Mahalle Bakkallarıyla Alışveriş Sırasında Girilen Yaran Diyaloglar

Artık eski bakkal kültürü pek kalmadıysa da hatırlanan konuşmalar keyif verir. Sözlük yazarlarının bakkallarla yaşadığı efsane konuşmalar.
Mahalle Bakkallarıyla Alışveriş Sırasında Girilen Yaran Diyaloglar

- eski kasar var mi acaba?
- bu 15 gün önce geldi, olur mu?

sb: yoğurt var mı?
b : hangisinden... açık mı... kapalı mı?
s : farketmez
b : ikisi de yok abi.

her akşam iş dönüşü yaptığım gibi dün akşam da evimin ordaki laz bakkala girdim, birkaç parça şey aldım, gözüm biscolata paketlerine takıldı, tam da elimi uzatıp bir tanesini alıyordum ki bakkalım:

+şu güzelliği bozma, dedi.

ben de zannediyorum ki, "kilon çok iyi, böyle şeyler yiyip de bozma." demek istiyo.

-hı, ne? falan derken yabıştırdı devamını:

+tam 10 lira tuttu, bırak böyle kalsın!

-(ben) bir milliyet lütfen
- şu çakmak yanmıyor bi baksana..(nie müşteriye çakmak yanmıyor denir, tabi uyanmak lazım)
- ayh! (elektrik çarpar)
- dur nereye gidiyorsun..
- başka bakkala....

yeni taşındığım mahallede ekmek almak için bakkala girerim ve beni farketmeyen bakkal ve vatandaş konuşur.

- kemal abi soda var mı?
- var meyveli mi sade mi?
- sade ver sade
- niye?
- çok yemek yedim, şiştim sindirsin.
- osur geçer.

kafamı derhal raflara soktum. ahahahhahaha

- alo merhaba bize 2 antep fıstıklı cornetto 2 magnum. bilgi işlem'e gönderirsiniz.
+ tamam

aradan 15 dk geçer:

- abi bizim dondurmalar gelmedi
+ siz nereye istemiştiniz ki?
- bilgi işlem. siz nereye gönderdiniz?
+ biz ... gönderdik öyle.

özetle; kızılay civarında içinde 4 adet dondurma bulunan bir poşet ile gezen 15 yaşlarında bir çocuğu görenlerin radyomuza başvurmaları önemle rica olunur.

müş- bir kalıp beyaz peynir alacaktım
bakkal- kalıp sohbet etmek isterdim ama yapacak işlerim var,
müş- nası ? anlamadım
bakkal- ha ha şaka yaptım, şuradaki parça iyi mi?
müş- evet iyi,
bakkal- peki sıradaki parçayı birine armağan etmek istermisin?
müş- yoo
bakkal- metalicadan unforgiven , yani türkçesi borcunuz iyice kabardı, veresiye yok*...

10 yıl önce filan, mahallenin bakkalının genç oğlu, mahalledeki havalı bir kızdan platonik olarak hoşlanmaktadır. ve beleş gazoz için bakkal önünde duran bizlere dert yanmaya başlar.

- olm ben o kıza artık hiç yüz vermiycem!
- niye lan ne yaptı kız sana?
- geçen gün zengin bi herif, arabasıyla eve bıraktı bunu!
- yapma yaaa! ee?
- öyle işte. ben de artık yüz vermiycem. ama dur bak! yarın bi gün gelir buraya, pastırmayı çok seviyo o.. pastırma var mı diyecek bana, yok diycem! görsün bakalım. el mi yaman bey mi yaman!

- selam x abi
- hoşgeldin mc
- (elde 2 karton marlboro ile tezgah arkasına gidilir) abi al 2 karton yeter mi?
- yeter sağol, akşam parayı veririm
- dostum lanet olsun aynasızlar!
- hö?
- off be abi atraksiyon yapalım dedik mahvettin olayı..

yaş ortalaması 13 falan olan çocuklar, bakkal amca aracılığı ile alışveriş yapma niyetindedir:

"bebe: bakkal amca, bakkal amca bana bir tane şundan verir misin?
bakkal amca: al bakalım.
bebe: tenkyu veri maç!
bakkal amca: senin babandır mari maç..." der ve çocukları kovalamaya başlar.

hey gidi bakkal amca, hey... hala kahkaha attırtıyor.

müşteri: kola var mı?
bakkal: siyah mı?
müşteri: ...
bakkal: ...
müşteri: hadi kolay gelsin

garsoniyerin altındaki uzun zamandır görüşülmeyen bakkala girilir, alınacaklar alınır muhabbet başlar:

bakkal: uzun zamandır gözükmüyodunuz.
pw: iş değiştirdim, gelmeye fırsatım olmuyodu.
b: ne iş yapıyorsunuz?
pw:x şirketinin çağrı merkezinde çalışıyorum. yurtdışındaki müşterilere telefonla destek veriyoruz.
b: olsun o da iyi bir iş.
pw: **dumur dumur dumur** 'içses: ulan bakkalsın sen, ne demek "olsun o da iyi bi iş" lan' he evet iyi iş. iyi akşamlar.
b:iyi akşamlar.

kemiğin çıktığı zamanlarda * bakkalın önündeki dergilere kemik için bakınılır.bulunamaz.yine de içeri girip sorulur.

-abi kemik var mı?
-yok biz et satmıyoruz.