Nazi Albayı Leon Degralle'in James Bond Filmlerini Aratmayan Kaçış Hikayesi

ikinci dünya savaşı bitimi birçok nazi subayının kaçışı hakkında ortaya mit hikayeler atıldı. hitler'in bile arjantin'e kaçtığı söylendi. ama tamamen gerçek ve belgelere dayalı müthiş bir kaçış hikayesi vardır ve ikinci dünya savaşın hayranları tarafından bile bilinmez. hitler'e sadaketle hizmet etmiş bir ss albayının kaçış hikayesi: leon degralle'in.
savaş bitiminde nazi liderleri ve subayları esir düşmemek başka ülkelere için kaçtılar. ünlü nazi subayı doktor joseph mengele’nin arjantine kaçtığı bilinen olaylardan. martin bormann ve adolf hitler’e dair spekülasyonlar yapılsa da onların intihar ettikten sonra cesetlerinin bellin’de yakılmış olduğu gerçeği bir çok uzman tarafından doğrulandı. fakat ben size başka birinden bahsedeceğim. amerikan aksiyon filmlerini aratmayan bir kaçış hikayesi . bir çoğunuzun ilk defa duyacağı bir isim. leon degrelle aslen belçikalı ama alman ordusunda görev alan standartenführer rütbesinde (albay) komutandır. kendisi aynı zamanda katıksız bir faşist politikacıdır. belçika’daki faşistleri organize etmektedir. belçikalılardan oluşan alman ordusunun bir kanadı olan wallonie’de bulunur.
doğu ve batı cephesindeki başarıları sebebiyle birinci ve ikinci sınıf demir haç madalyası alır. estonya cephesinde kızıl orduya karşı yaptığı dirençli savunması sebebiyle şövalye haçı alır. 7 kez vurulmuştur ama ölmemiştir. 1945 yılına girildiğinde albay rütbesine kadar yükselmiştir ama nazi almanyasının etrafındaki çember daralmaktadır ve etrafı kuşatılmıştır. albay leon ilk defa geleceğini düşünmeye başlar. kızıl ordunun alman askerlerine hiç iyi davranmadığı bilinmektedir. ama ss subaylarına yapılan muamelenin yanında bir hiçtir. hem amerikalılar hemde sovyetler, işledikleri insanlık suçları sebebiyle ss üniformalı askerlere karşı bilenmişlerdir.
leon degralle hitler'le görüşecek kadar sivrilmiştir

albay leon bunu düşünür ve merhamet edilmeyeceğini bilir. en iyi ihtimalle ingilizlere bile teslim olsa bir belçikalı olduğu için onu belçika hükümetine teslim edeceklerdir. vatan haini olarak yargılanacak ve o durumda da idamı kesindir! 28 nisan 1945 sabah iştima alır. taburunu selamladıktan sonra 2 subayı yanına alan leon üstlerine haber vermeden ortadan kaybolur. bir araba ile almanya’nın kuzeyine yol alırlar. bu sırada ss’lerin lideri himmler müttefiklerle gizliden görüşme yaptığı için hitler tarafından idama mahkum edilir. ama ss askerleri himmler’e fanatik şekilde sadıktır. albay leon’da öyle. ikisi de paçayı kurtarmaya bakmaktadır. hitler umurlarında değildir.
alman kasabası olan bad segeberg’te buluşurlar. albay leon başkomutanı olan himmler’e kaçmak istediğini söyler. himmler ona isveç’e kaçabilmesi için yardım edeceğini söyler albay leon’da ona sadık kaldığını söyler. himmler kendisini tuğgeneralliğe yükseltir. ama hakkında hitler tarafından idam kararı verilmiş himmler’in böyle bir yetkisi zaten yoktur ve bunu resmi olarak yapamaz. bu artık keyfi bir rütbe yükseltme işine girmiştir. himmler ona yeni bir araba , silah , yiyecek ve evrak ayarlar. leon adamları ile birlikte danimarka’ya geçerler. 4 mayısta gizlice danimarka da bulunan alman konsolosluğuna girerler. orada gizlenirler. sabaha doğru onun gibi kaçmayı planlayan daha alt rütbe subaylarla bir alman yolcu gemisine binip oslo’ya yol alırlar. bu sırada hitler sığınağında intihar etmiş ve almanya yenilmiştir. artık herkes , yargılayacakları nazileri harıl harıl aramaktadır. kelle avı başlamıştır. leon çok doğru zamanda norveç’e kaçmıştır. ama norvçete'de güvende değildir. zira norveçte nazi işgaline uğradığı için ülkedeki nazileri müttefiklere teslim etmektedirler. leon ve adamlarının kimseye teslim olmaya niyeti yoktur. onlar cephede savaşmış tecrübeli askerler ve azılı katillerdir. hemen bir plan yapıp norveç'te bulunan alman uçaklarının olduğu bir alman havaalanına giderler. havaalanında he-111 adlı alman bombardıman uçaklarının olduğunu görürler. henüz norveç ordusu bu havaalanını geri almamıştır.

isveç’e gitmeyi düşünürler ama isveç’in de nazileri red ettiğini öğrenirler. dünya haritasına bakarlar ve uçakla gidebilecekleri tek bir yer olduğunu görürler. ispanya!! o sırada nazilere sempatiyle bakan franco'nun ülkesi en ideal ülkedir. haritaya bakarsanız norveç’ten ispanya’ya gitmek için manş denizini aşmanız gerektiğini görürsünüz. yani amerikalıların, ingilizlerin ve fransızların kontrol ettiği, binlerce gemi ve binlerce uçağın uçtuğu, radarların olduğu bir alandan bahsediyoruz. bunun ne kadar tehlikeli bir iş olduğunu ve görülünce hemen vurulacaklarını tahmin etmişsinizdir.

leon ve adamlarının gözü karadır. bu riski almaya karar verirler. onlar hapis yatmayacaktır. ya ölecekler ya da özgür olacaklardır. gidecekleri uçak bir bombardıman uçağıdır haliyle yavaştır. gidecekleri mesafe ise norveçle ispanya arası 2200 km’dir. he-111 uçaklarının gidebileceği maksimum mesafe ise gene 2200 km’dir. hiç gecikmesiz ve hatasız bir uçuş gerçekleştirmeleri gerekmektedir hemde müttefik uçaklarına yakalanmadan.
uçağın alman pilotu alçak irtifada uçağı uçurmaya başlar. inmeyi planladıkları yer ispanyanın en kuzeyindeki san sebastian şehridir. (bilabo'nun olduğu yerde) . uçak manş denizi üzerinden fransayı da geçer . hiçbir müttefik uçağına yakalanmazlar ama benzini bitmek üzeredir . san sebastiana yaklaşırlar , karaya yetişemeyecekleri için sahile yakın deniz inmek zorunda kalır. bu aslında inme değil çakılmadır. uçak parçalara bölünür.

inişte leon kolunu kırar, adamlarında da fena kırıklar oluşur. ama bir şekilde hayatta kalıp uçağın enkazına tutunurlar. o sırada sahilde takılan ispanyol halkı durumu görüp otoritelere haber verirler. ispanyol polisi bölgeye gelir. onları kurtarmaya karar verirler. leon ve adamları hastaneye götürülür. olayı öğrenen belçika hükümeti çok sinirlenir ve hemen leon’un iadesini ister. ispanyollar bu baskı karşısında şöyle bir aksiyon almaya karar verirler. leon’u ispanyol vatandaşı yaparlar. bu sırada mühendislik ve inşaat konusunda da uzmanlaşan leon, ispanyadaki amerikan hava alanını inşaatının yapılma işini organize eder. amerikalı askerlerle şakalaşır. leon bununla kalmaz. almanya’da bulunan eşi ve çocuklarını franco’nun da yardımıyla özel bir ekiple ispanya’ya getirtir. bunula da yetinmeyen leon 1953 yılında ss üniformasını giyer ve madalyalarını takar fotoğraf çektirir.
ayrıca ispanyol tv'lerine gene üniformasıyla röportaj da vermiştir.

bu tam anlamıyla belçika hükümetini çileden çıkartmıştır. kendisine suikast yapılacağı iddiaları vardır. ama kendisini çok iyi korunmaktadır. kimse onu öldüremez, ecel dışında. 1994 yılında 87 yaşında iken ispanyanın malaga şehrinde kalp krizinden ölür.
kaynaklar: the eastern front: memoirs of a waffen ss volunteer & the burning souls