Kimilerince Gaspar Noé'nin En İyi Filmi Olan Love'ın Kademe Kademe Analizi

Arjantinli yönetmenin ya çok sevilen ya da nefret edilen filmi, 2015 tarihli Love'ı seven birinden detaylı bir analiz.
Kimilerince Gaspar Noé'nin En İyi Filmi Olan Love'ın Kademe Kademe Analizi

aşk /love. insanlar bu filmi ya çok sevmiş ya da pornografik, tiksindirici ve rezil bulmuş. ortası yok yani. ben sevenlerdenim. aşk filminin hikayesi nedir? uzun bir yazı olacak ve dikkat, spoiler var.

önce karakterleri tanıyalım

murphy: saçlar 3 numaraya vurulmuş bohem erkek kahramanımız. amerikalı ve paris'e sanat okumaya gelmiş ve sünnetli (bundan eminiz:)) en büyük hayali de kan, sperm ve gözyaşından oluşan (kendi ifadesiyle “my dream is to make a movie that truly depicts sentimental sexuality.”) bir film yapmak. (bu noktada yönetmenimiz burada murphy karakteri üzerinden kendisini anlatmış diyebiliriz.)

electra: paris'te yaşayan bir ressam, uyuşturucu bağımlısı ve libidosu da hayli yüksek. bu tarz fransız filmlerinde oynamak için dişleri ayrık olma şartını da sağlamış görünüyor.


betty blue'deki beatrice dalle'in de dişleri ayrıktı. bu ayrıntıya da neden dikkat ettim bilmiyorum ama libidosu yüksek olmanın bir göstergesi mi acaba? (bkz: ön dişleri ayrık kadınlar)

Beatrice Dalle

omi: bu bohem çiftimizin kapı komşusu polonyalı hanım kız.

noe: (bizzat gaspar noe'nin kendisi) resim galerisi sahibi ve electra'nın da eski sevgilisi.

konu aslında oldukça basit

cinsel olarak oldukça aktif olan bir çiftimiz var. bir gün esrar çekip seviştikten sonra birbirlerine fantezilerini soruyorlar ve tesadüfe bakın ki ikisinin de ortak fantezisi mff türü bir sevişme yaşamak.

MFF (Male, female, female): Erkek, kadın, kadın. 

kendilerine katılacak kadının tipini falan konuşuyorlar (sarışın olmasını istiyor) allahtan başka bir şey dileselermiş olacakmış, bak sen şu işe ki şırak diye yan daireye tek başına yaşayan, polonyalı, sarışın bir çıtır taşınıyor. bu kızı ikna edip grup seks yapıyorlar. buraya kadar sorun olmuyor. sonra erkeğimiz ffm değil de salt fm olayına girmek istiyor. giriyor da. sözlükte de bolca ilgi gören bir başlık var. prezervatifin yırtılması. löprezo marka kalitesiz kullandıkları için yırtılıyor ve türk filmlerinden hayli aşina olduğumuz olay gerçekleşiyor; kızımız hamile. (bkz: seks esnasında prezervatifin yırtılması)

filmimiz giriş gelişme ve sonuç dersek;
giriş: tutku/şehvet
gelişme: aşk
sonuç: aşk acısı

ama film doğrusal ilerlemiyor

geri dönüşler, ileri dönüşler ve zaman içinde 1 saniyelik çapraz geçişler. cinsel uyumluluklarının açık bir kanıtı olarak yorumlamamız gereken bir halde, sadece ellerini kullanarak birbirlerini tatmin ettikleri efsanevi bir başlangıç sahnesi ile başlıyor. (betty blue başlangıç sahnesi yanında şirin bir aile filmi sayılır) fonda erik satie'den insanın ruhuna ruhuna işleyen muhteşem bir müzik çalmaktadır. lan yoksa yanlış film mi açtım, allahtan yalnız seyretmişim falan gibi ufak çaplı şoklardan sonra hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bu sahnenin bitip filmin başlamasını beklerken ekrana öylece bakakalırız. sonraki sahnede murphy diğer odada bebek ağlarken, tamamen farklı bir kadının yanında uyanır. depresyondadır. aldığı bir telefon ile zihni, electra ile ilk tanıştığı ana kadar geriye doğru çalışmaya başlar. kronolojik olarak olmasa da ileri geri ilk tanışmalarından ilişkinin sonuna gelene kadar neler yaşadıklarını görüyoruz. electra ile olan ilişkinin nasıl çözüldüğünü ve murphy'nin onu omi ile aldatması, prezervatifin yırtılıp omi'nin gebe kalmasını falan derken 2 saatten fazla süre nasıl geçti, anlaşılmıyor.

bu filmi özel yapan (evet özel ve çok da güzel bir film) kullandığı sembolizm

filmdeki hiçbir diyalog, nesne, ışık, müzik, mekan rastgele seçilmemiş.

mesela isimler; murphy, murphy yasasına göre her şeyde başarısız oluyor ve electra'nın da bir baba kompleksi var. noe zaten bizzat yönetmenin soyadı. bebek gaspar ise aşikar.

yatak konuşmalarında electra aynı milo venüsü'ne benziyor.

filmin müzikleri muhteşem ve filmin dokusuna mükemmel bir şekilde uyuyor. o kadar güzel ki sırf hangi sahnede hangi müzik var diye tekrar seyrettim. işin ilginci o müzikleri görüntü olmadan bana dinletseler sanki aklımda gerçekten o sahneler canlanırdı. freud musun be mübarek! insanı ürkütüyor. mesela açılış mastürbasyon sahnesinde ya da misyoner pozisyonu gibi sade ve klasik sevişmelerde eski moda romantik müzikle eşleştirirken; tutkulu sahnelerde maggot brain, before the beginning, public ve iyice arsız takıldıkları sahnelerde ise john carpenter'dan night...

John Carpenter - Night

ayrıca bu müziklerin bizim nuri alço'lu filmlerde bu filmden yıllarca önce kullanılmış olması çok tatlı :) benzeri için bkz: nuri alço operasyon müziği.

Nuri Alço, operasyon.

death in vegas, dirge de bonus olarak gene serpiştirilmiş filmimize.

ve renkler...

büyüleyen arka plan müziğine eşlik eden ve bize rehberlik eden renkler. çok akıllıca kullanılmış. aşklı sahneler kırmızı, aldatma sahnelerinde sarı (omi ile) ve yeşil (partide tuvalette). yani renk, sahnede ne olacağını veya karakterin hangi ruh halinde olacağını ifade ediyor. electra çoğu sahnede kırmızı kazak giyiyor. sürekli yaptıkları doğa yürüyüşlerinde çok romantik ve fotografik görüntüler var. çok hoşuma gitti.


devamlı arka planda görülen film afişleri... (salo, birth of a nation)


polis memurunun murphy'ye barda söylediği "sahiplenme ve amerikan tarzınızı unut ve bir kadını ona sahip olma duygusu olmadan sevmeyi öğren, onun en büyük arzularını keşfetmesine izin ver." nasihati de fransız ve amerikan ilişki tarzı arasındaki farkı özetliyordu sanırım. bir kadının partneriyle ménage a trois yaşaması ve bu konuda kıskanç olmaması, ancak başka bir kadınla birlikte olduğunda birdenbire kıskanç olması nasıl bir özgürleşmedir? eğer bu fransa'nın cinsel özgürlüğü ise valla ben bu işten bir şey anlamadım.

ayrıca bir sahne var, murphy kavga ettikleri esnada electra'yı iyi bir anne olamayacağı konusunda eleştirir. hayatın başarısını çocuk sahibi olmak olarak görmek, aslında böyle rockandroll yaşayan bohem bir insandan beklenmeyecek bir eleştiri. belki de filmin sonunda babalığı seçmesini ve ana rahmine dönme psikozu pozisyonunda oğluna sarılmasını açıklayabilmek için bu sahne konmuştur. (ancak babalığında o kadar mutsuzdur ki onun yanında sadece içsesi ile konuşur.)


basit örüntülü, olağanüstü net, az diyaloglu, çarpıcı görüntülerle şoke eden, cinsel açıdan çok ileri giden ve tabuların ötesine geçen bir film. gerçekten de sevişen bedenlerin görüntüleri olmasına rağmen pornografik olduğunu düşünmüyorum. ereksiyon halindeki penis, penetrasyon, romantik grup sahneler, bir swingers kulübündeki daha da cesur sahneler, ejakülayson hatta vajinanın içerisine yerleştirilmiş bir kamera ile boşalma anı kullanılmasına rağmen, nasıl oluyor anlamıyorum ama porno değil bu. ben evde seyrettiğimden anlayamadım ama bir de filmin 3 boyutlu olduğu gerçeği var. seks sahneleri ne hollywood'un sunduğu gösterişli, sabırsız ve arsız sevişmeler gibiydi ne de pornografinin aşksız materyalist seksiydi. gerçek, gösterişsiz, senaryosuzlardı, muhtemelen yatak odasında partnerinizle sevişmeyi bekleyeceğiniz şekildeydiler.