Rock Müziğin Ana Akım Piyasada Güç Kaybetmesinin Sebepleri Nelerdir?

Tabii ki rock ve türevleri asla ölmez ancak ana akım müzik piyasasında kan kaybettikleri de bir gerçek. Rock, neden popüler müzikte eskisi kadar etkili değil? Sözlük yazarlarının yorumlarıyla değerlendirelim.
Rock Müziğin Ana Akım Piyasada Güç Kaybetmesinin Sebepleri Nelerdir?
Merhum Soundgarden ve Audioslave lideri Chris Cornell.

Zaman değişiyor

çünkü zaman geçtikçe daha yüzeysel eserler popülerleşiyor. daha doğrusu insanoğlunun müziğe bakış açısı değişiyor. ne demek istedim?

şunu demek istedim ki bundan 300 yıl önce müzik dediğimiz şey daha tiyatraldi. insanlar giyinip, kuşanıp bir ciddiyet içinde müzik dinlemeye gidiyorlardı. senfoni orkestraları dışında müziğe erişim yoktu. bu yüzden tüketim yavaştı ve besteciler bestelerini yıllarca uğraşıp yazıyordu çünkü adamın diğer senfonisi eskimiyordu.

50 yıl öncesinde önden blues ve caz, devamında ise rock, metal, progresif rock gibi türler gelişti. insanların tüketimi bir nebze daha arttı. herkes, evindeki plaklar vasıtasıyla bu müzikleri dinleyebiliyordu. ama yine de tüketim bugüne göre azdı. plağa erişim, maddi olanaklar, walkman tarzı şeylerin olmaması vb... eskiden albüm bekleme diye bir olay vardı. çıkacağı haber verilen albüm için fanlar beklerdi falan.

şu an ise götünün üzerinde, yolda yürürken, otobüste, aklına gelebilecek her yerde müzik dinleyebiliyorsun. bu yüzden komplike besteler dinlemek yerine günlük hayatında bir beat, yormayan, akıl yürütmek zorunda hissetmediğin şeyler tüketmek istiyorsun. bu yüzden de müzik kaliteleri sığlaşıyor.

eskiden yazımı yıllar süren senfoniler vardı. beethoven bir senfonisinin sırf bass kısımlarındaki çalgıları yazarken kaç ay harcamıştır sizce? veyahut rock grupları bir parça yaparken basçısı, gitaristi, davulcusu, vokali kaç ay kafa patlatıp, parçanın üzerinde çalışmıştır? şimdi ise youtube’de izleyebileceğiniz gibi; insanlar tek odada, bir saatte albüm yapabiliyor. yapıyor da tabii ki bu eserler sığ oluyor. her line'ın üstüne düşünülmemiş olduğu ilk dinleyişten anlaşılıyor. ortada catchy bir nakarat, earworm oluşturan riffler koyunca zaten tüketimi cayır cayır oluyor. bu yüzden uzun süre dinlenmeyen ama hızlı tüketilen içerikler şu an daha popüler. bilmem anlatabildim mi?

The Beatles, ünlü Abbey Road stüdyosunda.

Tür ve anlayış farkı

80'lerin sonu ve 90'ların başında çıkan rock akımlarının punktan türeyen thrash ve grunge ile sınırlı kalması. rock'ın en ilkel türünden türeyen bu akımların da kendilerinden sonra nitelikli akımlara ilham olmaması. mtv'nin bu iki popüler ama sığ türü averaj dinleyiciye kakalayarak para kazanırken, 60 ve 70'lerin rock kültürü ile 90'lar dinleyicisi arasına "duygusal" bir hendek örmesi. bu sayede de nitelikli yeni rock dinleyicisi ve dolayısıyla yeni nitelikli müzisyen yetişmesini bir anlamda engellemesi.

bunun dışında; kayıt imkanlarının çok kolaylaşması, kolektif üretime ve prodüktöre ihtiyacının kalmaması gibi yan sıkıntılar da var elbette.

Nirvana

Menajerler?

mainstream rock’tan konuşuyorsak esas nedeni bence global piyasada prodüktörlerin menajerlerin artık koskoca gruplar ve grupların her bir şımarık elemanıyla uğraşmak istememesidir. bugün bir prodüktör guns n roses’tan kazandığı parayı salak da olsa justin bieber’dan ya da dj khaled’den rahatça kazanıyor. neden bir grubun her bir elemanını mutlu etmek, grubu bir arada ve üretken kılmak için çaba harcasın ki? müzik piyasasında artık her şey para ve kâr-zarar ilişkisi. o da para kazandırıyor, bu da. rihanna gibi tek bir şımarıkla uğraşmak müzik piyasasına aerosmith veya u2 gibi beş şımarıkla uğraşmaktan daha kolay geliyor. hepsi bu.

Almost Famous filminde Jimmy Fallon, arkasındaki rock grubuna menajerlik eden Dennis Hope rolünde (2000).

Türkiye rock piyasasına dair

müzikle yakından ilgilenen, birçok müzik yapımcısı ve aranjör ile ahbaplığı olan biri olarak bunun sebeplerini sayfalarca sayabilirim. ama en basit madde ile özetleyebilirim;

2015'den beri müzik piyasasının her geçen gün daha da kötüye gitmesidir bunun en büyük sebebi. özellikle 3 yıldır rock müzik piyasasında yaprak kımıldamamasının sebebi de tamamen ülkedeki ekonomi ile alakalı bir durum.

albüm maliyetleri zaten çok yüksekti. zaten birçok grubun gücü zar zor yetiyordu. sırf prova ve bazı kayıt maliyetlerini aşağıya çekmek için kendi stüdyolarını açan gruplar ve sanatçılar oldu. açanların yarısı kapatmak zorunda kaldı. "bedavaya getiririm" kafasıyla yaptıkları bu hamle daha da zarara yol açtı.

zaten albüm denen şey pek para kazandırmaz. yani türkiye'de kazandırmaz. albüm sadece tanıtım içindir. emin olun türkiye'deki pek çok rock müzisyeni, şarkılarının youtube'da dinlenmesini istiyor. albüm falan hikaye. para konserlerden ve turnelerden geliyor. yeter ki insanların şarkılara aşinalığı olsun, şarkılar tanınsın, bunun sonucunda da insanlar konsere gelsin. yıllardır bu çark böyle yürüyor. çoğu grup, gerçekten de reklam yatırımı olarak görüyordu albümü.

sonra ne oldu biliyor musunuz? adanalı bir adam çıktı ve türkiye'nin her yerinde festivaller organize etmeye başladı. epey de rağbet gördü. zaten kafaya oynayan grup ve sanatçıların tamamı da o festivallerde düzenli olarak yer aldı. işte burada, hesaba katılmadık bir sorun ortaya çıktı. grupların çoğu, hiçbir organizasyon ya da konser girişimi ile uğraşamdan, düzenli olarak her yerde sahne alıp, parasına baktı. şartlar o kadar iyiydi ki, pek çok grup bu festivaller dışında sahne almanın yasak olduğu sözleşmelere düşünmeden imza attı! olay artık kocaman bir çarka dönüştü. türkiye'deki tanınmış grupların %80'ini içeren bir festival kadrosu, türkiye'nin dört bir yanını gezerek paranın a. koymaya başladılar.

peki ya üretkenlik? ne gerek var! 10-15-20 yıllık şarkılarla hala para kazanıyorlar nasıl olsa... insanlar hala bıkmadan usanmadan dinliyor ve konserin sonunda "bi daha!" diye bağırıyorlar. ne gerek var kafayı yormaya, masraf çıkarmaya?

2000'li yılların ortalarını hatırlayın. kurban'ın insanlar albümünün de içinde olduğu o dönemde bir fırtına başladı. belki de rock tarihinin en kaliteli albümleri art arda geldi. athena ve mor ve ötesi, art arda taş gibi albümler çıkardı. öyle bir dönemdi ki, pek çok grup hala o yılların ekmeğini yiyor. tüm bunları 2 cümle ile özetleyecek olursak, adanalı'nın kurduğu düzende işler gayet tıkırında yürüyor. şu ekonomik koşullarda gereksiz masraf çıkaracak üretkenliklere girmiyor kimse, olay bundan ibaret.

Athena


"Eski" bir rock dinleyicisinden

rock müzik artık mainstream tür değildir. rock tıpkı jazz gibi, disco gibi bir döneme damgasını vurmuş ve artık vintage bir tarz olmuştur. rock müziğin neden gözden düştüğünü bırakınız unique wisdom’ım ile açıklayayım.

1. bu tarzı icra etmek oldukça zahmetli ve pahalı. bu eskiden daha da pahalıydı hatta. ama tezatındaki müzik tarzlarına baktığımızda ise inanılmaz ucuz bir üretim maliyeti görüyoruz. yatak odasında fl studio ile 16 yaşındaki bir çocuktan çıkan şarkı tüm dünyanın dans ettiği bir şarkıya dönüşebiliyor. "yaşasın demokrasi" diyorum bu noktada. rock müzik albümünü kaliteli bir şekilde üretmek için yatak odanız ve laptop’unuzdan fazlası gerekiyor. gitar, bas gitar kanallarını çok çok ucuza ve yüksek kaliteli kaydedebilirsiniz belki ama iyi bir davul sound’u alamazsınız. rock müziğin temel taşıdır davul sound’u. zaten kaç tane elementi var ki?

2. inanılmaz yetenek ister. üretimin pahalı olması bir yana, paranız olsa da yeteneğiniz yoksa bu iş olmaz. özellikle vokalist inanılmaz yetenekli ve güzel sesli ve hoş bir görüntüye sahip ve yakışıklı/güzel/seksi değilse o grup ölü doğmuştur. başarı şansı yoktur. çünkü rock müzik posterlerle var olur. poser karakterler gerekir. tezatındaki tarza baktığımızda ise başarılı dj’lerin, elektronik duo’ların tipini bilmenize gerek yoktur. konu o değil çünkü. deadmau5, boris brejcha gibi dj/producer’ların dinleyicileri bile tiplerini bilmiyor olabilir.

3. grup müziği olduğu için en az 2 kişi gerektirir. ama genelde 4-5 kişiden oluşur. 4-5 kişi demek her kafadan ses çıkması demektir. bu topluluğun yönetilmesi gerekir. bir işletme gibi başına yönetici koymak gerekir. bu yönetici kişisi grup içinden de olabilir grup dışından da. dolayısı ile 5 kişiyi hem sanatsal kararlarda, hem mali kararlarda hem de organizasyon kararlarında yönetmek 1 kişiyi yönetmekten zordur. tüm grup elemanları, aynı değerde fikre sahip oldukları gibi bir yanılgıya düşer. bu yanlıştır. rock grubunda 1 ya da en fazla 2 beyin olmalıdır. gerisi işçidir. herkesin sözü dinlenmez, demokrasi işlemez. herkesin sözü dinlenirse ortaya vasat işler çıkar.

sonuç: eski bir rock’çı-metalci olarak bu tarza saplantılı kalmamak gerektiğini düşünüyorum. bir dönemi kasıp kavurdu. biz de içinde eğlendik. fanatik olmaya lüzum yok. günümüz ihtiyaçlarına cevap veremiyor artık bu tarz. insanlar dertlerinden sıyrılmak, depresyonla mücadele etmek istiyor. vücudunda daha fazla serotonin olsun diye spor yapıyor, madde kullanıyor. müzik de bu mücadelenin bir parçası olarak insanlara yardım etmeli. insanın enerjisini yükseltip mutsuzlukla savaşmalı. mutsuzluğu övmemeli. rock müzik bunu yapamadı. yapamamasını geçtim, bile isteye mutsuz bir kültür oluşturdu.

Arctic Monkeys'in vokalist ve söz yazarı Alex Turner.


Alternatif bir yorumla bitirelim

ac/dc, 2018 yılında verdiği konserleri doldurabiliyorsa, rock müzik o kadar da ölmemiş demektir. trap'in, hipster modasının yükselişi sizi yanıltmasın. bunlar tamamen geçici şeylerdir. zira bundan 10 yıl önce de farklı trendler, farklı eğilimler vardı. rock müzik her zaman sadık bir dinleyici kitlesine sahip, bu yüzden kolay kolay ölmez.

son beş yıldır ortaya çıkan trap'çilerin, hipsterların, her yaz farklı bir cinsi piyasaya çıkan popçuların her sokak başında mantar gibi biten lokmacılardan farkı yok. bir dönem popüler olup sevilirler ancak başka bir trend çıktığında unutulurlar. herhangi bir bit pazarına gidin, tezgâhları 90'lı yıllarda üç aylığına inanılmaz popüler olup sonra unutulmuş popçularla doludur. rock müzik farklıdır, dinleyici kitlesi artıp azalabilir ancak her zaman sadık bir kitlesi vardır.

"kendini yenileyemiyor" diyen arkadaşları da eddie'ye (iron maiden maskotu) havale ediyorum, zira 100'ün üzerinde alt janrı olan bir tür için "kendini yenileyemiyor" demek garip bir şey.

rock, derinliği olan ve "bir şeyleri anlatabilen" bir tür. bir rock grubunuz varsa, şarkılarınızda eğitim sistemine duyduğunuz öfkeden de, sokağınızdaki çöpçünün trajik yaşamından da, mitolojiyle ilgili konulardan da, eski sevgilinizden de bahsedebilirsiniz. zira bu müzik bir bas bir gitarın tıngırdamasından ibaret değil. blues'dan klasik müziğe kadar geniş bir kaynaktan beslenen, kendini yenileyebilen, yaratıcılığa ve üretkenliğe müsait bir tür.

dolayısıyla, lise yıllarında cradle of filth dinleyip bugün hipster olmanız rock müziğin öldüğünü göstermiyor. belki siz ölmüşsünüzdür? bir kontrol edin derim.

elbette, reddemeyeceğimiz bir konu var. 2010'lu yıllarda çıkan gruplar, ac/dc'nin ya da metallica'nın yarattığı heyecanı yaratmıyor. ancak bu rock müziğe özgü bir durum değil.

günümüzde en çok dinlenilen pop müzisyenleri kimler mesela? rihanna, lana del ray falan. bunlar michael jackson'ın, madonna'nın yarattığı etkiyi, coşkuyu yaratmıyor. elektronik müzikle pek aram yok ama 2010'lu yıllarda popüler olan herhangi bir dj'in tiesto'nun 10 yıl önce yarattığı heyecanı var edebileceğini sanmıyorum. ben fero son günlerde epey popüler mesela ama ceza'nın 10 yıl önce sahip olduğu hayran kitlesine sahip olduğunu zannetmiyorum. tabi, bu türleri pek bilmediğim için yüzeysel konuşmuş olabilirim.

müziğe ulaşmanın daha önce hiç olmadığı kadar kolay olduğu bir çağdayız. bu durum dinleyicinin verdiği tepkiyi büyük ölçüde değiştirdi. ancak bu pop, rap, rock veya başka bir türün öldüğünü göstermez.

Bir Dönem Efsane Olmuş Ama Şimdilerde Unutulan Türk Rock Grupları

Sadece Bir Grubun Değil, Rock Tarihinin Belki de En İyi Albümü: Led Zeppelin IV

Bruce Springsteen, Hayranları Tarafından Neden "Patron" Olarak Biliniyor?