İnsana Yaşama Devam Etmenin Kapılarını Açan Eylem: Sevilmediğini Kabullenmek

Kabul ediyoruz; zor bir eşik fakat imkansız değil. Sonunda ferahlık var.
İnsana Yaşama Devam Etmenin Kapılarını Açan Eylem: Sevilmediğini Kabullenmek
iStock.com


rahatlatır lan. kabul eder, çeker gidersin. tamam zordur üzülürsün, ağlarsın zırlarsın hatta önceleri öfkeden ne yapacağını bilemezsin. canını acıtırsın, can acıtırsın. ama kabullenmek iyidir. kalpte bıraktığı etki fenadır ama eninde sonunda en iyisidir. bir yalana sarılmaktansa, yalnızlığı göğüsleyip tek başına devam etmek en iyisidir.

dünyanın en acı veren duygusudur. beraber olduğunuz halde sizi sevmediğini bilir ama yanınızdan uzaklaşmaması için bir boyun eğiş, kabulleniş hakim olur. hep yüz gözlenir. her an ben başkasını seviyorum diyecek diye her kelimede kalp ağıza gelir. sevmesin ama gitmesin felsefesi için için yer, aşk bir tutkuya dönüşür. 

geceler boyu kendini kandırmak için her tatlı hareketinden belki de seviyor, sevmeseydi böyle yapar mıydı telkinler verilir. ama bilinir ki her telkinin sonu yine kabulleniş yine yıkılıştır. delikanlı adamı bozar.

sevilmemenin başarısızlık olmadığını bilen insan.
başka insanların düşüncelerini, hislerini yönlendiremezsiniz.
sevdiğiniz tarafından sevilmiyorsanız, yanınızdaki ile öncelikleriniz tutmuyor demektir.
zorlamayın, hırs yapmayın.

aptalca. ulan kıçı kırık bir adam/kadın sizi sevse ne olur, sevmese ne olur. sahi, hayatınız sizi başkalarının sevmesi üzerine mi kurulu? insanları gözünüzde bu kadar büyütmeyin, dünyada ~3,5 milyar insan daha var onunla aynı cinsten. giden gider, kalan sağlar sizindir. bırakın bu hollywood tarzı rom-kom klişelerini, hayatınıza bakın hacı/bacı.

insanı en çok yıkan şeydir belki de. onun seni sevmemesini anlayabilirsin ama bunu kabullenmek... hele de severken... işte o en acı verici olan kısmıdır. her gece, her an, her saniye 'neden?' diye sorup durursun kendine. iç acıtır, kalp burkar... bu durumun ne kadar süreceği de insana göre değişir. çabuk kabullenen bu savaşı kazanır.
kabullenemeyen de acısıyla başbaşa kalır...

önceleri seviyor da gösteremiyor diye kandırırsın kendini. taktiklere başlarsın . kendini geri çekersin , olmaz. yakınlaşırsın yine olmaz. hep birşeylerin eksikliğini hissedersin. gün gelir o eksikliğin ne olduğunu kabullenmek gerekir. işte en acı kısmı budur. konduramazsın kendine. nasıl beni sevmez, neden diye uykuların kaçar gecelerce. sevgisini kazanmak için olur olmadık herşeyi yaparsın ama nafile.ve bir gun artık sevilmediğin gerçeğiyle baş başa kalırsın. yapacak çok fazla şey yoktur. kabullenebiliyorsan kabullenir hayatından çıkarsın. kabullenemiyorsan saçmalarsın, saçmalarsın, saçmalarsın... taa ki o seni hayatından çıkarana kadar.

(bkz: yenilgiyi kabullenmenin dayanılmaz hazzı)

tuttugunuz takım akşam çok fena yenilmiştir. ertesi sabah işyerinde sizi bekleyen dallamalar ordusu laf sokmak için bütün gece hazırlanmıştır.
işe gelirsiniz, masanıza oturursunuz.

- eheuehe nası koyduk size dün akşam, ehhuehe.
- eheuehe
- hakikatten nasıl koydunuz ya helal walla.

bu anda biter salak diyalog.

işte sevilmediğinizi de kabul edin, tadını cıkartın. arkanızdan teneke çalana, ya da çalanlara fırsat vermeyin. tek bir şey -kabulleniş- bitirir bütün oyunu.

evet bu onların oyunu.

oynamayın.

oynanmayın.

öğrenildiğinde hayatı kolaylaştıran eylem.

sadece erkek-dişi ilişkilerinde değil, hayatın genelinde bu böyle. kimsenin sizi sevmediğini kabullenir ve anlarsanız, daha az güvenir, daha az hata yapar, daha az sırtınızdan bıçaklanır, daha az ihanete uğrarsınız.

zaten herkes yalnız ölür.

kabullenmek kolay da, kabullenmenin acısını hafifletme yöntemleri gerek. yani oturup paşa paşa kabullenip bir de üstüne kendine çay ısmarlamak gerek. bunun öldürücü bir son olmadığını kabul edip -kaderci yaklaşımları sevmesem de böyle konularda inanasım tutuyor- "nasip" demeyi öğrenmek gerek. dıştan söylerken içten hırsını, acısını çekmeden hem de...

bir de bana şunu hatırlattı;

"birini seviyorsan ve o seni sevmiyorsa bundan çok güzel kaos çıkar. bir sürü şiir, sağlam bir roman ve anlatacak bir sürü hikaye çıkar. uykusuz geçen geceler, parklarda içilen şaraplar, yerli yersiz kıskançlık krizleri çıkar. ama sevgine karşılık çıkar mı? o biraz zor işte.."

(bkz: ali lidar)

özgürlüktür. 

en azından kendinizi sevdirtmek zorunda değilsinizdir artık. 'şöyle yapmamayım böyle davranmayayım benden soğur' gibi durumlardan kurtulup kendiniz olursunuz. nasıl olsa sevmiyor.