Muhteşem Samanyolu Fotoğrafları Çekebilmenin En Büyük Engeli Olan Işık Kirliliğinden Nasıl Kaçarız?
yazın ışıktan nasıl kaçacağınızı, karanlık gökyüzü arıyorsanız ne tarafa bakmanız gerektiğini anlatacağım...
ışık kirliliğinin bir ölçütü olarak john bortle tarafından ortaya atılmış ölçeklendirme birimi.
ilk defa şubat 2001'de sky and telescope dergisinde yayımlıyor mevzuyu. aslında çok özel bir şey söylemiyor, gözlem yapılan alanın ışık kirliliğini 1'den 9'a kadar ölçeklendiriyor. örneğin bortle ölçeğinde 1 olan bir yerde gözlem yapıyorsanız zifiri karanlık, gökyüzü şahane, 7 olan bir yerde gözlemdeyseniz bir şehirle banliyö arasında bir bölgedesiniz gibi, bulutlar aydınlanmış durumdadır.
aslında gökcisimlerinin parlaklığını belirlemek için hipparkhos'un kadir sisteminde yaptığının tersini gökyüzüne uyarlamıştır bortle, ancak amatör astronomlar arasında oldukça tutmuştur.
şimdi esas mevzu, bunun bizim işimize yarar hale nasıl geleceği.
şu entrylerin (bkz: #61119199) (bkz: #60457973) debe'ye ve ekşi şeyler'e girmesi, yazın yaklaşması derken garip biçimde bu sene fazla "teleskop alıcam nasıl bir şey alayım?" veya "ben de gökyüzü fotoğrafı çekeceğim şu şu olur mu?" soruları geldi sözlükten.
o halde tek seferde aradan çıksın diye buradan paylaşayım: çekim/gözlem yapacağınız yerin yakınlarında bortle ölçeğine uygun olarak ne kadar az ışık kirliliği olduğunu öğrenebilirsiniz:
yukarıdaki fotoğrafta beyaz ile renklendirilenler (kıyı şeridi) bortle ölçeğinde 9, kırmızılar 8, renklendirilmemişler ise 1'e karşılık gelmektedir. bortle ölçeği renk kodlarına şuradan erişebilirsiniz.
aynı zamanda ilgili tabloda her renk için limit parlaklığı da yazıyor.
bu haritayı nasıl elde edeceğinizi anlatacağım ancak öncelikle bu haritanın türkiye için nasıl var olabildiğini bilmek gerekiyor.
dünya'nın gece fotoğrafları amerika hava kuvvetlerinin defense meteorological satellite program'ı (dmsp) sayesinde 70'lerden beri çekiliyor, hatta küresel ilk tam fotoğraf 80'lerin sonunda elde ediliyor. ancak bu fotoğraflar genelde ışık kaynaklarının dedektörü satüre etmesinden dolayı "ölçeklendirilebilir" bir seviyede ışık kirliliği ölçütü verememiştir. 1998'deyse (özellikle ccd'nin gelişmesiyle) artık ışık kaynaklarının ölçümü, sensörler satüre olmadan yapılabilmiştir. ayrıca cihazların çözünürlüğü ve beraberinde dinamik aralığı da arttığından kaynaklar birbirinden ayırt edilebilmeye başlanmıştır.
ancak problem, ışık kaynağını doğrudan ölçtüğünde, ışık kirliliğini ölçmüş olmuyorsun. çünkü bu kirlenmenin bir yayılımı var, bu küresel bir yayılma tahmin edeceğiniz gibi, ama uydu dedektörü kendisine dik doğrultuda gelenleri algılayabiliyor ancak.
italya'dan bir grup biliminsanı da bu verileri alıp işliyor, ve "eğer bu ışık dedektöre böyle geldiyse, muhtemelen atmosferde şu şekilde yayılacaktır" şeklinde hesap yapıyor. burada basit rayleigh saçılması ve mie saçılması gibi etkiler değil, dünya'nın yuvarlaklığından atmosferdeki aerosol yoğunluğuna pek çok parametreyi dikkate alıyorlar. ve bütün dmsp verilerini bu şekilde "sayısallaştırıyorlar".
bilimsel yayınlara şuradan ulaşabilirsiniz.
bu haritaları da alan bir grup insan, bortle ölçeğine göre renklendirilmiş layerlar oluşturuyor, bunu da google earth ile kullanabileceğiniz hale getiriyor.
evet hepsi bu. adamlar sizin için her şeyi yapmış. şu adresten google earth indiriyorsunuz. sonra şuradan türkiye için yapılmış kmz dosyasını indiriyorsunuz. artık ülkenin neresinde ne kadar ışık kirliliği var kestirebiliyorsunuz.
ille de türkiye için değil, bütün dünya için veriler mevcut.
özellikle abd'dekiler için online tool'lar var, şunun gibi.
bu mevzuyu anlatan ingilizce bir medium makalesine şuradan erişebilirsiniz.
bir noktayı hatırlatmak gerekiyor. bu sayede elde ettiğiniz veriler bilimsel detay sunmuyor. bunun için doğrudan uydu verilerini almanız lazım. bu verileri birleştirirken padova üniversitesi astronomi bölümü bazı computational problemlerle karşılaşmış, o yüzden örneğin orta doğu'yu birleştirirken yamuk yumuk birleştirmişler. bir diğer nokta da kuzey/güney kutupların olmayışı. burada buzulların güneş ışığını yansıtma biçimi biraz farklı oluyor ve ölçmesi zor. (alakalı: #52854379)
başka bir noktaysa, bu verilerin güncel olmaması. özellikle inşaat konusundaki doyumsuzluğuyla tanınan ülkemiz için bir ışık kirliliği öngörüsü yapabilmek oldukça zor. yine de planlarınız için iyi fikir vereceği kanaatindeyim.
ışık kirliliği sadece "aman büyük ayının cezvesini bile artık göremiyoruz" ile ilgili değildir. hayvanların yumurtalamasından, göç yollarını şaşırmasına pek çok mevzuyu etkiler. belki 3.5'uncu dünya ülkesi olmaktan sıyrılabilirsek biz de bu farkındalığa bir gün erişiriz. güncel çalışmalar için buyrun.