Road Runner'ın Peşinde Kendini Deli Gibi Yapan Coyote Karakteri Nasıl Ortaya Çıktı?

Looney Tunnes'in en sevilen çizgi filmlerinden Wile E. Coyote ve Road Runner'ın bahtsız karakteri Coyote'nin ortaya çıkış hikayesi.
Road Runner'ın Peşinde Kendini Deli Gibi Yapan Coyote Karakteri Nasıl Ortaya Çıktı?

coyote belki de looney tunes dünyasındaki en bahtsız ve en sevilen karakterlerinden biridir. hatta kendisi için onu sevmeyen ölsün bile denilebilir.

her bölümde kurnazlığını ve aklını kullanan karakterimiz aynı zamanda da sürekli aç bilaç dolanmaktadır. defalarca road runner'ı yakalamaya çalışır ve bunu başarsa bile tam yemeye çalışırken her zaman bir bahtsızlıkla karşılaşır ve sonuca ulaşamaz.

genelde hayvansal içgüdüler yerine insansı tavırlara sahip çakalımız akla hayale gelmeyecek, saçma sapan, karmaşık mekanizmalar kullanır. temelde acme corporation adı verilen bir şirketten türettiği bir plan üzerinden malzeme satın alır ve her zaman komik bir şekilde geri tepen planının ardından bizi güldürmeyi ve tebessüm ettirmeyi başarır.


peki komedi ve çizgi film dünyasının bu komik marabası, ilyas salman'ı nasıl ortaya çıktı da hala bizi güldürmeye devam etmektedir?

ilham garip bir duygudur ve bu duyguyu yeşertmenin bir yolu da başka bir şeyden etkilenmekten geçer. onun için pablo picasso'nun şu sözü, "iyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar aşırır" genelde bu durum için çok gerçekçi ve acımasız bir öz eleştiri niteliğindedir.

neyse, konumuza geri dönecek olursak, coyote'nin yaratıcısına da bu soruları yöneltmişler. chuck jones, yaptığı röportajda şöyle bir cevap vermiş:


"gençliğimden beri her zaman çok okudum ve gençliğimin en büyük şanslarından biri de etrafımda hep kitap olmasıydı. babam özellikle kiraladığımız ve yeni taşındığımız her evde eşyanın ve bir kütüphanenin olmasına dikkat ederdi ve bu durum babamda her zaman bir kriter haline getirmişti.

bu durum benim mark twain'i bulmama vesile olmuştu, yine taşındığımız bir evde sadece etrafta dolaşıyordum, muhtemelen yaklaşık beş ya da altı yaşındaydım ve tom sawyer adlı kitapla karşılaştım. o küçük beynim kitaptan o kadar etkilenmişti ki mark twain'in yazdığı her şeyi okumaya devam ettim... ve hepsini sevdim.


coyote'yi ise yine mark twain'in posta arabasıyla nevada, carson city'ye seyahat etmek hakkında yazdığı bir günlük olan roughing it'in dördüncü bölümünde buldum. twain, bu bölümde çakalı,(uzun, ince, hasta ve üzgün görünen bir iskelet ... want'ın yaşayan, nefes alan bir alegorisi) neredeyse herkesin tarif ettiği kadar doğru bir tanımla perçinliyordu. okudukça çakal da gözümün önünde insanlaşıyordu. ve bu benim için yeni bir haberdi. bir çakalın insan gibi olduğunu hissettiğim hiçbir şeye rastlamamıştım.

bu, çakalın özelliklerini bu şekilde insanlaştırmanın genç zihnim için yeni bir kavramdı. ve daha sonra zihnim sadece çakalları değil, tavşanları, domuzları, ördekleri, tavukları ve çok daha fazlasını insanlaştırdığı için bu düşüncenin onu hayatı boyunca beni nasıl takip ettiğini görebilirsiniz. açıkçası, beş ya da altı yaşındayken fikir aramıyordum ama yine de buldum. ve mark twain bana, animasyon karakterlerinin bizim düşündüğümüz gibi düşünmelerini sağlayan bir anahtar verdi."

kaynak