Pablo Escobar'ın Kendi İçin İnşa Ettirdiği Lüks Hapishane: La Catedral

Kolombiya, Medellin'de bulunan özel hapishane La Catedral, Pablo Escobar ile Kolombiya hükümetinin anlaşması üzerine inşa edilen, oldukça ilginç bir cezaevi.
Pablo Escobar'ın Kendi İçin İnşa Ettirdiği Lüks Hapishane: La Catedral

pablo escobar, araba hırsızı olarak başladığı illegal hayatına, küçük çaplı bir kaçakçı, bir tık üstü adam kaçırma ve nihayetinde "kokain kralı" ünvanını alarak arş-ı ala'ya çıkarmıştı.

her şeyin bir bedeli olduğu gibi bu ünvanın da bir bedeli vardı. escobar, rakip uyuşturucu kartelleri ve çeşitli ülkelerin hükümetleri de dahil olmak üzere çok sayıda düşman edinmişti. bu düşmanların buluştuğu ortak bir nokta vardı; escobar'ın hayatını ve imparatorluğunu yavaş yavaş ortadan kaldırmak...

cali karteli ile olan rekabeti 300'den fazla ortağının ve ailesinin hayatına mal oldu. ayrıca escobar, carlos lehder gibi uyuşturucu baronlarının amerika birleşik devletleri'ne iade edildiğini ve ochoa kardeşler gibi diğerlerinin de teslim olup hapse girdiğini görmüştü. bir başka kolombiyalı uyuşturucu baronu olan gonzalo rodriguez gacha ve oğlu polisle girdikleri silahlı çatışmalarda ölmüştü. bardağı taşıran son damla ise kızı manuela'nın evinde meydana gelen bir bombalı saldırıda yaralanması oldu.


escobar teslim olmak istiyordu ama kolombiya hükümetinin kendisini abd'ye iade etmesinden korkuyordu. en çok korktuğu şey de buydu. "kolombiya'da bir mezar, abd'de bir hücreden daha iyidir" derdi.

escobar hükümetle diyaloğa girdi ve altı ay süren gizli pazarlıkların ardından hapse girmeyi kabul etti. ancak hapishane kendi şartnamesine göre ve kendi seçtiği bir yerde inşa edilecekti. öncelikli görevi kaçmasını önlemek değil, onu düşmanlarından korumak olan kendi kişisel muhafızları olacaktı. escobar'ın rakiplerinden biri olan general miguel maza'nın görevden alınması da dahil olmak üzere bir dizi koşul belirledi. bu düzenlemeler karşılığında hükümet escobar'ı abd'ye iade etmeyeceğini taahhüt etti. escobar'ın sahte hapsi ülke için utanç verici olsa da, hükümetin ulusal bir baş ağrısından kurtulmasına yardımcı olacaktı. anlaşma aynı zamanda kartel liderinin amansız takibine harcanan maliyeti bitirecekti.

escobar resmen teslim olmadan önce medellin şehrine bakan tepelerde hapishanesinin inşaatına başlandı. yüksek konum escobar'a on beş yıldan fazla bir süre fiilen yönettiği şehri kuş bakışı görme imkânı sağladı. escobar ayrıca, ordunun ya da rakip kartellerin yerleşkeye hava saldırısı düzenlemesini neredeyse imkânsız hale getirecek sarp topografyayı da takdir ediyordu.


escobar 19 haziran 1991'de yetkililere teslim oldu. aynı gün helikopterle yeni inşa edilen "hapishanesine" nakledildi. yerleşkeye, ihtişamı ve içerdiği olanaklar nedeniyle "la catedral" adı verildi. bazıları buraya "club medellin" ya da "hotel escobar" diyordu. gardiyanlar buranın maksimum güvenlik değil, maksimum konfor sağladığını söyleyerek şaka yapıyorlardı.
la catedral'de bir futbol sahası ve müdür için bir ev, yedi nöbetçi kulesi ve yamacın yukarısında büyük bir bina da dahil olmak üzere çeşitli binalar bulunuyordu. escobar'ın dönen bir yatağı, jakuzili bir banyosu, diskoteği, barı, spor salonu, bilardo odası ve kızının onu ziyarete geldiğinde oynaması için bir bebek evi olan kendi süiti vardı. cep telefonları, telsiz vericileri ve faks makinesi sayesinde karteline günde 60 milyon dolar kazandıran ve amerika birleşik devletleri'ne gönderilen kokainin yüzde 80'inin kontrolünü sağlayan işlerini yürütebiliyordu. buna ek olarak, medellin şehrine ve ailesinin yaşadığı binaya tepeden bakmasını sağlayan güçlü bir teleskop kurdurmuştu. escobar cep telefonuyla kızıyla konuşurken bir yandan da teleskoptan ona bakıyordu. tüm yerleşke on metre yüksekliğinde bir çit ve elektrikli dikenli tellerle çevriliydi.

uyuşturucu baronunun hapiste olduğu süre boyunca her hafta her türden insan escobar'ı ziyarete geldi. bunlar arasında arkadaşları, iş ortakları, politikacılar, güzellik kraliçeleri ve fahişeler vardı. partiler sıradan şeylerdi. kral 42. doğum gününde medellin'deki en iyi şeflerden bazılarını tuttu ve gösterişli bir ziyafet verdi. hatta hapishanesinde bir düğün bile düzenledi.


escobar düzenli olarak futbolcuları maç için hapishaneye davet ederdi. kolombiya milli takımı'nın yirmi iki oyuncusu, 1994 dünya kupası elemelerinin başlamasından önce la catedral'i ziyaret etmiş ve dünyanın en ünlü futbol kulüplerinden biriyle dostluk maçına çıkmıştı. hapishane gardiyanları saha kenarından içecek servisi yapmış ve daha sonra barda garson olarak görev almışlardır.

escobar istediğini yapmakta özgürdü, ancak para konusunda çıkan bir anlaşmazlıkta dört kişini işkence edilerek öldürülmesini emrettiğinde, hükümet işlerin çok ileri gittiğine karar verdi ve escobar'ı uygun bir hapishaneye taşımaya karar verdi.

22 temmuz 1992'de, adalet bakan yardımcısı eduardo mendoza, değişiklikleri bildirmek üzere escobar'la görüşmeye gitti. escobar çok öfkelendi ve mendoza'yı öldürmekle tehdit etti. mendoza'nın rehin alındığı haberi yetkililere ulaştığında kolombiya ulusal ordusu hapishaneyi kuşattı ve ordu ile escobar'ın muhafızları arasında çatışma çıktı. ortaya çıkan karışıklıkta escobar, inşaat sırasında tesisin içine inşa ettiği bir kaçış yolundan kaçmayı başardı.

kolombiya hükümeti büyük bir insan avı başlattı. binlerce asker ve polisin medellin sokaklarını taramasına rağmen escobar, yetkililerin kendisini yakaladığı 2 aralık 1993 tarihine kadar on yedi ay boyunca yakalanmaktan kurtulmayı başardı. uyuşturucu baronu kaçmaya çalışırken vurularak öldürüldü.


la catedral uzun yıllar boyunca terk edilmiş halde kaldı. hurda avcıları burayı küvet, boru, kiremit ve çatı malzemeleri de dahil olmak üzere değerli her şeyden arındırdı. la catedral'de kaldığı süre boyunca escobar hapishaneye süt kutuları içinde nakit para kaçırmıştı. yerleşkede hala milyonlarca dolar içeren teneke kutuların gömülü olduğuna dair söylentiler yayılmış ve escobar'ın servetinden kalıntılar bulma umuduyla mekanın altını üstüne getiren hazine arayıcılarını cezbetmişti. hiçbir şey bulunamadığı bildirildi.

2007 yılında kolombiya hükümeti 28.000 metrekarelik araziyi, burayı bir şapel, bir kütüphane, bir kafeterya, bir misafirhane, atölyeler, ekolojik bir parkur ve kartel kurbanlarına adanmış bir anıta sahip bir "dini ve kültürel turizm merkezi "ne dönüştüren münzevi benedikten rahipleri kardeşliğine ödünç verdi. kampüste ayrıca şehirdeki uzun süreli bakım tesislerini karşılayamayan yaşlılar için bir sığınak da bulunuyor.

escobar'ın parmaklıklar ardında resmedildiği devasa resmi, beton duvarda asılı duruyor. yüzünün altında "tarihini bilmeyenler onu tekrar etmeye mahkumdur" yazıyor.

kaynak1