Ön Yargı Konusunda Daha Önce Farkına Varmamış Olabileceğiniz Gerçekler

Kendinizin adil ve ön yargısız biri olduğunu düşünüyorsanız bu içeriği okumanızı özellikle tavsiye ediyoruz.
Ön Yargı Konusunda Daha Önce Farkına Varmamış Olabileceğiniz Gerçekler
iStock

stanford üniversitesi araştırmacıları emily pronin daniel y. lin, ve lee ross 2002 yılında bir araştırma yaptı. bunun bugüne kadar yapılmamış olması ilginç. galiba bilim insanlarının kör noktasında kalmış bu kavram.

kahramanımız bu:


eşi olan beyefendi:


konumuz ön yargı kör noktası

hanım kızımız yapmış olduğu araştırmada şu sonuçları bulmuş.

1. insanlardan bir sosyal çatışmayı değerlendirmeleri istendiğinde, genellikle kendi yorumlarının adil olduğunu, ancak diğer insanların yorumlarının önyargılı olacağını varsaymaları bir ön yargı kör noktasıdır.

2. başkalarındaki önyargıları tespit etmede iyi olsalar bile, insanların kendi önyargıları söz konusu olduğunda kötü “önyargı algılayıcıları”dır.

3. insanların, kendilerine önyargının açık bir açıklaması verilse ve bunun akıl yürütmelerini etkileyip etkilemediği sorulduğunda bu ön yargının kararlarını ve tutumlarını etkilemediğini düşünmeye eğimlidirler.

4. insanların yargılarında ve karar verme süreçlerinde önyargıları başkaları değil kendileri fark ettikleri durumlarda bile yargılarının ve kararlarını ön yargıdan etkilenmemiş, objektif olarak verdiklerini varsaymaya eğimliymiş.

"e tamam ama ne var bunda?" diye düşünebiliriz fakat kazın ayağı öyle değil. bu bir kör nokta olduğu için oradan hep kazalar gelir ve bu kazaların çarpışmaların neden olduğunu hiç anlayamayız. oradan gelen kazalar her zaman gözden kaçacak ve farkındalık halinde bile ona karşı koymakta zorlanacağız.

araştırmacı ablamız kişinin eşi ve işinde yaşadığı ve çözülemeyen sorunlarının birçoğunda karşılıklı kör noktaların kesişmesi durumunun sıklıkla altta yatan neden olduğunu söylüyor. bir sorununuz var ve çözmek niyeti ile hareket ediyor ve yine çözemiyorsanız bu yazdığımı hatırlayın ve karşınızdakinin ön yargı kör noktasını göstermeye çalışmak yerine elinizden geldiğince kendi ön yargı kör noktanınızı tespit etmeye çalışın. bu durumda bile çözüm zor. ama bir şans var.

çünkü taraflardan biri dahi ön yargısının farkına varırsa tartışma bir körler savaşı yerine bir kör ve bir "göre"nin kavgasına döner. böyle bir kavga/tartışma çözüm olasılığı taşır ama çift taraflı körlükte çözümsüzlük devam eder.

filistin ile israil arasında da aynı şey var. bu aynı odada yaşadığınız iş arkadaşınız, eşiniz, çocuğunuz ve babanızla da geçerli. küçücük adada bir sürü bölünmüşlük...

kör nokta tespiti yapacak ayna takılmadıkça, bu kavgalar konuşarak çözülmez. araştırmacı ablamız böyle söylüyor. ona hayatta başarılar eşi beyfendiye de iyi bir beraber bulmasını diliyor,  sözlük ahalisine kör noktalara dikkat etmelerini tavsiye ediyorum. unutmayın: kedilere yem veren iki insanın teorik olarak anlaşamamaları mümkün değildir.

ve son not

bölünmüşlük, sınırlar ister. ister ülkeler arasında, isterse kişiler arasında olsun. bu bir çözüm değil çözümsüzlüğün kabulüdür. niye çözümsüzlüğü kabul ediyorsunuz? ihtiyacınız olan sadece bir ayna, kendi kör noktalarınızı gösteren bir ayna...

kaynak