Köy Enstitülerini Ülkeye Kazandıran Efsane Milli Eğitim Bakanı: Hasan Ali Yücel
Kimdir?
28 aralık 1938 - 5 ağustos 1946 arasında milli eğitim bakanlığı görevi yapmış, felsefe ve edebiyatla uğraşmış büyük türk düşünür ve devlet adamı. köy enstitüleri onun eseridir. pek çok dünya klasiği çevirisi vardır.
eğitimi ezberci, kolaycı, zeka düşmanı sistemden çıkarmasıyla tek tip insan isteyenlerin ve köy enstitülerini kurup köylünün gözünü açmasıyla köylüyü sömüren ağa şeyh tarikat taifesinin hedefi olan, buna rağmen yılmayan, ama demokrat partinin muhalefetinin sonucu olarak ismet inönü tarafından feda edilen güzel insan. o ve yetiştirdikleri iş başında kalsalar, köy enstitüleri ezilmese, kesinlikle işler bu günkünden çok farklı olurdu. ne yazık ki ülkemizin geleceğini değiştirebilecek bu kişiler, o zamanın siyasi arenasında aslanların önüne atıldılar.
Kendisi hakkında bilinmesi gerekenler
- çeviri bürosunu kuruyor ve 6 yılda 496 eserin çevirisi yapılıyor. 1967'ye kadar 1000 üzerinde eser çevriliyor.
- bakanlığı döneminde konservatuvar ile tercüme bürosu arasında ilişki sağlanmış, çeviriler yoluyla türk tiyatro yazarları ve oyuncuları için örnekler sunulmuştur.
- hasan ali yücel'in açılışını yaptığı birinci devlet resim ve heykel sergisi'nin 2015 mayıs'ta 72.si düzenlendi.
- saffet arıkan zamanında köy eğitmeni projesi başlatılıyor, hasan ali yücel bu projeyi devam ettiriyor. günümüzdeki iktidar değişimlerindeki projelerin akıbetine baktığımızda projenin kişilerden bağımsız sürmesi başarılı olarak görülür.
- köy enstitülerini kuruyor. ülkemiz için ne kadar ufku açan bir proje olduğu herkesin malumu. köy enstitüleri hakkında yök tez sayfasında 43 adet tez var.
- hacettepe üniversitesinde güzel sanatlar fakültesi hasan ali yücel zamanında kuruluyor ve halen devam ediyor.
- mustafa kemal atatürk ile olan yurtdışı gezilerinde dilin sadeleştirilmesi konusunu tartışıyor ve öncelikle coğrafya ile ilgili çalışma yapıyor.
- bakanlıktan ayrıldıktan sonra çalışmaya devam ediyor. eğitimci kişiliği yanında aydın kişiliği ile tanınan hasan ali yücel hakkında katıldığım bir panelde, panelist "kalpsiz bir dünyaya dur demeye çalışan, bilinçli, çok yönlü bir hümanizm eri, türk rönesans aydını insan olduğundan kalp krizinden vefat etti. kendisinin açtığı kurumlar kapatıldığı için çok üzülmüştür." dedi.
- lise öğrencisinin biri hasan ali yücel'i komünist ilan etmiştir. kendisi (hasan ali yücel) komünizm hakkında yazılar yazmıştır ama komünist olmadığını söylemiştir defalarca.
- bir müfettiş hasan ali yücel hakkında mesnetsiz bir rapor yazmış ve bu sebeple köy enstitüleri kapatılmıştır (1954).
- hasan ali yücel 40 yaşında iken behçet kemal çağlar 1940'ta yazdığı kitapta onun şair kişiliğine değiniyor.
- türk halk müziğini yasaklattığı yönünde yalan haberler çıkmıştır.
- milli tarihin gelecek kuşaklara taşınması maksadıyla büyük hocalara bunları yeniden yazdırmıştır. tanzimat 1 eseri 1939'dan itibaren yazılmış ve basılmıştır.
- yakup kadri hasan ali yücel hakkında kitaplar yazmıştır: "o kalender bir insandı. kalender meşrep olan bir adam geniş yürekli ve muhabbet dolu olur. işte haan ali yücel derviş gibi adamdı. küçükle küçük büyükle büyük olur idi." demiştir.
- 1945'te anayasanın dilini türkçeleştiriyor. kendisi en büyük dil milliyetçisidir.
- "bir başka önemli işlerden biri de bakanlığı zamanında üniversiteler kanununun çıkartılması için gösterdiği destektir. yücel'e göre ilimde hürriyet, fikirde hürriyet demektir. hürriyet olmayınca şahsiyet olmaz. üniversite özerkliğinin getirdiği hürriyet; istediği gibi hareket etme, derslere girmeme, siyasi faaliyette bulunmak demek değildir."
hasan ali yücel'in bu kanunu ile rektörler öğretim elemanları tarafından seçiliyor.
- unesco, 1997 yılını hasan ali yücel yılı ilan ediyor.
"gelenek" kelimesinin öyküsünü, ulus gazetesi'nin 14 mart 1942 tarihli nüshasında şöyle anlatmış
arkadaşlarım. size geçen günlerdeki toplantılardan birinde “tradition” kelimesinin türkçesi olarak hatırlattığım “gelenek” kelimesini severek ve oy birliğiyle kabul etmişsiniz ve “kalınç” sözünü bırakmışsız. şimdi söyliyeyim ki bu kelimeyi millî şefimiz teklif buyurmuşlardı. çalışmalarınıza yakından ilgi gösteren büyük şef, bana hemen her günkü buluşlarınızı soruyorlar ve bulduklarınızı bilmek istiyorlardı. o arada bu kelime üzerindeki konuşmalarınızı da kendilerine arzetmiştim. bu arzımdan iki gün sonra bana “acaba tradition’u gelenek’le karşılıyamaz mıyız? çünkü routine’i görenek diye almışlar, (an’ane) de nesilden nesile gelen şeydir, ona gelenek diyebiliriz sanıyorum” demişlerdi. bunu, millet hayatımızın her alanında olduğu gibi kültür dâvamızın belkemiği olan dil cephesine de şefimizin ne kadar yakın dikkat ve ilgi gösterdiklerini belirtmek için size anlatıyorum ve tarihe söylüyorum.