Kemal Sunal Filmlerindeki Natuk Baytan Ekolünün Unutulmaz Sahneleri

Kemal Sunal, 70'li yıllarda Arzu Film ile birçok efsane filme imza attıktan sonra 76 yılında Natuk Baytan'ın yönettiği Sahte Kabadayı adlı filmde oynar ve bu filmden sonra tabir-i caizse hayatı değişir. Bu güzel ikili, 76 yılından sonra birçok filmde beraber yer alırlar ve Türk sinemasına absürd komedinin en güzel örneklerini verirler.
Kemal Sunal Filmlerindeki Natuk Baytan Ekolünün Unutulmaz Sahneleri

türk sinemasına damga vurmuş, kemal sunal'ın izleyebileceğiniz en komik filmlerinin yer aldığı, sadece 10 film ile 10 yıla yayılan, efsaneler ötesi bir ekoldür natuk baytan ekolü. absürt komedi denince, türk sinemasına natuk baytan-kemal sunal ortaklığından daha iyisi gelmemiştir. 

baytan'ın elinden "babanın oğlu kemal'i" izlemek, insanı acayip mutlu eder. saf komedi olan bu filmler, insanı güldürürken düşündürmez, drama kaygısı ya da başka uğraşları/telaşları yoktur. film boyunca seri biçimde kahkahalara boğulursunuz. filmlerin hepsinde kemal sunal, yenilmez bir güç timsalidir, stardır. mafya babalarına posta koyar ve mahalleliyi/köylüyü kurtarır. elbette tüm bunları yaparken mucizevi şansı ona yardımcı olur. kemal sunal bu filmlerde, sanki kendisine sürekli milli piyango isabet eden, olağanüstü bir kişiyi oynar.

şimdi bu ekolden çıkan ve izlemekten bıkmadığımız sahnelerin yer aldığı, 10 maddelik listeyi paylaşayım:

10. şakir’in önce fuat’ın şapkasına işemesi ardından fuat'ı tokatlaması (sakar şakir)

kayseri'den istanbul'a mirasını almaya giden şakir, mola yerinde sıkışır ve tuvalette sıra beklemek zorunda kalır. sıra beklerken dayanamaz ve önündeki fuat'ın elinde tuttuğu şapkasına koyverir. fuat çıldırmıştır, şakir'e hücum eder. ancak şakir otobüs'ün bagajına saklanmıştır, bulunmaz. yolculuk bittikten sonra fuat bavulunu almak ister. bavul'unu parçaladığını görünce tekrar sinirlenir. şakir'e diye yanlışlıla muavine bavulla geçirir. şakir de o'na kızar ve fuat'a tokadı basar.


9. mülayim'in dik gelen parayla gaddar kerim ve ayı abbas'tan kurtulması (korkusuz korkak)

mülayim'i öldürmek isteyen kiralık katil kerim ile, yine o'nu öldürmek isteyen abbas'ın aralarında anlaşarak, mülayim'i kimin öldüreceğine para atışıyla karar vermeleri. şakir'in dik gelen parayla ikisinden de kurtulması ve en sonunda bombayı hepsinin elinde patlatması. benim adım kerim hepinizi severim gibi efsanevi repliğe sahip olan sahne, sıra dışılıkta sınırları zorlamıştır.


8. kendisine bombalı armut tuzağı kurulan hüsnü'nün, bombayı malik'in elinde patlatması (yedi bela hüsnü)

malik'in kendi kazdığı kuyuya düşmesi. bu sahne hakikaten çok acayiptir. malik'in yardımcısı adam malik'e sürekli "---efendim geçen sefer elmaya koymuştu bombayı, yine ona koysun" demekte, malik de ısrarla armuda koymasını istemektedir. malik, yaptığı bu armut tercihiyle kendini yakacağından habersizdir. sahte kabadayı filmine de gönderme yaparcasına, bu sahnedeki bombayı, filmde yüzünü hiç görmediğimiz, "bombacı niyazi" hazırlamaktadır. çılgın ve deli/manyak/kaçık bir sahne.


7. babanın oğlu kemal’in dikiştutmaz sabri’yi madara etmesi (sahte kabadayı)

ayağındaki nasırın sızlamasından muzdarip olan dikişsiz sabri'nin, sahte kabadayı kemal'in postasına karşılık veremediği muazzam sahne. kemal hiç bilmeden sabri'nin nasırına basar, sabri inim inim inler. kemal'in sabri'ye kestiği raconu görenler, babanın oğlu kemal'den iyice korkacaklardır. arnavut votkamla eriği çalıştır ulan ve burası karışacak vaziyet alın replikleriyle unutulmazlar arasına giren sahne, racon kesmenin en komik halidir.


6. üfleyerek her sorunu çözen, üçkağıtçı rıfkı (üçkağıtçı)

sahip olduğu romatizma belası yüzünden, ne zaman yağmur yağacağını bilen rıfkı, köyde üfürükçü hoca moduna geçmiştir. rıfkı'nın gizemini keşfeden satılmış ağa, o'nun önüne gerçek bir kötürüm çıkarır. rıfkı, kötürüm gelirken elindeki oyuncak yılanı düşürür. oyuncak yılanı gerçek zanneden kötürüm, anlık travma ile ayaklanır. rıfkı'nın üfürüğünden iyileştiği zannedilen kötürüm, rıfkı'ya iddia kazanır. "elmacı güzeli satılmış ağa" ve "gözleri ömre bedel sabri" , rıfkı'yı sırtlarına alıp, eşek gibi anırırlar.


5. tango necla ile hüsnü’nün akıllara zarar tangosu (yedi bela hüsnü)

gerçek adı ismet olan, yeraltı dünyasında "kız ismet" olarak bilinen kiralık katil ismet'in, tango necla takma adıyla, hüsnü'ye suikast girişimi. hüsnü'nün necla'ya ; "ulan o...pu, seni rüyamda bile görmedim." diye seslendiği replik, manyaklığın seviyesini arşa çıkarır. peruğu düşen ismet'in, aslında erkek olduğunu anlayan hüsnü, ismet'ten bi hamlede kurtulur. hüsnü, sokaktaki kovalamacada arkasında polis saklar. polis'e ismet'i şikayet edip, o'nu tutuklatarak kurtulur.


4. şiki şiki baba şarkısı ve tıka basa dolmuş ile, beyin yakan altılı ganyan totemi (atla gel şaban)

niyazi'nin altılı ganyanı tutturmak için kuvvetli bir totemi bulunmaktadır. tıka basa müşterili bir dolmuş, her gün sakatat alan kokan adam, gelininin dedikodusunu yapan susmayan teyze ve şiki şiki baba şarkısı. bu mükemmel denklem olmadan altılıyı tutturamayan niyazi, kendisini yakalayan mafya babasından, tüm bu imkanları sağlamasını ister. absürtlükte çığır açan sahne, "şiki şiki baba var mı?" , "topkapı, topkapı hemeenn", replikleriyle ve kazım'ı maymun eden niyazi istekleriyle unutulmazlardandır.


3. kara erol'un tokatlanıp, karbonat erol'a dönmesi (tokatçı)

sahne gibi sahne, komedi gibi komedi. uyuşturucu ticareti yapan, mafya babası kara erol'u tokatlayacak kadar ciğer yemiş olan osman ve şevket, erol'u polis baskını kasediyle tokatlarlar. sahne, "selaminko, aleykümko" , "niyeko çalmıyoko?" , "haçaiçi içeriyeko geloko" türü, absürtlükte çığır açan repliklerle doludur. osman "shogun" u çin'den getirdiğini söyler ancak shogun hem japonya/abd yapımı tv dizisidir, hem de osman ve şevket türkçe'yi japonca'ya benzetmeye çalışarak konuşurlar. karbonat erol , şüphesizdir ki türk komedi sineması tarihinin, en bilinen bir kaç figüründen biridir.


2. sakar şakir'in gardrop fuat'a, otobüste yaşattığı ızdırap (sakar şakir)

sakar şakir'in otobüs sahnesi, inanılmaz komiklikte ve absürtlükte. başlangıcından sonuna kadar yaşanan sıra dışı olayların, gülmekten karınlara ağrılar soktuğu doğrudur. şakir'in sakarlığı yüzünden, bakraçtan dökülen yoğurt, fuat'a ikram edilen devasa hıyar, delinen bakraç, şoförün kafasına giren delik bakraç,

"şoför :---nerde o sakar yiyecem;
fuat : ---senden önce ben yiyecem, nerde o it, nerdee?;
muavin : ---korktu abi, arka kapından kirişi kırdı" gibi inanılmaz replikler içeren sahne, şakir'in her girdiği yere bela götüren bir adam olarak, mükemmel bir şekilde resmedilmesiydi.


1. limonla, 5 as'la ve türk ruletiyle, çete reisine posta koyan mülayim (korkusuz korkak)

natuk baytan/kemal sunal ortaklığının zirvesi. zaten genel olarak da korkusuz korkak
bu ekolün en iyi işi. imkanım olsa bu sahneyi, quentin tarantino'ya, joel coen ve ethan coen kardeşlere izletmek isterdim. absürt komedinin en güzel ve en komik halini bize yansıtan sahnedeki olaylar, hakikaten çığır açan cinsten. limonla adamı perişan etme, pokerde masaya 5 as vurma bende de 5 as var, rus ruletinin daha manyak versiyonu olan "mülayim style " türk ruleti, çıtayı arşa çıkarmıştı. efsane replik:

"ayı abbas : ---bombacı değil, topçu olsan hileni yemem ulan!
bombacı mülayim : ---limon ye öyleyse hıyar!" repliğiyle çılgın atan bu sahne, defalarca izlenip, bıkılmayan komikliktedir. baytan/sunal ikilisinin doruk noktası, tam olarak bu sahnedir.