Orta Çağ'da Sanığın Ateş ve Suyla Yargılandığı Tüyler Ürperten Hukuk Sistemi: Ordali

İlk ve Orta Çağ'da adalet arayışı, bugünün hukuk anlayışından oldukça farklıydı. Suçluluk veya masumiyet; tanık veya delil yerine ateş, su ve işkenceyle belirleniyordu.
Orta Çağ'da Sanığın Ateş ve Suyla Yargılandığı Tüyler Ürperten Hukuk Sistemi: Ordali

vii. yüzyıl fransa’sında ya da xii. yüzyıl rusya’sında yaşadığınızı hayal edin. bir anlaşmazlık sebebiyle mahkemeye çağırıldınız. elinizde suçluluğunuzu ispat edebileceğiniz herhangi bir kanıt yok. aynı zamanda sizi dava eden kişinin de bir kanıtı bulunmuyor. ortada sizi suçlayan yalnızca iddialar var. adli görevliler bu uzlaşmazlığı çözebilmek adına elinizi kaynar suya sokuyorlar. belirtilen süre sonunda acı içerisinde elinizi sudan çekiyorsunuz. eğer haşlanmış ve yara olmuş ise siz suçlusunuz, tam tersine, eliniz sağlıklı görünüyorsa mahkemede kazanan taraf sizsiniz. evet, orta çağ hukukunun oldukça tuhaf yöntemlerinden biri: ordeal (ordali). temelde iki ana çile (ordali) biçimi vardı: ateş ve su. tanrı, sonuç yoluyla suçluluğu belirleyen olarak görülüyordu.

nehir ordali

bir suçla itham edilen kişinin nehir tanrısının yargılamasıyla suçlu olup olmadığını tespit etmek için gerçekleştirilen bir uygulamaydı. hemen her dönemde uygulanan nehir ordali ile ilk kez eski sumer döneminde (mö 2300’ler civarı) karşılaşılmaktadır. nehir ordali ur-nammu kanunu , ana ittišu serisi ve hammurabi kanununda yer almaktadır. kanunlar dışında eski, orta ve yeni asur, eski, orta ve yeni babil, hitit, gibi hemen her dönemde ve elam, ugarit ve nuzi metinlerinde görülmektedir. olması”. nehir ordali suçlamanın kanıtlanmasının çok zor olduğu yani şahit veya görgü tanıklarının bulunmadığı durumlarda tercih edilen bir uygulamaydı. nehir ordali’nin özellikle tek bir sanık için uygulandığı, sanık nehre dalıp öldüğü durumlarda herhangi bir mahkeme kaydı tutmaya gerek yoktu. çünkü artık sanık ölmüş ve suçu sabitleşmişti. (bkz: su ordali)

ateş ordali

işkencenin bir biçimiydi. yangın çilesi, tipik olarak sanığın kızgın saban demirleri üzerinde veya kızgın demir tutarak belirli bir mesafeyi, genellikle 9 fit (2,7 metre) veya belirli sayıda, genellikle üç adım yürümesini gerektiriyordu. masumiyet bazen yaralanmanın tamamen olmamasıyla kanıtlanırdı, ancak yaranın sarılıp üç gün sonra bir rahip tarafından yeniden incelenmesi ve tanrı'nın onu iyileştirmek için müdahale ettiğini ya da sadece iltihaplandığını söyleyen bir rahip tarafından yeniden muayene edilmesi daha yaygındı.

kaynayan su ve yağdan bir şey alma ordali

togo gibi batı afrika'nın belirli bölgelerindeki köylerde yağ kaynatılarak deneme uygulaması yapılıyordu. bu denemenin iki ana versiyonu vardı. bunlardan birinde, sanıklara kaynar yağ dolu bir kaptan bir eşyayı almaları emrediliyor, bunu reddedenler ise suçlu sayılıyor.diğerinde hem sanık hem de suçlayan, kaynayan yağdan bir parça çıkarmak zorunda kalırdı ve eli zarar görmeyen kişi veya kişiler masum ilan edilirdi.

ordali uygulamasının avrupa’daki ilk örnekleri ms 500’lü yıllarda belirdi. uygulamaya dair ilk bahis, 510 tarihli salic yasasında yer aldı. genellikle bu yasaya göre ordali, kaynar su vasıtasıyla uygulanırdı. ekseriyetle özgür insanlara uygulansa da bazı istisnai durumlarda köleler de nasibini alabilirdi. sanık, kaynayan bir suya elini sokup, suyun dibindeki taş ya da diğer bir nesneyi almalıydı. bu işlem neticesinde elin haşlanmasından kaynaklanan yara temiz ise bu durum sanığın suçsuzluğu anlamına geliyordu. öte yandan eldeki yanıklar fazla ve kirli ise sanık suçlu bulunurdu.

ordaliler ya başkan, yargıç tarafından dayatıldı ya da tarafların kendileri tarafından seçildi. yetkili bir hakim tarafından dayatılan veya izin verilen eylemi onaylayan , tanrı'nın, sanığın suçluluğunu veya masumiyetini ortaya çıkaracak şekilde gerçeğin açık bir tezahürünü vermesi bekleniyordu. bu öncüllerden, mutlaka adil bir kararın çıkması gerektiğine inanılıyordu.

kaynak 1kaynak 2kaynak 3kaynak 4kaynak 5kaynak 6