Kamp Tatilinin En Önemli Unsurlarından: Uyku Tulumu Seçiminde Dikkat Edilecek Şeyler
uyku tulumu dediğimiz malzemenin kişilerce bilinen en büyük yanılgısıyla başlayalım isterseniz, vücudu sıcak tutmaz bunlar; sadece vücut ısınızı korumaya yardımcı olurlar. dolayısıyla asıl amacı tulumun içindeki havayı orada tutmaktır. kaliteli uyku tulumu raddesi içerde tutabildiği hava kadardır. dolayısıyla dolgu malzemesinin cinsi, miktarı, dış kumaşın cinsi gibi faktörler kaliteli bir tulumun ana etmenlerinden birkaçıdır.
bir tulumun ne kadar sıcak tuttuğunu konfor ve extreme derecelerinden anlarız, şimdi daha detaylı anlatayım müsadenizle
efendim, şimdi bu konfor dediğimiz şey; tulumun içinde rahat yatabileceğiniz hava sıcaklığının maksimum düzeyini gösterir. yani, konfor derecesi -10 olan bir tulumun meali; -10 dereceye kadar rahat bir uyku çekebileceğiniz manasına gelir. bu dereceden sonrası için ortalama bir insan için üşüme parametreleri başlangıcıdır, ancak korkmayın; ekstrem dereceye kadar o tulumun içinde üşüseniz de sabahı edebilirsiniz. tekrarlarsak, ekstrem derece de donmadan geceyi tulumun içinde üşüyerek de olsa geçirebileceğiniz sıcaklığa tekabül eder.
şimdi söylemem gerekir ki, bu değerler yaklaşık değerlerdir ve kadın/erkek ayrımı açısından farklıdır. kadınların vücut ısıları bildiğimiz üzere daha düşüktür, dolayısıyla da konfor değerlerine bakarken kadınlar için farklı sonuçlar ortaya çıkar. demem odur ki; bir tulumun konfor değeri kadınlar için -5 ise, erkekler için -10'dur. erkeklerin konfor/ekstrem değerleri her zaman daha yüksek seviyelerde seyretmektedir.
ayrıca bu değerler matın kalitesinden tutun, kaldığınız çadırın hava izolasyonuna kadar değişiklik gösterebilir. kaliteli bir mat tam değerleri verebilir, üstüne bir de çok sağlam bir çadırdaysanız bu değerleri yukarı bile çekebilirsiniz.
unutmadan, yatmadan önce aldığınız sıvı, akşam yediğiniz yemeğin kalorisi gibi şeyler dahi o gece sizin yatarken ki konfor/ekstrem değerlerinizi etkiler.
bir de bu tulumların içine giyinik olarak mı girmek yoksa çıplak mı girmek gerekir sorunsalı vardır, dilim döndüğünce açıklamaya çalışayım
esasında tulumunuz o gece ki konfor değerlerini üç aşağı beş yukarı karşılamış ise ekstradan giyinik şekilde yatmanızın hiç gereği yoktur. alt-üst termallerinizle tuluma girmeden çadırın içinde 30 saniye kadar böyle deli gibi sallanın, koşar gibi yapın ve tulumun içine dalın. o incecik termallerle rahat bir şekilde ossurarak yatmanın tadına varacaksınız, emin olun. ama ekstrem değerlere yakın bir sıcaklıkta geceyi geçirecekseniz, orta katmanlarınızla yatmanızı tavsiye ederim. bunun için tulumun içine girmeden 30 saniye yaptığınız atsaksiyonları yapmanıza gerek yoktur. diyelim ki orta katmanlarınızla girdiniz ve üşüyorsunuz; sabredin çünkü vücut ısınız dışarının soğukluğundan dolayı düşük bir değerde. tulumun içinde de hava sirkülasyonu olmadığı için vücut ısınız yarım saat içinde yükselmeye başlayacak. yani eğer uyumazsanız yarım saat içinde emin olun ısınmaya başlayacaksınız.
her ne kadar ağır da olsalar, boydan boya fermuarlı tulumları tercih etmenizi tavsiye ederim. bazı modeller bel seviyesine kadar yapılıyor, yarıya kadar indirip sandviçin içine sızan sosis gibi oluyorsunuz; bu modelleri tercih etmeyin derim. tam açılan fermuarlar daha iyi havalandırma sağlarlar. tulumunuzu her faaliyet sonrası havalandıracağınızı anlatacaktım ama yeri gelmişken; bir tulum ne kadar iyi havalanırsa kullanımdan aldığınız performans ve ömrü o kadar artar, demedi demeyin; yarım açılanları almayın canlarım.
bir diğer konu da tulumun boyu olsun
şimdi boyunuza göre tulum seçmeye özen gösterin. 195cm boyu olan bir arkadaş için 200cmlik bir tulum para kaybı olur. aynı şekilde 160 boyu olan bir hanımefendinin de 220cm'lik tulumda ne işi var ulan? peki neden önemlidir bu boy meselesi? öncelikle bu hava sirkülasyonu dediğimiz mevzuyu hatırlayalım. siz ne kadar küçükseniz, tulum da bir o kadar büyükse içerde ısıtmanız gereken hava miktarı artar. bunun meali üşürsünüz! dolayısıyla boyunuza uygun şekilde tulum seçmeniz yararınıza olur. diğer taraftan bazı faaliyetlerde boş olan kısmı hem doldurarak ısınması gereken hava miktarını azaltmak, hem de malzemenizi ısıtmak adına tulumun içine basın gitsin. ayaklarınıza polar sarabilirsiniz, eldivenleriniz kıçınızın altında olabilir, bereniz çükünüze sürtebilir; hiç önemli değil. hem dediğim gibi ısınması gereken hava miktarını dolgulayarak azaltırsınız hem de içeri attığınız malzemeleriniz sıcacık olur. sabah o eldivenleri giyerken götünüze teşekkür edersiniz.
dikdörtgen ve mumya tipi olmak üzere kesimleri iki türlü olur
piyasa ve camiada kabul gören şekli mumya tipli modellerdir. hem vücudunuzu sarar, fittir. diğer modeller günümüzde pek üretilmiyor. ısrarla mammut'un ürettiği modeller var, ben tercih etmiyorum, tavsiye de etmiyorum.
gelelim diğer önemli konumuza; tulumumuzun dış kumaşı nasıl olmalı?
su geçirmezlik ve rüzgara karşı direnç önemli bir husustur. özellikle rüzgar geçirmezliği dediğimiz faktör tulum dolgusuna soğuk havanın ulaşmasını önler. bu sayede vücudunuzdan yayılan sıcaklık da tulum içerisinde muhafaza edilir.
tulumların dış kumaşlarında gore-tex genelde tercih edilmiyor. bunun bilimsel açıklamasını yapacak yeterliliğe sahip değilim, sanırım dolgunun performansı düşüyor. daha çok farklı markalar membrain, dryloft, lightforce, shadowlite gibi kumaş teknolojilerini tercih ederler. bu kumaşlar su geçirmez değil, suya dayanıklıdır. ikisini birbirinden ayırmak gerekir. suya dayanıklı kumaşların mikro gözenekleri daha büyük olduğu için su buharını dışarıya daha yoğun ve hızlı şekilde atar. dolayısıyla iç ortam nemden etkilenmez, daha az etkilenir. (ulan neden gore-tex olmadığını anlatırken buldum ha, gore-tex gözenekler daha küçük olduğu için su buharını daha yetersiz düzeyde dışarı atıyor. ayakkabıda bu sıkıntı yaratmaz ama tulum içinde su buharını deli gibi ağzımızdan soluduğumuz için sorun yaratıyor işte, kedi canımı benim. ahahahah)
bir de dış kumaş konusunda çok önemli bir teknoloji daha olmazsa olmazdır: ripstop
yine tekrar tekrar bu başlıkta da belirteyim. ripstop kumaş teknolojisi sürtünme ve takılmaya dayalı olarak oluşabilecek yırtıkların daha da büyümesini önler. hani çorap söküğü gibi deyimi var ya, işte bu kumaşlar çorap söküğü gibi gelmez; delindiği yerde dururlar. uyku tulumları zaten üretildikleri ve içlerindeki dolgu malzeme itibariyle hassas malzemelerdir. herhangi bir salaklık yaparak tulumumuzu yakmak, delmek, dikişlerini patlatmak suretiyle vereceğimiz zarar, tulumumuzu bir daha kullanmamızı imkansız hale getirebileceğinden şiddetle ripstop kumaş kullanılmış tulumlar almaya özen gösterelim. ondan sonra yırtılınca elinize kaz tüyleri patır patır gelir, kötü kedi şero gibi duvarları tırmalarsınız. ripstop'a ikame olarak pertex'de tercih edilebilir. önemli olan kumaş teknolojisinin markası değil dokumanın niteliğidir.
gelelim dananın kuyruğunun koptuğu yere, ulan çakallar hepiniz bu kısmı merak ediyorsunuz biliyorum; tulumda kullanılan dolgu ne olmalı?
anlatıcam canım kardeşim, kaz tüyü ve sentetik olmak üzere uyku tulumlarında iki tür dolgu kullanılır. bir uyku tulumunda ısı yalıtımı dışında, uzun süre kullanabilirlik/dayanıklılık, ağırlık ve tulumun boyutları da oldukça önemli mevzulardır.
önce kaz tüyü dolgulu tulumların avantajlarına bakalım; bu tulumlar sentetik dolgululara göre kesinlikle daha hafiftir. bariz şekilde aynı ısı yalıtım değerlerine sahip iki tulumdan sentetik dolgulu olan 2 kiloysa kaz tüyü 1 kilodur. şimdi bu 1 kilo var ya, dağda adama öyle bir koyar ki, 5 gramın bile hesabını yapacak duruma gelirsiniz. o yüzden kilo benim için önemli değil filan demeyin, öyle bi önemlidir ki, faaliyetin sonunda daha hafif tuluma sahip olmanın ne kadar da avantaj sağlayıcı bir konu olduğunu anlarsınız.
ağırlıkla doğru orantılı olarak, kaz tüyü dolgulu tulumlar daha az yer kaplarlar, diğer bir anlatımla paket hacimleri sentetik dolgululara göre daha küçüktür.
yine aynı ısı yalıtım değerlerinde iki farklı dolgulu tulumu ele alalım
kaz tüyü dolgulu olan 20x35cm ebatlarında ise, sentetik olan 30x55leri görür. bunun meali şudur; çantanızda kapladıkları alan bakımından, sentetik olan felaket bir alanı meşgul ederken, kaz tüyü dolguluyu kolay bir şekilde çantanıza yerleştirirsiniz; hacimden ekstra alan sağlarsınız.
bir de tulumun kullanabilirlik ömrü açısından kaz tüyü dolgulular sentetiklerden çok daha uzun ömürlüdür. yılda 10 faaliyet yaptığınızı varsayarsak, sentetik tulumunuz iki, bilemedin üç yıl içinde nalları diker. ama kaz tüyü dolgulu tulumunuz sizi en azından 9-10 yıl götürür; daha iyisine ihtiyaç duymadıkça yeni bir tulum almak zorunda kalmazsınız.
bir de kaz tüyü dediğimiz dolgu malzemesi kazın her bölgesinde farklı bir kalitede bulunur. kışın suyun içinde yüzen örnekleri aklınıza getirin, ibnelerin sikinde değildir soğuk ve siz çeneniz vura vura küfür edebilirsiniz bu piçlere. işte bunların en kaliteli tüyleri alt bölgelerinde ve göğüslerinde bulunan tüylerdir. o yüzden götleri ve başlarından itibaren ön panelleri üşümez. işte kaz tüyü dolgusunda bu tüyler down diye adlandırılır ve en kaliteli kısmı oluştururlar. geriye kalan tüyler, kanatlar, kanat altları, sırt kısmı ise feather diye adlandırılır. bunlarda dandik kısmıdır işte. dolayısıyla kış günü yüzen bir ördeği yakalama şansınız varsa şayet, hayvanı suyun içine batırıp çıkarırsanız donar, belki ölür. sakın böyle bir şey yapmayın lan, akıllı olun.
vesselam, bu iki farklı bölgenin tüyü karıştırılarak bir dolgu oluşturulabilir. down tüy oranı ne kadar fazla ise kalite de o denli yükselir.
en kaliteli kaz tüyleri doğu avrupa bölgesindeki kazlardan elde edilir. bir ve dört yaş arasındaki kazların tüyleri maksimum verimlidir.
şimdi bunları neden anlattım biliyor musunuz?
kaz tüyü dolgunun fill cinsinden değerine bağlamak istiyorum. kaz tüyü dolgulu uyku tulumları 500 fillden başlar, 850 fill e kadar çıkar. bu fill muhabbeti 30 gram kaz tüyünün kapladığı hacmi ifade eder. dolayısıyla 850 fill 500 gram dolgulu bir kaz tüyü uyku tulumu ile 600 fill 500 gram dolgulu kaz tüyü tulumun sıcaklık değerleri birbirinden oldukça farklıdır.
yani en kaliteli dolgu ile hem hafif, hem daha az yer kaplayan hem de daha sıcak tutan tulumlar üretilir. dolgunun kalitesi düştükçe bu saydığım faktörlerdeki kalite de düşer.
kaliteli markaların kaz tüyü tulumların fill değerleri bağımsız laboratuvarlar tarafından test edilir. marmot, the north face, mammut, salewa, hannah, husky, ferrino gibi üst sınıf tulum üreticilerinin fill değerlerine güvenebilirsiniz. diğerleri hakkında bir şey diyemiyorum.
bu kadar güzelliğinin yanında kaz tüyü dolgulu tulumların sentetik tulumlara göre handikaplarından da bahsetmek gerekir
bir kere kaz tüyü tulumlar sentetiklere göre oldukça pahalıdır. aynı ısı değerlerinde bir kaz tüyü tulumu 400 milyona alabilirken sentetik olanı için 200 milyon kafidir. ancak ısı değerlerini ağırlık, hacim, dayanıklılık ile birlikte düşündüğümüzde neden kaz tüyü dolguyu tercih etmemiz gerektiğini hemen anlıyoruz.
bunun dışında kaz tüyü tulumlar ıslanırlarsa göte gelirler. yani tulumunuz yukarıda bahsettiğim gibi suya dayanıklı olabilir, olmayabilir de. eğer ıslanırsa bütün yalıtım özelliğini kaybeder, dağda ağlatır sizi. sentetiklerde ise bu derece büyük bir problem yoktur. bunun anlamı sentetiği alıp dereye sokabileceğiniz anlamına gelmez ama kaz tüyünde görülen bu probleme nazaran daha dayanıklıdır. o halde siz siz olun, kaz tüyü tulumunuzu suya dayanıklı bile olsa ıslatmamaya özen gösterin. bu noktada matınızın ne kadar önemli olduğunu anlamışsınızdır. mat diyip geçmeyin, mat mevzusunu da kendi başlığı altında uygun bir zamanda anlatıcam, umarım.
kaz tüyü tulumlarınızın bakımı daha zordur. bir kere kaz tüyü kirlendimi bir nanesi kalmaz. o yüzden daha temiz kullanmak gerekir, kirlendiği zamanda muhakkak temizlenmesi gerekir. her markanın fill değeri ve kumaş modeline göre yıkama şekli farklıdır. bazı tulumlar vardır, atın gitsin makinaya, hiçbir sorun çıkmaz. ancak genelde bütün tulumlar çamaşır makinesine karşı duyarlıdır. 40 derecenin üzerinde yıkanmaları hiç iyi sonuçlar doğurmaz. kimisi makineye bile atılmaz, elde yıkamak gerekir. o yüzden aldığınız tulumun temizlik şartlarını iyi öğrenin. eğer katolog tarzı şeylerde bilgi verilmemişse, etikette de bir nane yoksa muhakkak aldığınız mağazadan ya da internetten temizleme bilgilerini kendi yararınız adına edinin. işte sentetik tulumlarda böyle bir terane yoktur, çok büyük bir kısmını salın makineye gitsin. yalnız salın dediysek de 90 derecede yıkayıp çıkarttıktan sonra da üstüne helvasını yemeyin. 40-60 derece ideal sıcaklıktır.
aklıma gelen artı ve eksiler bunlar. tulumlarınızı muhakkak faaliyetlerden sonra havalandırın. ne kadar iyi havalandırırsanız kullanılabilirliğini o derece uzatmış olursunuz. bir de asla taşıma kılıflarında tutmayın tulumu. özellikle kaz tüyü dolgulu tulumlar kesinlikle taşıma çantalarında saklanmamalıdır. bazı markalar ve kaliteli tulumlar yanında çuvallarını veriyor zaten. içine dolgusunu şişirip koyun, sonra da baskı ve istif görmeyecek bir yerde muhafaza edin. öğrenciyseniz kapının arkasına bir çivi çakın, sonra da tulumu askı gergilerinden asın gitsin. ev sahibi hacı hürreme de benden selam söyleyin, akıllı olsun.