Karaciğerinizi Korumanız Gereken Bir Durum: Nejat İşler, Kaan Tangöze ve Teoman'la Eve Çıkmak

Evin yanındaki Tekel bayisini zengin etmek istiyorsanız kesinlikle yapılması gereken bir eylem.
Karaciğerinizi Korumanız Gereken Bir Durum: Nejat İşler, Kaan Tangöze ve Teoman'la Eve Çıkmak

nejat işler kaan tangöze ve teoman'la eve çıkmak, aşırı cool takılmak zorunda kalacağınız bir ev olacaktır. diğer türlü çok sırıtırsınız. bu adamlar sabahları "günaydıııın. kahvaltı yapıyorum yer misiniz? bugün beraber alışverişe gidelim." gibi bir enerjiyi kaldıramazlar. daha ziyade kısa cümleler ve gözleri kullanmalısınız. sabah ki bütün konuşmanız bakışınızla bulaşıkları işaret edip "sıra sende" demek olabilir. nejat bulaşıkları yıkamak için odasında uyuyan hatunlardan birini uyandırmak zorunda kalabilir. ya da teoman işi varmış gibi yapıp kazağın üstüne ince kravat takıp dışarı fırlayabilir. kaan sizi hiç tınlamayıp yeni tabak çatal takımı sipariş edebilir her seferinde.

teoman'ın ve duman'ın şarkılarında kendinize yer bulabilirsiniz. teoman'ın odasında şarj aleti aradıktan iki gün sonra "odamdaki gereksiz" diye bir şarkı duyup zan altında kalabilirsiniz. ya da kaan'ın yanında ki kadınlardan birini çok beğendiğiniz için arada attığınız bakışlar yakalanıp "içimizdeki fazlalık" diye bir single çıkarılabilir.

riskli bir iştir yani.

nejat'ın l koltukta kitap okuyup sigara içtiği, kaan'ın odasında sürekli "sigara" içtiği ve arada karı kız attığı, teoman'ın ise yatmadan yatmaya eve gelip salondakilere "selam millet" diyip cevabı beklemeden odasına çeşitli sayılarda kadınla girdiği evdir. siz de amk iki temizlik yapın b*k götürüyor evi diye dövünüp durursunuz.

yıllar evvel kaan tangöze'nin, batuhan mutlugil'e verdiği parayla tekel bayiine gidip, gruba 2 torba dolusu içki almıştık. az gelmiş olacak ki 20 lira daha verip "yettiği kadar" da bira aldırmışlardı bana. tabii canının çektiği bir şey varsa al dememişlerdi. içimde kalmıştı o. :/

bu üçlü ile eve çıksam, evin en küçüğü olarak sürekli tekel'e yollar bunlar beni. "canın ne çekiyorsa al" demezler amk. sürekli yeni uyanmış feridun düzağaç gibi kanepede oturup sigara içerler. sabah tuvalete kalktığımda odalarından çıkan genç kızlarla göz göze gelir ve kıl, tüy içinde kalmış lavaboya bakarak "allah belanızı versin be!..." diyerek ağlarım.

sonra sinir krizi geçirip önce kolay hedef olan kaan tangöze'ye dalarım. araya giren teoman'a bir yumruk, sabah bodrum uçağıyla gelmiş nejat'a da bir tekme atarak evden kaçarım. numaralarını engelleyip bir daha da görmem yüzlerini. anksiyete krizlerine girmek istemiyorsanız bunlarla eve çıkmazsınız kardeşlerim.

eğer hepsinin keyfi yerindeyse çok güzel muhabbet döner, beraber müzik yapılır, keyifli ve kaliteli vakit geçirilir; böyle zamanlarda her şeyin yolunda olduğunu düşünebilirsiniz. fakat aynı şey ev ortamı için söylenemez; her yer leş gibi sigara ve alkol kokar, tişörtler boxerlar falan hep yerdedir, banyoda; içinde belli başlı antidepresanlar, geciktirici veya sertleştirici ilaçlar, alka seltzer ve birkaç adet prezervatif bulunan bir ecza dolabı, one night stand için çağırdıkları kadınlara ait ruj, tel toka, günlük ped gibi eşyalar, muhtelif sayıda boş bira şişeleri ve boşaltılması gereken bir sigara tablası vardır, bununla beraber banyonun aynası çatlaktır ve küvet pek de temiz değildir, mutfakta bulaşıklar birikmiştir ve mobilyalarda halılarda falan sigara yanıkları vardır.

nejat işler rakı masasında sızar kalır mesela, uyanık olduğu zamanlar sırt ağrıları çeker ve genelde huysuzdur, bazen geceleri dışarı çıkar ve yanında hoş bir (bazen iki veya üç) kadınla gelir, yüzünde çakırkeyif bir gülümsemeyle kapının girişinden "biz içeri geçiyoruz rahatsız etmeyin" diye seslenir, sonrasını tahmin edebilirsiniz.

teoman eve gece geç döner ve istisnasız her seferinde anahtarını yanına almayı unuttuğu için hemen hemen her sabah onu kapının önünden eve sürüklersiniz, siz onu salona doğru sürüklerken kendi kendine bir şeyler mırıldanıp güler.

kaan tangöze ise odasından pek çıkmaz, siz de onun odasına giremezsiniz çünkü her yer her yerdedir. masasının üstü kahve bardakları, neredeyse boş viski şişeleri, sigara kağıtları ve üzerlerine defalarca yazılıp silinmiş veya karalanmış besteler yazan kağıtlarla doludur. eğer onu odasında bulamazsanız muhtemelen duşta uyuyakalmıştır.

bu üç kafadarın beslenme, uyku ve kişisel bakım düzenleri tepetaklak haldedir; ayıkken birbirlerine karşı biraz daha mesafelidirler ama kafaları iyiyken tam kankadırlar. bazen kaan ve teoman arasında küçük sürtüşmeler olabilir ama bu durumlarda nejat devreye girip ikisine de uzun uzun nutuklar çeker, böylece aralarındaki gerilim bir nebze de olsa hafifler.

arada içinizden hepsini omuzlarından sarsıp "kendinize gelin yahu, koca koca adamlarsınız bi k*çınızı toplayamıyorsunuz, şu ev bi hava alsın ya nasıl yaşıyorsunuz böyle?" diye sitem etmek gelir, ama içten içe bilirsiniz ki onları asla değiştiremezsiniz, onlar en çok böyle hafif karamsar ortamlardan verim alır ve en başarılı eserlerini ancak böyle yaratırlar.

Son söz

nejat işler kaan tangöze ve teoman'la eve çıkmak, ertesi gün narkotiğin kapıyı koçbaşıyla kırmak suretiyle eve gireceği bir ortamdır.