Patlamasından Korkanlar İçin Düdüklü Tencere Kullanımına Dair Her Şey
ben klasik düdüklü tencereden şaşmayan biriyim, o yüzden onu anlatacağım. modern düdüklü tencelerin zaten kullanma kılavuzu vardır, oradan bakarsınız.
klasik düdüklü tencerelerin üzerinde iki tane çıkış bulunur: biri açılıp kapanan ve üzerinde indirme kaldırma çubuğu bulunan bir anahtardır, diğeri ise üzerinde çekince gelen bir halka bulunan sabit anahtardır. sizin kullanıcı olarak sabit olanla (yani üzerinde yuvarlak bir çekme mekanizması bulunan anahtar) hiçbir işiniz yok; temiz tutup (içine pirinç, mercimek tanesi falan kaçıp mekanizmayı engellemesine dikkat edin) açılıp kapanıyor olmasına dikkat edin yeter. o, güvenlik sübabıdır, öteki çıkışı yanlış kullanırsanız veya tencereyi ateşte unutursanız patlama olmasın diye havanın çıkacağı son seçenektir. temiz tutun, arada bir yukarı çekip çalışıp çalışmadığını kontrol edin yeter, onun dışında unutabilirsiniz.
sizin tek işiniz açılıp kapanan çıkış ile.
düdüklünüzü aldınız ve ilk kez kullanmaya karar verdiniz, bir kere tencereyi asla ağzına kadar doldurmamalısınız. bu tehlikeli. (suyun kaynamayıp genleşmesi için alana ihtiyacı var) tencereyi mutlaka en az 1/3'ü boş kalacak kadar doldurun. tencere alırken hacim seçiminizi de buna göre yapın. o tencerenin en az 1/3'ü boş kalmalı.
- düdüklü tencerenin içine malzemeleri koyun, (demin bahsettiğim kuralı unutmayın) kapağını kapatın (kapaklar bombeli olur, takıp çıkarmaya zamanla eliniz alışır, ama doğru şekilde kapattığınızdan emin olun)
- aşağı-yukarı indirilebilen anahtar yukarı bakacak şekilde ateşe koyun, içindeki su kaynama sıcaklığına (100 santigrad derece) yaklaştıkça, yavaştan fısssss diye buhar çıkmaya başlayacaktır. içindeki suyun iyice fokur fokur kaynadığından emin olana kadar bekleyin (30 saniye falan) o buhar çıkışı iyice kuvvetlensin. sonra anahtarı aşağı indirin.
- anahtarı aşağı indirerek şunu diyorsunuz, "sevgili su, sen atmosfer basıncında 100 derecede kaynıyorsun ama ben senin buharının çıkışını kapatırsam, içerideki basınç artar ve sen 100 derecede kaynayamazsın, 100 derecenin de üzerine çıkarsın, 120'leri görürsün, böylece yemek çabuk pişer"
- suya bunu söyleyip anahtarı aşağı indirdikten sonra ocağı kısmadık farkındaysanız, ocağı kısmak için, o anahtardan suyun 120'ye yaklaştığını söyleyen "pisssss" sesini bekliyoruz. o pissss sesi geldiğinde, "evet içerisi 120 dereceye yaklaştı, ocağın altını kısayım ki ısı benim için tehlikeli boyutlara gelecek kadar yükselmesin" diyoruz ve ocağın altını en kısık seviyeye getiriyoruz.
- artık yemeğimiz 115-120 derece arasında pişecek.
- demin bahsettiğim, işimiz olmayan güvenlik sübabı da burada devreye giriyor işte. eğer bizim anahtarımız arızalanır ve 120 derecede güvenli şekilde buhar çıkışı sağlayamazsa, bir sonraki adım 130 derece. eğer içerideki suyun sıcaklığı 130 derece olursa, güvenlik subabından çıkar çünkü o subap ona göre ayarlıdır. (zaten ötekinden güçlüdür dikkat ederseniz)
- düdüklünün kısık ateşte pisss sesi bizim pişirme süremiz boyunca devam etti ve süre doldu. kapatıyoruz altını ve kendi kendine soğumaya bırakıyoruz. soğumaktan kasıt, suyun 100 derece altına inmesi, bu da en fazla 15 dakika sürer.
- düdüklüyü hemen açmak için soğuk suyun altına tutmak teorik olarak sakıncalı değil ama 120 derecedeki bir tencereyi elinizle tutup başka bir yere taşımayın derim. eliniz yanar, düşürürsünüz falan allah korusun. 15 dakika bekleyin bence.
- bekledikten sonra başlangıçta kapattığımız düğmeyi açıyoruz, bir hava çıkışı olmadığına emin oluyoruz. (içinde basınç kalmadı anlamına geliyor) ve düdüklünün kapağını açıyoruz.
afiyet olsun.