Osmanlı Padişahları İçki İçer miydi?

Osmanlı padişahları alkol kullanır mıydı? İçki içen Osmanlı padişahları kimler? Kaynaklar doğrultusunda merak edilen bu soruların cevabını arayalım.
Osmanlı Padişahları İçki İçer miydi?
4. Murad

kimileri 'evet, içer zilzurna gezerlerdi'; bir kısım ise, 'kesinlikle içmezdi, tüm padişahlar namazında, niyazında gayet sofu adamlardı' derler. peki işin aslı astarı nedir? bu konuda kaynak olarak yerli ve yabancı tarihçilerle, dönemin gezgin ve kroniklerinden faydalanabilinir.

sonda söyleyeceğimizi en baştan söyleyelim: 36 padişahın birçoğu dindardı ve hayatları boyunca içki içmemiş, çevresine de içirtmemiştir. bunlardan 5 tanesinin içki içtiği yönünde kayıt vardır.

osmanlı'nın kuruluş döneminde osman gazi, orhan gazi ve 1. murat'ın içki içtiği yönünde bir kayıt bulunmamaktadır.

osmanlı'nın kuruluşundan 2. selim'in tahta geçişine kadar geçen süre boyunca, yıldırım bayezid haricinde herhangi bir padişahın içki içtiğine dair bir kayıt, ne osmanlı ne de yabancı kaynaklarda yer almaz. tarihçi sâdeddin efendi kendini şaraba veren ilk osmanlı hükümdarı olarak yıldırım bayezid'den bahseder. bu hükümdarın zamanında vuku bulan bütün faciaları ve çocuklarının bedbahtlıklarını da buna atfeder. (bkz: fetret devri)

Yıldırım Bayezid

kanuni sultan süleyman zamanında, fetihlerle artan gayrımüslüm nüfusun da etkisi ile şarap başta olmak üzere alkollü içkiler ülkede epeyce yaygın hale gelmişti. sultan süleyman 1555'te bütün otoritesini kullanarak buna karşı çıktı ve şiddetli bir iradeyle tüm müslümanlara içkiyi yasak etti. hatta, bu yasağın ilk günlerinde istanbul'a şarap yüküyle gelen gemileri yaktırdı. padişah, şarap yasağına karşı öyle sert davranıyordu ki, kuran'ın bu yasağına karşı gelmeye cüret edenlerin, sarhoş halde yakalandıkları yerde boğazlarına erimiş kurşun akıtılmasını emretmişti.

Kanuni Sultan Süleyman

gayrımüslümlerin ise kendi evlerinin ihtiyacı için gerekli olan şarabı, evlerinde imâl etmeleri serbestti. eski bir adete göre, ermeni patriği her sene veziriazam'a müracaat ederek şarap yapmak için onun iznini ve gerekli fermanı alırdı. bu izin imparatorluğun müslüman olmayan bütün tebaası için geçerli olurdu.

2. selim tahta çıkışından birkaç hafta sonra, cülus şenlikleri yapılmasını emretti ve bu vesile ile babasının koymuş olduğu şarap yasağını kaldırdı. bu hal imparatorlukta büyük şaşkınlığa ve çeşitli dedikodulara yol açtı. şaraba düşkün olanlar bu kararı alkışlıyorlar, koyu dindarlar ise ateş püskürüyordu. bu hükümdarın sefahati o dereceye vardı ki, halk kendisine sarhoş lakabını taktı. (bkz: sarhoş selim) onun hükümdarlığı zamanında şarap istimali osmanlı tarihinde ilk defa müslümanlar arasında da yaygın hale geldi. öyle ki, artık kimse içki içtiğini saklamaya da lüzum görmüyordu, ülkenin her sınıf insanları kadar kimi kanun adamları da alenen içmekten çekinmez oldular.

2. Selim

16. ve 17. yüzyıldan itibaren osmanlı hakkında yazılan kitap ve kroniklerde büyük artış yaşanmıştır. özellikle avrupalı sefirler ve gezginler gerek kendi hükümdarlarına sunmak gerek marco polo gibi şöhret kazanmak için bu dönemde birçok kitap yazmışlardır. bunların hemen hepsi bu dönemde padişahların ve paşaların içki içmediklerinden, geçtikleri yerlerin yakınlarında hristiyan veya kaçak içki yapan bektaşi köyleri yoksa şarap bulamadıklarından yakınırlar.

daha sonraları 3. mehmed, 1596 da, kanuni'nin yasağını sert bir iradeyle yenilemiş, 1. ahmed ise bu hususta ondan da ileri gitmiştir. bu padişah, 1613 yılında, istanbul'da ve bütün imparatorluktaki meyhaneleri yıktırmış, şarap ve her türlü sarhoş edici içkilerin fıçılarını parçalatmıştı. şarap ticareti üzerine halkın haklarının koruyucusu olan şarab emîni mansıbını da lâğvetmişti.

1. mustafa ve 2. osman bu yasağı biraz esneterek tatbik ettiler.

ama 4. murad, günden güne artmaya başlayan bu alışkanlığa en büyük darbeyi indirdi. 1633'te şarabı yasak eden kanunu yeniledi. hattâ, kahve, çubuk ve afyonu da yasak etti; bütün kahvehanelerin ve selefleri zamanında gizlice yapılmış olan meyhanelerin köklerini kazıdı. yasaklarına uymayanlara ölüm cezası koydu ve bu gerçekten önemli sayıda müslüman’ın hayatına mal oldu. yakalandığı hastalık sebebi ile ağrılarını dindirmek için bizzat kendisi afyon ve morfin kullanan 4. murad, gece, gündüz tebdili kıyafet dolaşarak yakaladığı sarhoşları, hatta sadece nefesi şarap kokanları bile cellada teslim ediyordu. emirlerinin taşrada da yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmek için bizzat bursa'ya bile gitti. bir defasında da boğaziçi’nde yalpalayan bir sarhoş görünce, kendisi yayını çektiği gibi adamı oklayıp öldürdü.

4. Murad

daha sonra gelecek olan 3. ahmed, 2. mahmud ve 5. murad'ın da içki içtiği yönünde rivayetler vardır. rivayetler diyorum çünkü bunu kesin bilmek zordur, osmanlı padişahları, aileleri dâhil, hiç kimseyle beraber çok sık yemek yemezlerdi. hatta buna dair fatih kanunnamesinde hüküm de vardır. sultan abdülhamid"in son senesine kadar da bu gelenek devam etmiştir.

bunlar haricinde çoğu padişah içki içmedi; hiç değilse tarihçilerin naklettikleri böyle.

kaynak: 18. yüzyıl türkiyesinde örf ve adetler (m. de m. d'ohsson)
(bkz: joseph von hammer-purgstall) (bkz: osmanlı tarihi)
(bkz: alphonse de lamartine)