikisi sudur, bu da doğru şekilde dondurulmazsa insan vücudundaki hücrelerin yaklaşık yüzde 66'sının buza dönüşeceği anlamına gelir. vücudumuzdaki su donduğunda hem genişler hem de kristalize olacağından dokuları damarları ve diğer bir çok şeyi parçalar.

sonuç olarak bulduğumuz teknolojilerle ve bilgilerle bir insanı dondurmak ve çözmek mümkün değildir. fakat ileriki zamanlarda bu mümkün olabilir, bunu başarmak için alcor gibi şirketler hala çalışmalarına devam etmektedirler.