New York'un Orada Burada Pek Bahsedilmeyen ve İnsanı Çileden Çıkartan Tarafları
new york city... yeterince gömülmediğini düşündüğüm için madde madde gömeceğim
- metroları artık tam bir leş yuvası, ilk 2 ve son 2 vagona binmemenizi tavsiye ederim. illa ki bir evsiz uyuyor, işiyor, ya da uyuşturucu çekiyor olacak. ve o yıkanmamış insan vücudundan gelen koku yıllarca hafızanızdan gitmeyecek. sırtına kundaktaki bebeğini bezle bağlayıp sakız satmaya çalışan güney amerikalı kadın dolu diğer vagonlar da. ha bir de sarı çizginin çok gerisinde bekleyin treni, bir manyak gelip itebilir, ve tutuklanmayabilir.
- bilişim sektöründe iş arıyorsanız unutun, her suyun başını (bkz: brown plague) hindular kapmış, sizi mülakat edenler de onlar ve hindu harici başkasının şansı yok.
- her sokak marijuana kokuyor, çünkü nasıl kokmasın, tek dert oymuş gibi bu eyalette yasal. ama keşke tek koku olsa, sidik, insan kiri, çöp, fare ölüsü, hindu, çin yemeği, defalarca kullanılmış sıvı yağ atığı…
- bir zenci size fiziksel şiddette bulunursa polis müdahale etmiyor çünkü gerizekalı demokratlar ırkçılık sayıyor zenciye polis müdahalesini. geçen bir eczaneden (bkz: cvs) alışveriş ederken zencinin birini çalarken yakaladılar güvenlikler, zenci adam bana dokunamazsınız diye elini kolunu sallaya sallaya çıktı gitti. her eczanede artık şampuanı bile camekanla kapatıyorlar butona basıp görevliye açtırıp alıyorsunuz. bu sebepten bazı mağazaların başında polis bekliyor. çünkü (bkz: kapitalizm)
- manhattan’da banka atm’lerinin içinde evsizler yuva yapmış, gece geç saatte gitmeyin.
- bazı marketlerin kapısında özellikle yakında mcdonald’s olanlar zenci bekliyor kapıyı açmak için, karşılığında para istiyor. gece geç saatte mcdonald’s seven eleven veya dunkin donut olan yerlerden uzak durun.
- evet aşırı gürültülü bir şehir, sürekli çalan siren, içince götü başı dağıtan avazı çıktığı kadar bağıran varoş beyazlar, iti havlayan komşular, apartman içinde bağırarak konuşan apartmanı hayatında daha yeni görmüş costco’cu beyaz medeniyetsizler bu şehirde.
- woke kültürü her yerde, ve türkler azınlık/woke kontenjanına girip de yol yapamayacak kadar beyaz.
- her restoran tıkış tıkış, sehpa ile aynı büyüklükte masalarda sırtınız kollarınız başkalarına değe değe yemek yiyorsunuz, servis bombok olsa da hesaba 20% bahşişi çakıp getirebiliyorlar. üstüne de nakit biraz daha atmanızı bekliyorlar mallar.
- aşırı bir latino akımı var, cumhuriyetçi eyaletler yasadışı göçmenleri otobüslerle buraya yolluyorlar ve bu adamlara kimlik sorulması ayrımcılığa girdiği için yasak. çünkü (bkz: woke).
- kafası çalışan insanla muhatap olma ihtimaliniz 1%’den düşük. eve tamire gelenler, kasiyerler, plaza girişlerindeki güvenlikler, kalın baldırlı yogacı ve alkolik beyaz kadınlar, hatta polisler bile gerizekalı. gerçekten söylüyorum hakaret etmek için değil adamların kafası istanbul’un sokak hayvanlarından daha az çalışıyor. ona göre cümle kurun.
- sokaklarda fareler yetmedi, ilkbahardan sonra hava soğuyana kadar her yerden çıkan çinden gelen kanatlı (bkz: lantern fly) çıktı ve mallar doğaya zararı olur diye zehirlemiyorlar, kendiniz ayaklarınızla ezin diyorlar şaka gibi ama maalesef değil.
- meyve, sebze, yiyecek, made in turkey yazan kalitesiz kıyafetler aşırı, gereksiz pahalı.
- spor salonları aşırı pahalı, ama içerde aletlerde bile sıra bekleyeceksiniz. yüzme havuzu saymıyorum çünkü en son zaman limiti koyduklarında üyeliği iptal ettirmiştim.
- son olarak da eğer şehirde umumi bir yere dokunursanız, metro koltuğu, kapı kolu, atm butonu, elinizde dezenfektan bulundurun. yaratıklarda el yıkama kültürü yok.