Los Angeles'ta, Kış Ayının Ortasında Neden Böyle Büyük Yangınlar Çıktı?
Neden çıktı bu yangın?
bu yangınlar birkaç farklı faktörün birleşimiyle meydana geliyor:
- son yıllarda el niño etkisiyle california normalden fazla yağış aldı ve bitki örtüsü buna uyum sağladı. ancak geçtiğimiz 8-10 ay kuraklık baş gösterdi.
- santa ana rüzgarları çöl üzerinden soğuk hava dalgasını getirdi. rüzgarlar saatte 100 km'nin üzerinde esti ve dağların üzerinden hızla geçerek isindi ve bu los angeles bölgesindeki nem oranını %5’in altına düşürdü.
bu koşullarda, çeşitli noktalarda yangınlar başladı ve hızlıca yayıldı. havadan müdahale etmek mümkün olmadı çünkü kuvvetli rüzgar, yanan maddeleri savurdu ve ahşap yapıdaki evler hızla kül oldu.
aslında california’da orman yangınları ekosistemin doğal bir parçası. bazı ağaç türlerinin kozalakları yangınla birlikte tohumlarını salıyor. ancak bu yangınların yaşandığı bölgeler artık yerleşim yerlerine çok yakın. işin ironik tarafı ise, nispeten daha düşük gelirli kesimin yaşadığı bölgelerin yangına karşı daha az riskli olması.
los angeles zaten yangınlarıyla ünlü bir şehir ama bu yangınlar genelde dağlık ve yerleşimden uzak bölgelerde olur. bu sefer yangın zenginlerin yaşadığı pacific palisades ve nasa’nın merkezi olan pasadena/altadena civarında patladı.
california’nın son getirdiği yasalar da işleri iyice karıştırdı. bu yasalara göre sigorta şirketleri yangın sigortalarını iptal etti ya da ödeme limitleri koydu. şimdi insanlar, yıllardır ödedikleri sigortaların işe yaramadığını görüp sigorta şirketlerine karşı dava açmaya hazırlanıyor.
polis, yağmacıların yangın bölgesine girmesini önlemek için kontrol noktaları kurmuş durumda. o bölgede yaşamayan kimseyi içeri almıyorlar. girenleri de arabadan indirip kimlik kontrolü yapıyorlar. bu uygulamayı türkiye’de hiç gördük mü? cevabı biliyorsunuz. deprem bölgesinde yaşananları hepimiz hatırlıyoruz.
los angeles'ın coğrafi yapısı yangınların neden bu kadar tehlikeli olduğunu açıklıyor aslında
malibu'dan pacific palisades'a uzanan sahil şeridinde, pasifik okyanusu'na paralel uzanan dağ şeriti var. ilginç olan şu ki, okyanus tarafında hava 23 derece iken, sadece 20 km kuzeyde, san fernando vadisi'nde sifakli 38 dereceyi buluyor.
zenginlerin bu bölgeyi tercih etmesi boşuna değil. dağlar, yemyeşil doğa ve okyanus manzarası malibu ve palisades'i adeta bir cennet köşesi haline getiriyor.
pasifik'in doğu kıyısındaki okyanus akıntıları alaska'dan güneye doğru akıyor. california akıntısı denen bu sistem, alaska körfezi'nden soğuk kutup sularını california kıyılarına taşıyor. bu durum bölgenin enlemine göre anormal derecede serin su sıcaklıklarına ve güçlü bir sıcaklık terselmesine yol açıyor.
los angeles'ı yaşanabilir kılan şey tam da bu. çevresinde vegas, arizona ve death valley gibi rekor sıcaklıklar gören çöl bölgeleri olmasına rağmen, okyanustan gelen serinletici esinti sayesinde yaşanabilir bir iklime sahip. iç kesimlere gittikçe okyanus ikliminden çöl iklimine geçiş yapıyorsunuz. california'nın mikro iklimleriyle ünlü olması da bundan.
malibu ve palisades'in cazibesi de buradan geliyor. okyanus kıyısında, ideal bir iklim (ne san fernando vadisi gibi kavurucu, ne de soğuk), yeşillik ve muhteşem dağlar... kim istemez ki? sorun da tam burada başlıyor, çünkü bu ormanların doğal yangın döngüsü geldi.
2024'ün sonlarından itibaren güney california'da bir kuraklaşma süreci başladı. el niño'dan la niña'ya geçiş nedeniyle fırtına sistemleri daha çok pasifik kuzeybatısı ve california'yı etkiledi. 2024 boyunca los angeles'ın büyük bölümü orta şiddette kuraklık statüsüne girdi. normalde yağışlı sezon olması gereken bir dönemde kuruyan bitki örtüsü, yangın riskini artırdı.
yıl içinde birkaç kez çöl bölgesinde yüksek basınç oluşuyor. bu da rüzgarların çölden alçak basınçlı okyanusa doğru esmesine neden oluyor. santa ana rüzgarları denen bu hava akımı, dağlara çarptığında basınçla sıkışıp bernoulli prensibi etkisiyle müthiş bir güce ulaşıyor.
california'daki bitki örtüsü yangınlara adapte olmuş durumda. öyle bitkiler var ki tohumlarını sadece yangın olduğunda bırakıyor. ancak bu ekosistemin dengesi için yangınların her 100-150 yılda bir olması gerekiyor.
california'da yaşayan herkes en az bir kez orman yangını görmüştür. genelde birkaç gün sürer ve söner, sonra yanmış alanlar tekrar yeşerir. pacific palisades yangını da böyle başladı, sıradan bir yangın gibiydi. ama aniden bastıran santa ana rüzgarları yangını dağlık alandan yerleşim yerlerine taşıdı. altadena'daki yangının da trafo kaynaklı olduğu söyleniyor.
bu süreçte ünlülerin açıklamaları ters tepti. mesela gofundme kampanyası başlatan bir ünlü epey eleştiri aldı. çünkü altadena'da evlerini kaybedenler çoğunlukla orta sınıf amerikalılar, yani 30 yıllık mortgage'la ev almış sıradan insanlar.
yangın yönetmeliğiyle ilgili önemli bir nokta daha ekleyeyim. şehir yönetimi yangın riski olan bölgelerde sıkı denetimler yapıyor. özellikle ev sahiplerinin balkon, veranda ve bahçelerde yanıcı eşya bulundurması kesinlikle yasak. hatta denetimde tespit edilirse ciddi cezalar kesiliyor.
yangınlar hala devam ediyor ve meteorolojik tahminlere göre önümüzdeki günlerde yeni bir santa ana rüzgar dalgası bekleniyor. bu da yangınların kontrol altına alınmasını zorlaştıracak gibi görünüyor.