İnsanlık Tarihinin Utanç Tablolarından Biri: İnsan Hayvanat Bahçeleri

sizlere " insan hayvanat bahçelerinden " bahsedeceğim bugün.
bu konuya da şuradan geldim; gustav klimt'in 1897'de yaptığı bir tablosu 1930'ların sonunda kaybolur. 2023'te viyana'da bir çift ellerinde eski yıpranmış bir tablonun fotoğrafıyla ünlü bir galeriye giderler ve tablonun klimt'e ait olduğunu söylerler. galericiler emin olamaz ve çifti yollarlar ama sonra akıllarına takılan tablo için çifti tekrar bulup inceleme yaptırırlar. gerçekten de tablo klimt'e aittir ve bu orijinal eserde günümüzde gana olan osu kabilesinin eski lideri prens william nii nortey dowuona resmedilmiştir.

klimt nasıl olmuştu da bir afrikalı prensi bu kadar detaylı tasvir edebilmişti? 1896'da prens william nii nortey dowuona ve kabilesinin diğer üyeleri, günümüzde daha çok "insan hayvanat bahçesi" olarak bilinen etnografik bir serginin parçası olarak viyana'daki tiergarten am schüttel'de sergilendiler. prens william nii nortey dowuona ve kabilesi yaklaşık altı ay boyunca sergide kaldı ve bu süre zarfında günde yaklaşık 10.000 kişi onları izledi. gustav klimt ve bir diğer sanatçı franz matsch bu izleyicilerden ikisiydi ve ikisi de prensin kendi versiyonlarını çizdiler. klimt tabloyu imzalamamıştı ama arkasında bir damgası vardı. anlaşılan oydu ki bir müşteri iki ressama da bu portre için görev vermişti ama sonunda matsch'ın resmini tercih etmişti. tablo şu sıralar 16 milyon dolar fiyatla satışa sunulacak.
19. ve 20. yüzyılın başlarında avrupa'da (birkaç tane de amerika'da yapılmıştı), özellikle dünya fuarlarında "insan hayvanat bahçesi" denilen korkunç sergiler açılırdı. bu sergilerde özellikle afrika’daki sömürge ülkelerinden zorla getirilen etnik gruplar ya da yerli insanlar bazen bir kafesin içinde bazen ise açıkta hatta yapay dekorlar içinde " sergilenirlerdi ". burada amaç avrupa'nın ve batı dünyasının ne kadar medeni ve üstün olduğunu vurgulamaktı aslında. ziyaretçiler sergilenen zavallılar ile alay eder bazen de onlara bir şeyler fırlatırlardı. eğer bir sergi ilgi görüyorsa organizatörler o sergiyi büyütüyor hatta bazen bir yerli köyüne çeviriyorlardı. popülaritesine göre insan sergilerinde bazen 400 kadar yerli sergileniyordu. halktan bir tepki geldiğinde ise sergileri yapanların savunması belliydi; bu sergiler halkı eğitmek için yapılıyordu ve de avrupalıların kozmopolit ve üstün bir şekilde evrimleştiğini kanıtlıyordu. daha da korkuncunu duymak isterseniz devam edeyim, bu zavallı yerlilerden bazıları öldükten sonra bile viyana doğa tarihi müzesi gibi yerlerde sergilenmeye devam ettiler, bazılarının ise vücutları "inceleme " için parçalandı. amerikalılar bu korkunç sergi'nin gene utanç dolu ama bir tık daha insaflısı olanını yaptılar ve 1896'da cincinnati hayvanat bahçesinde yüz sioux yerlisi için bir köy kurdular ve üç ay boyunca orada yaşatıp ziyaretçilere sergilediler. sonunda 1930'lardan itibaren çeşitli protesto ve olaylar neticesinde her yerde yavaş yavaş yasaklandı bu utanç sergileri ancak 1958'te belçika'da son bir kez " insan hayvanat bahçesi " sergisi yapıldı. 1958 expo fuarındaki bu sergide ( belçika'nın ünlü atomium anıtının açıldığı fuar ) belçika'nın kendisinden 80 kat büyük sömürgesi kongo'dan getirilen insanlar adı kongorama olan sekiz hektarlık bir köyde " sergileniyorlardı ".
şimdilerde avrupa bu yaptıkları zalimlikleri hatırlamak istemiyor ve yokmuş gibi davranıyor ama içlerindeki vicdanlı bir kesim bu yılları utanç dolu travmatik dönemler olarak hatırlıyor.