Öldüğü Ancak 3 Yıl Sonra Tesadüfen Fark Edilen Zavallı Kadın: Joyce Vincent

38 yaşındaki joyce vincent, 25 ocak 2006 tarihinde londra’da kaldığı sosyal konutta ölü bulundu. televizyonu açıktı. yerde yılbaşı için göndermek üzere hazırladığı hediye paketleri duruyordu. cesedi çürümüş ve tanınmaz haldeydi. posta kutusunda onlarca mektup birikmişti. buzdolabındaki yemekler küflenmiş ve kurumuştu. mutfak lavabosu bulaşık doluydu. 

ölüm nedeninin astım krizi ya da peptik ülser komplikasyonu sonucu olduğu sanılıyor. bu ölüm olağan görülen bir ölümlerden değildi. trajik bir ölümdü. çünkü ölüsü üç yıl sonra bulunmuştu. ailesinden, arkadaşlarından, komşularından hiçbirisi onun yokluğunu fark etmemiş, arayıp sormamıştı. kaldığı binanın yan tarafında büyük çöp konteynerleri bulunuyordu. bu yüzden komşuları daireden gelen kokuyu fark etmemişler. merdivenlerde, avluda oynayan çocukların gürültülerinden evden gelen televizyon sesini duymamışlar. 

kirasının yarısı, bir sosyal yardım kuruluşu olan konut derneği tarafından ödenen ve kendisine düşen pay otomatik olarak banka tarafından ödeniyordu. banka hesabında para kalmayınca kendi payına düşen pay ödenmediği için kira borcu birikince ve konut yetkilileri mülkü geri almaya karar vermişler. kendisine uyarı mektupları yollamışlar. haliyle mektupları posta kutusundaki diğer mektupların arasında kalmış. 

sonunda altı aydan fazla kira alacağı olan konut derneği kiracısını icra yoluyla çıkarmak için mahkeme kararı çıkartıyor. 25 ocak 2006 tarihinde icra memurları kapıyı kırıp içeri girince işte o zaman ölüsü bulunuyor. tanınmayacak haldeymiş. vücudu bozulmuş. aralık 2003'te öldüğü sanılıyor

film yapımcısı carol morley, haberlerde joyce vincent'ın hikayesini duyunca çok etkilenir ve hakkında dreams of a life adlı bir belgesel çeker. joyce vincent'ın eski arkadaşları ve aile yakınlarıyla görüşür. 19 ekim 1965'te londra'nın hammersmith semtinde doğan joyce vincent, 2001'de çalıştığı muhasebe şirketinden nedensiz ayrılmıştır: iş arkadaşları ayrılma nedeni olarak farklı hikayeler anlatırlar. ayrıldıktan sonra evlilik içi şiddet mağdurlarının kaldığı bir bakım evinde kalmış. aile içi şiddet/taciz mağduru olduğu için, utandığı ve tacizcisinin izini kaybetmeye çalıştığı tahmin ediliyor. afrika kökenli babası bir marangozmuş ve hint kökenli annesi o küçükken ölmüş. beş kız kardeşin en küçüğü ve aileden ingiltere'de yaşayan tek kişi buymuş.

evet ya, sefil hasan'ın dediği gibi: "yalnızlık değil, kimsesizlik zordur." ailenizi, dostlarınızı arayın sorun! onlara kimsesiz ve yalnız olmadıklarını hissettirin.