Ölülerden Gelen Mesajlar mı, Yoksa Bir Yanılgı mı: Elektronik Ses Fenomeni

Paranormal dünyaya olan ilgi, tarih boyunca insanların bilinmeyenle ilgili merakını yansıtmıştır. Elektronik Ses Fenomeni (EVP), bu merakın en ilginç ve tartışmalı alanlarından biri.
Ölülerden Gelen Mesajlar mı, Yoksa Bir Yanılgı mı: Elektronik Ses Fenomeni

electronic voice phenomena ya da kısaca evp, herhangi bir tür sesli aygıtın bulunduğu ortamda kayıt dışı olarak ortaya çıkan yada kaydedilen seslerin oluşturduğu fenomenin adıdır. bu seslerin normalde o ortamda ya da kayıtlarda bulunmuyor olması gerektiğinden varolmaları paranormal bir aktivite olarak algılanmaktadır.

konunun terim olarak hayat bulması 1959 yılında yönetmen bir isveçli vatandaşımızın film kayıtları esnasında ses bantlarında alakasız seslere rastlaması ve bunları iyice araştırdığında vefat etmiş annesinin sesini de seçebildiğini iddia etmesi ile başlar. zaten yönetmen de bu noktadan sonra kendini bu olaya vermiş, hatta konu ile iki kitap çıkartmıştır. sesle ilintili teknolojilerinin gelişmesi ve konudan muzdarip kişilerin artması ile evp paranormal aktivitelerin araştırıldığı en yaygın dallardan birisi olmuş, özellikle dijital kayıt teknolojilerinin ve internetin devreye girmesi ile büyük komünitelerin içine daldığı bir alan olarak ortaya çıkmıştır. olayda asıl dikkati çekmesi gereken detay evp örnekleri ile karşılaşan, yani gaipten sesler duymuş olan insan sayısının gün geçtikçe artmış olmasıdır ki konu ile ilgili gerek örnekler, gerek oluşmuş olan komüniteler, gerekse araştırmalar gün geçtikçe artmaktadır.

kesinlikle rasyonel bulmadığım bir olgu bu elektronik ses fenomeni. şöyle ki ünlü bir deyişin de dokundurma yaptığı gibi "yeterli sayıda maymun ve daktilo ile shakespeare'in tüm yapıtları bir daha yazılabilir" tamamen rastgele olan arka plan gürültüsü elbette yeterli süre dinlendiğinde bu şekil mesajlar duyulabilecektir. ki kanımca da dünyada yapılan her türlü gürültü incelemesinde aslında mesaj diye denk gelinen olgular başka bir sinyalin yarattığı interferancedan öte değildir.

bunu da sürekli olarak uzayı dinleyen seti'den henüz bir sonuç çıkmamasından anlayabiliriz. ki seti olgusunda dünyadan belirli bir interferance girmesi söz konusu değildir. yeri gelmişken uzaylı bulduk, sinyal alıyoruz diye bağırışan seti proflarının buldukları bu sinyalin, bir rus uydusu olduğunu fark etmeleri de çok zamanlarını almamıştı.

yine olayın bir başka boyutuna değinirsek, sürekli bu şekilde gürültü dinleyen bir insanın bir süre sonra halisünasyon görmeye başlaması da çok olasıdır. televizyonu acınız statik bir gürültü bulunuz ve 24 saat bakınız ekrana. bir de hafif alkol aldıysanız 24 saate kalmadan ne inler ne cinler görürsünüz, emin olun.

bu kavrama da white noise filmi ile denk geldim ki, filmi izlediğinizde oradaki kişilerin pek de şüpheci bilim adamı mantalitesi gütmedikleri ve hatta south park'ın the biggest douche in the universe bölümünde parmak basılan tipik medyum geyikleri çevirdiklerine de şahit olursunuz.