Kurşun Kalemle Kopyasını Az Çıkarmadık: 90'ların Sonunda Kullanılan Madeni 50 Bin Lira
doksanların sonunda yarısıyla okul kantinlerinden simit ve ayran alınabilen paradır. emektardır. defterin bir alt yaprağına konup üzeri kurşun kalemle hafif karalanarak az kopyası çıkartılmamıştır.
dedemin teyzesi elini öpünce harçlık olarak verirdi. kocaman olunca fazla para verdi sanardım. aradan 20 sene geçti, dedemin teyzesi elini öpünce 50 kuruş veriyor. işte enflasyon işte istikrar.
kağıt versiyonuyla pazardan iki civciv almış olduğum para. hayatımda aldığım ilk harçlıktı ve alır almaz pazara gidip civciv almıştım. madeni olanı biraz yukarıdan elinize attığınız zaman çok fena acıtırdı. ağırdı, oyuncak olmaya müsaitti. mutlu olmam için gayet yeterli bir miktardı.
ülkece fakir, hoşgörülü, umutlu ve mutlu olduğumuz zamanlardı. şimdi fakir, borçlu, mutsuz, umutsuz ve tahammülsüz insanlarız. pazardan civciv de alamıyoruz üstelik.
aşağı yukarı şu anda kullanılan 1 liranın 1.5 katı büyüklüğündedir, hatta daha büyüktür. şöyle ki:
1 lira = 13.08(yarıçap) x 13.08 x 3,14(pi) x 1.9(kalınlığı) = 1020
50 bin = 14 x 14 x 3.14 x 2.6 = 1600
1600 / 1020 = 1.57
hep düşünürdüm neden bu para değer olarak bu kadar küçükken bu kadar iri lan diye.
o zamanlar çocukluk aklı işte diğer madeni paraların abisi gibi gelirdi.
üzerinde yumurta pişirebileceğiniz, iki tanesini altlı üstlü kullanarak başarılı tostlar yapabileceğiniz bir paradır. ütü bile yapılabilir aynı zamanda. öylesine çok amaçlı bir paraydı muhterem.
yerine göre taso olarak kullanılmıştır.
ekmeğin 25bin lira olduğu zamanlardı. 50bin lirayla 2 tane ekmek alabiliyordun. 5 milyon liralık, 10 milyon liralık, en büyüğü de 20 milyon liralık banknotlar vardı. 10 milyon lirayla haftalık pazar alışverişini yapabiliyordun.