Romantik Değil Trajik: Dance Me to the End of Love’ın Bilinmeyen Hikayesi

Leonard Cohen’in en romantik şarkılarından biri sandığınız bu ezgi, aslında bambaşka bir duygunun izini sürüyor.
Romantik Değil Trajik: Dance Me to the End of Love’ın Bilinmeyen Hikayesi

spotify’da “aşk şarkıları” listene koyduğun dance me to the end of love, gerçekte sevgililere değil, ölüm sırasındaki insanlara çalınan bir ezgi. leonard cohen, bir radyo söyleşisinde şöyle anlatıyor: “nazi kamplarında yahudi müzisyenlere, gaz odalarının önünde keman çaldırırlardı. ben bu şarkıyı o kemancılara adadım.”

mahkumlar gaz odasına götürülürken, arkada küçük bir yaylı çalgılar grubu mecburen serenat yapıyordu. bu müzik, infazın “son fonu” gibiydi: hem dehşeti örten bir perde, hem de çalanlar için çaresizlik sesi. cohen çocukken bir fotoğraf görmüş: vahşi batı yahut yahudi soykırım filmerinden bilirsiniz, çizgili mahkum kıyafetleri, bu kıyafetler içinde bir yaylı dörtlü, bacasından duman çıkan krematoryumun önünde çalıyor. yıllar sonra bu görüntüyü “yanan keman” sözüne dönüştürdü. şarkıdaki “lift me like an olive branch” (beni zeytin dalı gibi kaldır) ya da “dance me to the end of love” (beni sevdanın sonuna kadar dans ettir) dizeleri, hem aşka hem de o son yürüyüşe aynı anda işaret ediyor.


stüdyodan liste başına

- 1983’te cohen, yunanistan’da eski bir klavyeyle ilk melodiyi çıkardı.

- 1984’te toronto’da kaydedildi; various positions albümünün açılış şarkısı oldu.

- columbia records önce “fazla karanlık” deyip abd’de yayımlamadı; avrupa’da patlayınca geri adım attı.

- zamanla madeleine peyroux, sting, bob dylan gibi isimler yorumladı; şarkı bir “modern standart”a dönüştü.

neden hâlâ çarpıcı?

- çifte anlam: hem “sonsuz aşka dans” diye okunabilir hem de “ölüm yürüyüşüne ağıt.”

- basit müzik, derin gölge: elde sadece birkaç akor var, ama arkalarında dünyanın en karanlık sahnesi duruyor.

- ironi: bugün binlerce düğünde çalınıyor; konuklar romantikçe süzülürken asıl hikâyeyi bilmeyenler, krematoryum dumanı yerine sis makinesini görüyor.

bu şarkı, aşkın ve sanatın en karanlık ortamda bile susmadığını gösteren çarpıcı bir örnek ve melodinin altındaki gerçek görünmese de hala orada.