Kuyumcu ve Kuymak Kelimeleri Arasındaki İlginç Etimolojik Bağlantı
kuyumcu ve kuymak. sanki ilk bakışta bir meslek adı ve karadenize özgü bir yemeğin adı fonetik bir benzerlik dışında pek de bağlantılı durmuyor gibi.
türklerin çok eski zamanlardan beri altını, gümüşü, demiri işlediklerini ve bu madenleri takı, kılıç, ok yay gibi nesnelerde kullandıklarını biliyoruz. peki bu madenlerle uğraşana, bir meslek haline getirene neden kuyumcu denmiş ola ki?
eski türkçede kuy-/koy- dökmek demektir. erimiş bir madeni kaba dökme işlemime kuy- demiş eski türkler. bu fiile -m isim yapım eki getirerek de “kuyum”u ortaya çıkarmışız. kuyum madeni koyma veya dökme işinin adıdır, tıpkı; çöz- çözüm gibi. bu kuyum işi ile uğraşanlara da meslek yapım eki +cu getirilmiş ve kuyumcuyu bulmuşuz. divan-i lugati't-türk’te madenin eritilip kalıba dökülmesiyle yapılan her türlü nesne. demiş kaşgarlı mahmut.
peki ya kuymak? (muhlama da derler) bir karadenizli olarak ismini doğduğumdan beri duyduğum eşsiz yiyecek, orgazmik lezzetlerden biridir bence. okurken tahmin etmişsinizdir, kuymak da aynı altını bir kaba döküyormuşçasına süner, peynir içinde erir ve ekmeğiniz ile bir kuyum gerçekleştirebilirsiniz:) kuy- fiilini unutmamış olsa gerek bu yemeği yapanlar.
divan-i lugati't-türk’te bir anlamı daha var “hamurun kaynar yağa atılmasıyla yapılan bir tür ekmek” ayrıca bu sözcük moğolca qoymag "katmer, gözleme" sözcüğü ile eş kökenlidir.
kaynaklar: düşünen türkçe/ali akar
nişanyan sözlük, divan-i lügati’t türk