Kris Kristofferson'ın Bir Filmde Görseniz Abartılı Gelecek Kıvamdaki Meşhur Olma Hikayesi

88 yaşında hayatını kaybeden country ve sinema efsanesi, hayatı kesinlikle dolu dolu yaşamıştı.
Kris Kristofferson'ın Bir Filmde Görseniz Abartılı Gelecek Kıvamdaki Meşhur Olma Hikayesi

kris kristofferson... yaygın söylentide olduğu gibi amerikan ordusuna ait helikopteri kaçırıp johnny cash'in bahçesine inmemiştir. zaten asker kökenli bir aileden gelmektedir, aile geleneğine uyarak havacı olmuştur, helikopter pilotudur. edebiyat ve şiir sevgisi had safhadadır, yazar olmak istemektedir, oxford'da william blake üzerine yoğunlaşmış edebiyat eğitimi görür. ardından berlin'de görev yaparken balatayı sıyırır, tayin ister, west point'te ingilizce öğretmenliği çıkar. abd'ye döner, o aralar takım komutanı bestelerini beğenmektedir, cesaret alır bundan, country müziğinin merkezi nashville'i ziyaret eder, ortamdan çok etkilenir ve ordudan istifa eder. tabii bu durum ailesinde deprem etkisi yaratır, annesi onu evlatlıktan reddeder, ilk evliliği biter bu yüzden. parasızlıktan nashville'de stüdyolarda temizlikçilik bile yapar. arada yaptığı kayıtları sağa sola dinletmekte ama sonuç alamamaktadır. işte o helikopter efsanesi de öyle doğar. o dönem ek iş olarak denizdeki petrol platformlarına işçi taşıyan helikopterleri uçurmaktadır, bir tanesini ödünç alır, yanında kayıtlarla cash'in bahçesine iner. cash evde yoktur, görevliye doldurduğu kaydı iletir ve bu hikaye şehir efsanesine dönüşür. cash daha sonradan kendisinin mentorü olacaktır.

ilk başlarda sağcı takılsa da, sonradan bildiğin komünist olur. johnny cash, waylon jennings, willie nelson ile kurduğu efsane süper grup highwaymen dörtlüsünü tariflerken şunu der: "willie’s the outlaw coyote. waylon’s the riverboat gambler. i’m the revolutionary communist radical, and john is the father of our country."

özgürlük tutkunu, kral bir adamdı. toprağı bol olsun. mezarında leonard cohen'dan bird on the wire'ın son dizelerinin yazılı olmasını istemiştir:

like a bird on the wire
like a drunk in a midnight choir
i have tried in my way to be free

o teldeki kuş gibi,
gece korosundaki sarhoş gibi,
kendimce özgür olmayı denedim.

kaynak

Anısına bir Sunday Morning Coming Down iyi gitmez mi?

Huzur içinde yat üstat.