Kuvâ-yi Milliye'nin Yazdığı Destanlardan Biri: Akbaş Cephaneliği Baskını
1920 yılında, yunanlıların izmir'i işgalinden sonra, o bölgede kuva-yi milliye'nin silah ve cephane ihtiyacı epey artmıştı. gelibolu ile eceabat arasındaki akbaş mevkisinde osmanlı ordusundan ele geçirilen ve fransız askerlerinin koruması altında olan bir cephanelik bulunuyordu. balıkesir 61. ordu kumandanı kazım özalp'ın karargahında hazırlanan planla köprülü hamdi bey ve dramalı rıza bey 30 kadar askerle 26/27 ocak 1920 gecesi akbaş cephaneliğini bastılar ve 20 fransız askerini esir aldılar. 8000 tüfek, 5000 sandık cephane ve 300 mitralyöz hazırlanan kayıklara yüklenerek lapseki'ye kaçırıldı. fransız esirler 2 gün sonra serbest bırakıldı. bu baskın civarda bulunan müttefik gemilerine ve akbaş yakınlarında bulunan ingiliz kuvvetlerine rağmen gerçekleşmiştir.
baskın sonrası ingilizler çok katı bir tutum içine girerler. bandırma'ya asker çıkarırlar ve cephanelikte kalan silahları rumlara dağıtırlar. kaçırılan silahların bulunması için istanbul hükümetine baskı yaparlar. bütün endişe, ele geçirilen silahların yunan ordusuna karşı kullanılmasıdır. akbaş baskını bütün yurtta duyulmuş, halkta büyük bir heyecan ve sevince sebep olmuştur. mustafa kemal paşa 29 ocak'ta köprülü hamdi bey'i tebrik eden bir telgraf gönderir. "bu geçişin türklerin anadolu sahillerinden rumeliye ilk geçişlerine benzer bir cesaret ve fedakarlık örneği" olduğunu ifade eder. ingilizler yedikleri baskını "türkler silahlanıyor, bütün hristiyanları öldürecekler" propagandasına dönüştürür.
müttefik devletler, istanbul hükümetine ültimatom vererek harbiye nazırı (savaş bakanı) cemal paşa'nın görevden azlini isterler ve başarılı olurlar.
akbaş'tan getirilen silahlar yenice köy'de dramalı rıza bey tarafından muhafaza edilmektedir. amaç, silahları balıkesir'e ulaştırmaktı ama asiler ve ingilizler silahların peşine çoktan düşmüştü. asiler hamdi bey'i öldürmüştür ve rıza bey'in yeri tespit edilir, silahların teslimi kuva-yi milliye için felakettir. rıza bey ve yanındaki 40 kişi çarpışarak cephaneyi eritmeyi veya tamamını imha etmeyi planlar. sonuçta dinamitle cephaneyi havaya uçururlar.
akbaş baskını olayı, müttefiklerin prestijine son derece ağır bir darbe vurduğu gibi, milli harekete de büyük prestij kazandırmıştır. kuva-yi milliye'ye olumlu bakan sadrazam ali rıza paşa kabinesinin sonu olur bu baskın. yerine damat ferit paşa getirilir. damat ferit, dramalı rıza bey'i idam ettiren kişidir.
köprülü hamdi bey'in sadece cenazesinin başına gelenler tek başına bir tarihtir, ibrettir. yönettiği akbaş baskınından sonra (yaklaşık 2 hafta sonra) biga'da görevliyken asilerin 16 şubat 1920 tarihinde başlayan saldırıları sonrasında, 17 şubat 1920 günü anzavur kuvvetlerine (asilere) esir düşer. ertesi gün öldürülür. cenazesi isyancılar tarafından biga hükümet meydanına atılır. yaklaşık bir hafta bu şekilde kaldıktan sonra yusuf izzet paşa'nın emriyle tören yapılmadan küllük mezarlığına defnedilir. cumhuriyet'in ilanından sonra cenazesi bulunduğu yerden alınıp başka bir yere nakledilir. 1941 yılında ise törenle biga şehitliğine defnedilir.